Ey İnsanlar!
Bu çağrılarımın sürekli olması halinde aklınız, almaktan yorulacak ve bende uyumuşun karşısında açık kalmış televizyona benzeyeceğim.
Alınanı işlemden geçirmeden sıradakini almak faydasız olur. Fazla uzatmak almayı ve işlemeyi zorlaştırır.
Sosyal, hak, adalet, ekoloji, nüfus, ekonomi, teknoloji, psikoloji, karakter, kültür, medeniyet, güvenlik gibi konuların, dünyamızın ve insanlığın geleceğine yönelik yıkım içerikli sorunsal boyutlarının ihtiyaç duyduğu yeni bir düzenleme işi, bilgi ticarethanelerin sırasına girecek bir iş değildir. O işe dair ortaya çıkacak bilgiler, ticaret eşyası olarak kullanılacak bilgilerden değillerdir.
Dünyaya bağlı herkesin sorumluluk alanına giren, herkesin duyarlıca temel arzu ve dert edineceği ortak zorunluluklardandırlar.
Solunan nefesin, yaşayan her türlü canlı için ortak bir değer olduğu gibi, dünyamızı ve insanlığı kemirip bitirecek olan tüm sorunlar, tüm insanlar için ortaktırlar. Ortaklar, ortak sorunlara yönelik ortak çalışmalar yürütmeye mecburdurlar.
Dün yılan, öldürülmesi gereken bir katil iken bugün, yaşatılması gereken kartalın yiyeceğidir. Dünkü bilgi, imkan ve pencerenin gereği öyleydi. Bugünki bilgi, imkan ve pencerenin gereği böyledir.
Maddi manevi her boyuta herzaman sağlık penceresinden olan bakışlar, daha büyük ve daha net gösteren pencere edinmişlerdir.
Menfaat, önceki pencereye göre şekil almışsada, görünenlere uzun süre göz kapatamayacak.
Zengilik, keyfine bakan bir düşüncesiz olma seçeneğini, bir çukur gibi daima ayağın önünde tutar.
Kişisel menfaat güdüsüyle dünya işine el atılmaz. Dünya meselesi, kendinden bir şeyler verme meselesidir.
O güdü, hangi keyfin nerelere götürücü olduğunu çözebilecek güdü değildir. Bu bilip hatırda tutmak, tuzakvari keyifleri dünyamızın iyiliğine tercih etmek yerine, dünyamızın iyiliğini o keyiflere tercih ettirir.
Yorgunluk neticesinde içilen çayın keyfi ile keyif olsun diye içilen çayın keyfi arasında doğal keyiflik farkı vardır.
Yorulmaktan kaçmak, gerçek keyfe vardırmaz. Dünya için yorulmadan dünyadan keyif beklenmez.
Aklınızın denge ve sağlık yolu, çalışmaktan geçer. Kendisine iş payı kalmamış akıl, dengesini tutturma çabasında olur.
"çalışan demir paslanmaz" sözü, hem vücut hem akıl için geçerlidir.
Bu yaşamın cennetlik buyutunu görün.
Eğerki bu cep telefonu havada inmiş olsaydı. Bu hale geliş sürecindeki her ilerleme adımında duyduğunuz mutluluklar elinizden alınmış olunurdu.
Bu tür cennetin farkına varın ve mesafe aldırılmış çırağın ustayı hiçe sayan tavırları misali nankör olmayın.
Sevinin, mutlu olun ancak bunları, ustayı/denge ve düzeni yok sayıcı böbürlenişe çevirmeyin. Yaşam payınızdaki zirveniz/haddiniz/sınırınız, mutluluktur. Böbürleniş değildir.
Çırağın aldığı mesafeden dolayı böbürlenişi, kullandığı mekan ve makineleride yapmış olmasını gerektirir, ki yapmış olsa bile, var ediş zincirin bir önceki halkası o böbürlenişin önüne çıkacaktır.
