Okumak ile felsefe, araba farları gibi yürümenin ışık verenleri anlamındalar.
Aydınlık, karanlığın zıttı olarak görüntüyü kast eder. Düşünce boyutunda doğrunun görünürlüğü anlamında kullanılır.
Bir dönem öğrenci sayısının onbir milyon olduğu duyulur duyulmaz bugünkü atanma sorunları, bir oda'nın içinde aniden ışık veren ampulün etrafı gösterdiği gibi isabetlice görünmüştü. Çünkü her yıl gelecek olan milyonlarca diplomalıya karşılık milyonlarca görev mekanı gelemeyecekti. Yirmi yıllık görev süresi, doluşun boşalıştan hızlı olacağının göstergesiydi. Bunun adına görü denir.
Öğrenci sayısını duymak okumaktır/bilgi almaktır. Bu bilgiyle bağlantılı olarak bazı hesaplamalar yapmak felsefedir. Bunlarla neticeyi görebilmenin adına aydınlık demek yerinde olmuştur.
Elma'nın düşüşüyle yerçekimine varmak da okuma ve felseyle olmuştur. Düşüşe şahit oluş okumadır. Nedelerini sorgulmak felsefedir. Tüm düşmelerin sebebi yerçekimi olduğu bilinci, o konunun aydınlığa çıkmış kısmıdır. Daha fazlasını merak eden yada kalbin tatminine alkış aracını temin etmek çin bilgi çıkarmak arzusunda olanlar aynı metodla varılmış mesafeden itibaren yürüyebilirler.
Her kalbin kendi heyecan yolunu bulması, çeşitli işlerin yürüme sebebi olsada, bütün amacın heyecan olması sapmaya sebeptir.
Yeteneğin varlık nedeninin görev ve sorumluluk için olduğunu bilmek, heyecanın sadece teker döndürme enerjisi/itici yürütücü etken olduğunu netleştirir.
Arabanın varlık amacı tekerin dönmesi değildir. Tekerin dönmesi arabanın amaçsal varlığına bir hizmet parçasıdır.
Kişinin kişisel ihtiyaç miktarı beliyken, bir ülkenin yada dünyanın ihtiyaçları için çabalaması, iki tür etkene bağlıdır. Can'nın heyecan, ruhun huzur ihtiyaçları.
Heyecan kısmına odaklanış, huzur kısmının bertaraf olmasına sebeptir. Sorumluluk bilincinin dahil oluşu, dengeyi sağlama gereğidir.
Taşın başa değilde kulağa denk gelişinin sorumluluk uyarısı olduğu bilincini beyan etmek, heyecana araç ediş olsada, sorumluluğa müdahil olmaları için dinleyenleri icraatlara bekçi kılmaktır. Bunun anlamı, görevi doğru icra ediş konum, imkan, yetenek ve heyecan bedelidir, görev ihmal ise, cezaya sebeptir. Bu detaylara uyarı taşı şeklinde imayen ışık tumak, yeminle yüklenilen sorumluluğun sebepselliğini beyanla bağlamak ve kaçış yollarını kapatmak demektir.
Baş üstündeyken başlık görevlerinin hakkını vermeyiş, kendini ayak altında bulmaya sebep olur. Sütten çıkmış ak kaşık olmamaya rağmen verilen görevlerin önceki yanlışlara karşılık bedel olma durumlarıda vardır. Konum ve görev işlerini kirlilikten arınma banyosu olarak görmek, heyecana odaklanıp sapmayı önler.
Soru: milimetrik hesaplarla sıyırabilme kudretine sahip bir mesajcı-uyarıcı varsa, onun sadece küçük bir bölgeyi baz alma durumu olabilirmi?
Cevap: alsa bile, bütünsel bir hesabın parçası olarak baz alır.
Motor fabrikası ile teker fabrikası birbirinden bağımsız değillerdir. İkiside arabayı var edici amaca bağlıdırlar. Bundan dolayı müdürler, kendi fabrikalarının dizaynı yanında diğer fabrikaların dizaynlarınada duyarlı olmak zorundalar. Yani, sadece kendi dizaynının tamam olması, bütünsel amacın rotasında olduğu anlamına gelmediği için bölgesel görevin de tümden tamam olduğu anlamına gelmez.
Her müdür kendi uyarısal olaylarını örnekte olduğu gibi yakalarına rozet edinmeliler.
Tüm araba/dünya, kendi küçük bir parçasını aynı anda görebilme imkânına vardıysa, küçük parçaların da arabanın bütünselliğini görmezden gelme devri geçmiştir demektir.
Tüm parçalar hem kendi hemde diğer parçaların selametinden sorumludurlar. Hakikat budur. 
Vites kolu camı parçalama sopası değildir. Camda parçalanıp yüzü gözü parçalasın diye orda değildir.
Geçmişte buna benzer cahilane kullanımlar olduysada onlar, örnek değil ibarettirler.
Kişi arabanın önce cahilidir. Sonra acemisidir. Sonra ustasıdır. Dünya, birbiriyle irtibat ve düzen konusunda ustalık dönemindedir.
Cahil, heyecanı hor kullanmada elde ederken usta, düzgün kullanmada elde eder.
Ustalık döneminde cahilane heyecanlar takdir değil, tahkir sebebidir.
Kürsü seyircileri daha önce ses mesafesindeki etrafla sınırlıydı. Şimdiki etraf, tüm dünya olduğuna göre, hitaplar da artık tüm dünyaya da  pay vermek durumundalar. 
Gelişimin dikkate alınmayan amaçlarından biriside bu olsa gerek. Önceliklerin sesleri bugünkü kadar geniş alanlara ulaşamaması, bugünküler arasında genel düzene yönelik sorumluluk farkına sebeptir.
Önceki, camı kırdıydasada ne arabayı nede camın varlık sebebini tam olarak kavrayamamış olmasından kaynaklı olur.
Nice tahribat ve zarar verici uygulamar artık bilince çıkmıştır. Çözüm çare bulma imkanları gelişmiştir. Tüm bunlar, genel düzene yönelik duyarlı olabilmeye yeterli sebeplerdir.

Bütünsel amaç bulunacak ve bununla beraber nefes alan her akıl sahibi, konum ile imkanı itibariyle amaca uygun olması gereken görev ve ayarını bulacak.
Yeni bir tür zenginliğin kapısı dünyaya açılacak.
İcraatlerin, fay içermeyen yeni bir kapının açılmasına dönük olması dileğiyle.