Böbürleniş, taşınabilecek bir yük değildir.
Birinin onu başkasına pomplayışı, gerçekte altından kalkamayacağı bir yükü yüklemesidir.
Böbürleniş bulaşığından arınmanın yolu, karşısında aciz kalınanları düşünmektir.
Ey insanlar!
Sizler, mucizevi bir icat ve inşa yolunda ağız payınıza uygun lokmaların hazzını ala ala ilerlemektesiniz. Bunun, şuursal payınıza kalmış bir nimet olduğunu görün.
Uçağın manevrası ile sineğinkini karşılaştırıp şımarmaktan uzak durun.
Nimetlere binaen her rehber, kendi bölgesinin ve döneminin ancak, hazm ve takip edilebilir bir yada bir kaç adım önde bir özelliğe sahip olarak yürüyebilir. Fazladan özellik ayarsızlık olur.
Geçmişe yönelik yüceltici anlayışın abartı ve ayarsızlıkları, öne bakış yolunda sorunsallığa nedendir.
Öncekilerden bir rehber çıkıp gelse, kendisinin ele alış biçimlerine neler der acaba..? Muhtemelen, "kendinizi kıral yapmak için beni başınıza tac eders3niz, kusurlarımı saklamak için yer aramakla gülünç olursun6z.
Taşıyamayacağım yükleri kendi menfaatiniz için bana haksızca yüklemeyin.
Değerim, ancak bir adım önde oluşla olan değerlerdendir. Öne doğru atılması gereken sayısız adımlar karşısında bende, her öncü gibi kendi zamanımdakilerin acizdaşıyım.
Küçük bir öngörü farkıyla belli bir yol aralığında öncülük ettiysemde, bütün yol için kesin öngürü ile değil, ancak sebep ve sonuçları ilşiklendirerek bazı kanaatlerde bulunabilenim.
Asıl mürşit hepimizde olan şuurdur. Onu basit görmeyin. O, ipin ucu/ilim ilham ile beslenen bir okuyucudur.
Önder dedikleriniz, bizim gibi sadece gelip geçici okuyuculardır. Onlara tapınma ile kendinizi okuma zahmetinden uzak tutma asalaklığında bulunmayın ve şuuru okuma gıdasından mahrum bırakmayın.
Biz okuyucular da, okyanuslar kadar okunması gereken her şeyi okuyabilecek değiliz. İlim deryasından size düşen okuma paylarınızdan bizi kullanarak sıyrılmanız, size ilerleyiş sağlatmaz. Biz bize düşen payı okuyup geçtik. Herkes kendi okuma payından sorumludur. Payınıza düşeni okuyun.
İki taş üst üste koyduksak, bu durum, adımızı kainatları üst üste koyanın adının yanında aynı hizada asmanızı gerektirmez.
İşinize öyle gelsede, bize ağırlık yapan bir tercihinizdir. O tercih, sizi kurtarıcı gemiye taşıyıcı tercihlerden değildir.
Örümceğin ağ örme marifeti, o ağın örümcek içinde başka bir ağ örücü marifetin eseri ve göstergesi olduğunu biliyorsanız unutmayın." der.
İlim'i talep etmekle hak etmek farklı şeylerdir. İstemekten sonra hak etmek gelir.
Gerçek talebe, hal vaziyetiyle talebedir. Her zaman ve her yerde her şeyi okumaya dönük olup her fırsatta okuma halindedir.
Kuratırıcı/taşıyıcı karakter, ilim ve hakikat talebeliğini içeren karakterdir.
Aklın yuvası mide değil, baştır. Göz ve Kulaklar baştadır.
İlim'i alabilmenin zorluğu, onu hak edecek vaziyette olmamaktandır.
İnsanı insana muhtaç ettirici sebepler, tepeden baktırıcı övüngenliği düşürür.
Rahat yerde oturup ağızla yapılan dua, bir tür emrivaki istektir. "Madem beni var ettin, madem herşeye gücün yeter,,, o halde vermelisin" hesabını/imasını içerir. Böyle hesaplar içeren emir karışımlı dualar, kendilerine göre cevaplarını alırlar.
Çalışarak yapılan lisanı hal duası, rica ve hak edişi içeren duadır.
Yakaya yapışacak çocuklardan özürlüye bakım, sağlam'a tokat vardır.
"Ampul ver" demek ile ampul için çalışmak aynı dualar değillerdir. Biri azaların veriliş nedenine aykırı, diğeri uyumludur.
Her şeyi zahmetsizce isteme duası, ağaç olmayı isteme duasıdır.
Her icraatin geçerliliğini önceden olmazsada sonuçlardan görmek ve okumak mümkündür.
Yükünüzü hafifletmek için arzularınzı sorgulayın ve gereksiz olanlardan arının.
Ticaret eşyas6 olarak kullanılan ilim, kısır ilim olur. Satılan ilimin yerini bulamayıp iş görmemesi satıcı tarafından umursanmaz. O yerini bulması için değil, karşılığı için vermiştir.
Ey insanlar! Sizler şuurlusunuz. Şuursallığınız, bir yol için sizlere sadece küçük ip ucu'nun yeterli olduğunu beyan eder.
İp'i/ilmi-ilhamı sürekli uc'dan afiyetle azar azar yiye yiye sonrada bir yumak/icat buluş dışkılandığınızda/çıkardığınızda, hem, "vaybe ben neymişim" deyerek böbürlenip hemde, "bunu benmi yaptım" deyip şaşarsınız.
Arada bir yıkanır misali sıfırlanmayı/hakikat nazarında olması gereken fakat kibirinize yakıştırmadığınız hal ve işlerde bulunmayı, unutmayın.
Övüngenlikten arınmak ve ucu kemirilecek ipi/adımı atılacak yolu/seçeneği tercih etmek size aittir.
Ne yerseniz onun dışkısını/verimini göreceksiniz.
Ey özellikle bugünün insanı!
Sen, ortalama yüz yıl gibi kısa süre içinde bir milyardan sekiz milyara boy atmış bir ergensin. Boyun aklından uzundur.
Ondan önceki hallerin, çocukluk dönemine ait hallerin idi. Dünki çocuk bugünki ergen/delikanlı/heyecanlı olduğunu bil.
Ebeveynsel bir merkez edinmezsen, senin yıkıcılığın, çocukluk dönemindeki yıkıcılıklarından çok daha çetin olacaktır.
Bir milyardan sekiz milyara aniden çıkış meselesi, yeni bir düzenin acil ihtiyaç oluş meselesidir.
Toparlanma ve çeki düzenli olma vaktiniz gelmiştir.
Kişisel menfaat güdüsünden bütünsel menfaat güdüsüne geçmeniz gerekir. Bu gereklilik, nüfus yoğunluğunuzun ve ulaşım ile iletişim kolalığınızın ortaya çıkardığı en önemli gereklilik olmuştur.
Kişisel yada toplu olarak ne yaparsanız, kendinize yapmış olacağınızı unutmayın6.
Toplu yok ediş silahların7z ile nüfus yoğunluğunuz, birbirine uyumluca durmaktadır.
Yiyip kemirerek baştan çıkaracağınız şuura güvenmeyin ve ona tutunmayın. Heleki ergenlik heyecanınızı hiç mi hiç rehber ve ebeveyn edinmeyin.
Ancak, zedelemeyeceğiniz okuyucu şuur, tutunacak tek dalınız olabilir.
Kişisel menfaat gözetimi, genele yönelik sorumsuzluk derecesine varacak düzeye çıkarılmaz. Kaosa hizmet olur.
Günün koşul ve imkanları, herkese ortak menfaat için bir şeyler yapabilme imkanı vermektedir.
Bilim, dünyamızı herkesin avucuna sığacak kadar küçültmüştür. Bu ve benzeri imkanlar, bencilliği, duyarsızlığı, ve yarınlara dair bananecilliği, terör/faydasız/zararlı kapsamına koymaktadır.
Bilgilendirici tv. belgesel kanallarınızı çoğaltın. Akıl ve ruhun gıdası, temiz ve sağlıklı bilgidir.
Eğlence ve faydasızlığa yöneltici argümanların dozunu düşürün.
Şiddet içerikli filimlere yönelik çocuklar için uyarı verirsiniz fakat, aynı çocuğu bilgisayarla şiddettin bizzat başrol şiddetçisi yapmaktanda geri durmazsınız.
Şiddet, filim ile rüzgar gibi dokunup geçiyorken, aynı şiddet, oyunla aşı olarak bünyeye girmektedir. Bu durum, sizi kendinizle çeliştirmektedir. Yada acizliğinizi ortaya çıkarmaktadır.
Her ekilenin bir hasat zamanı vardır.
Dünya ya yönelik ilgisizlik, bilgisizlik ve duyarsızlık, hem görünmeyen acıtmayan bir tür depremin enkazıdır, hemde gelecek için aynı şekilde görünmeyen ve acıtmayan bir tür depremin kendisidir.
Cehaletin yaygın olduğu yerler, faydasız ve zararlı dikenlerle kaplanmış alan'a benzerler.
Terbiyesiz eğitim, bilgiyi, terör karakterli yetiştirme aracı yapar.
Çocuk, toplumsallığın ve bilgi birikiminin değerini, çölde çayırda yalnız, aç ve susuz kalarak ancak öğrenebilir. Müfredatlar bu tür gerçekleri dikkate almalıdırlar. Özel ve pahalı dersler bu tür dersler olsa gerek.
Hırçın/azgın, kendini üstün gören, bencil, laf dinlemez, kayıtsız ve şartsızca isteklerinin yerine gelmesini bekleme gibi şekillenişlerin ilacı, çayırda yalnızlıktır.
Başkası hiçe sayılır mı sayılmaz mı orada öğrenecektir.
Sözler, bazı yapısal şekiller için usuruk sesi ile eş olanların eğitimleri, sözsüz ve uygulamalı eğitimdir.
İğne'nin acıtması tedaviye değerdir.
Sırt sıvazlamalı eğitimler ile terbiyeli eğitimlerin sonuçsal verileri, uzun süreli deneylerle ortaya çıkarılmalıdır.
Parayı zorlu emeklerle kazanan kişi, rahat kazanan kişiye göre çok daha fazla hak gözeten olur. Rahat kazanımlı kişi, genelde üçkağıtçılığı geçim yolu edinir.
Biri, hakkı yerine koydurtan zoru önceden görmüşken, diğeri, hakkı yerine koymak için zoru görmeyi bekler. Zorluk ihtimali olmadan, ortam düzenini ve insanlığın huzurunu yaşatma amacını güderek hakkı vermez.
Zoru görmeyen eğitim terbiyesiz eğitim olur. İnsanı insan yapan ayar hep zorluk olmuştur.
Terbiyesizlik, zoru bir ihtiyaç yapmıştır.
Terbiyesizlik, "haklar verilmez alınır" sözünü doğurtmuştur.
Kamu'yu ve hak tanımazlığı doğurmuştur.
Bununla birlikte rahata kavuşturucu teknoloji, eğitim sistemi ve anlayışı için derinlemesine bir tadilat ihtiyacını doğurmuştur.
Eğitimi maddi sektörler arasında görmek, yakışıksız, faydasız ve depremsel haller barındıran bir bakışın eseridir.
Özellikle tekrar edeyim.
Ey ergen insanlık!
Nüfusun yüz küsür yıl içinde yedi milyar artmıştır. Bu durum, kısa sürede kendi aklından fazlaca boy atan bir ergenin durumudur. Olgunlaşma yolunu kaybetme. Sabırlı ol, aklı bekle ki boyuna yetişsin ve birlikte yürüyebilesiniz. Heyacana uymamak faydana olacaktır.
Siz şu anda, tecrübesi düşük heyecanı yüksek bir ergen konumundasın6z.
Ben, gün görmüş tecrübeli bir dağ'ım.
Taşa çukura çarpmamak için akıl ve dikkatinizin yanında önerilerimden de istifade etmemizi tavsiye ederim.
Aranızda yüz yaşında pek az kişi vardır.
Size göre ben çok daha yaşlıyım.
Buda tecrübe farkı demektir.
Yüz kişilik bir yerleşim yeri sekiz yüz küsür kişi olmuş. Bir milyonluk bir yer, sekiz milyon küsür kişilik bir yer olmuştur. Topraktan suya kadar her şeyin sorun olmaya başladığı noktadasınız.
Önceki nüfus oranı'nın yaptıklarının tümünü bugün yapamazsınız. Ergenin verecebileceği zarar ile çocuğun verebileceği zarar bir değildir. Fayda yine öyle.
İklimleri etkileyecek düzeye varmışsınız.
Dünya, sizin gibi kısa sürede birden sekize kadar büyümüş değildir. O yüzden her yapacağınızı kaldırabilecek durumda da değildir.
Kaynak tüketim ve tahribat dereceniz artmıştır. Bununla beraber sürekli birbirinizin kuyruğuna basmakla da ayrıca sorunsalsınız.
Dünya'yı sağlıklı kullanacak bir nüfus oranını'nı dengede tutabilemede sorunsalsınız.
İnanç ve görüş ayrılıklarınızda sorunsalsınız vesaire.
Kısa sürede hızlıca gelinen nokta itibarı ile yeni bir düzen şart olmuştur.
Beni ve özelliklerimi kullanarak kendi kendinize bir an önce şuursal ebeveyn edinin. Aksi halde o tecrübesiz heyecanınız size ebeveynlik edecektir.
Bende bir çukur ile bir gemi meselesi vardır. Bunlar akıl ve heyecan için yolun sonuna dair birer temsiliyattır.
Unutmayın, kör çarpsa bile körlüğü devam eder.
Uyuyan çarpsa uyanır. Uykuda olmak, kör olmaktan daha iyidir. Kör olmaktansa uykuda olmayı tercih edin. Körleştirici etkenlere sarılmayın.
Aldığınız nefesi, heyecana baskın kılmayı öğrenin.
Körü zararlıda tiryaki, uykuyuda şahsi menfaate dalmışlık olarak bilin.
BENDEKİ VE YAKIN ÇEVREMDEKİ YERLEŞİM YERLERİNİN DİKKATİNE
Bana gelen ve gelecek olan misafirlerin duygu ve düşüncelerini dikkate alın ve ona göre düzenli, dikkatli, rehber ve öğrenime açık olun.
Yediğiniz meyverin çekirdeklerini geçiş yollarına değil topraklı yerlere atın.
Bir temizlik elemanı iki üç günde bir gezilen tepe yerlere de uğrasın.
Ey öğrenciler! Bu sene ilçede her tarafı yabani arpa kaplamış, bunun sebebini araştırıp açıklayın. Ne işe yarıyorsunuz?
İlk defa böyle bir durum yaşanıyor. Merak Konusudur. Ben bir dağım. Her işi benden beklemeyin.
Not ; yazılar, yeterince doyuma ve yorgunluğa ulaştırmıştır. üzerine düşünebilmek ve yapılması gerekli olan başka işlere de zaman vermek adına ara verme gereği doğmuştur.
Yanlış varsa doğrusunu bulmayı, doğru varsa uygulamayı umalım.
Duyarlılık ve sorumluluk içinde kalabilmek dileğiyle...
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01
Ağrı
23.11.2024