Tarih: 25.05.2024 11:45

DEPREM DERSLERİ (43)

Facebook Twitter Linked-in

Vücut tipi ile uyumlu olan davranışlar, sperm yumurta yapısına kadar birbiriyle bağlantılıdır. Tohumdan kaynaklı kazai yasalar, kişi istemesede onu bazı yönelimlere/tercihlere doğru baskılar. Buna zaaf yada doğuştan yetenek vb. diyoruz. 

"huyum kurusun" sözü, yapılanın istemeden olduğuna dair bir göstergedir.

Bu gerçeklik, sorunların çözümünü nano biyolojiye kadar indirmektedir. 

Çeşitlilik ve farklı kapasite dereceleri, iş çeşitliliği bazında lazımdır. 

Düzenleme işlerini gen diyarına kadar indirgemek, tercih dışı kazasal seçeneklerin teknoloji vasıtasıyla tercih imkanlarına dahil olmalarıyla mümkün olmuştur.

Karakter çeşitliliği, iş çeşitliliği bazında olacak. her karakterin kendi kazai seçenekleri arasında sağlıklı olanı tercih edebilmesi yönünde ona dış yardımda bulunmak, insani vücut birliğinin gereğidir.

Yanlış, doğruyu buldurur. Gıda'da genetik bozma kabiliyeti, insanda genetik tamir yeteneğine dönüşecektir.

Her bir spermin hangi karaktere denk geldiği, o spermin hareket durumundan okumak mümkün olabilir.

Karakter, içsel baskılanma güdüsünün rotasıdır. Biyolojik yapısıyla uyumlu güdünün baskıladığı yön, karaktere isim belirtir. Her karakterin bir varoluşsal sebebi vardır.

Karakter yapı çeşitleri, tercihi değil, kazai'dir. Teknolojiyle tercihi olmuştur. Teknoloji, yaratma sıfatının insana dönüştürme olarak yansımasıdır. Bu yansıma hep negatif alanda kullanılacak değildir...

Görünmez palerini diye bir icat duyulunca, savaş kültürlü dünya insanı, bunu hemen düşman askerini kuşatma olarak beyan etti. Vahşi yaşama yakınlık olarak da olabilirdi.

İha'lar en hızlı postacı ve afatçıdır. Dinamit/bomba yol yapım için bulunmuşken kabil'in eliyle silaha dönüşen taş misali oldu.

Tüm bunlar, pozitifi negatife dönüştürücü bir varlığın paçasını gösteriyor sanki.

Bir örnek : kazasal hırs'sız karakterin kazasal seçenekleri arasında çalmak da vardır, nimetin kıymetini söz ile bildirmek de vardır. O iştahlı bir boşluk görücüdür. Değersizce atarcasına ulu orta bırakılmışa yönelik iştahtır. Çalması değer bildirimi olur. Kilidi kırmakla yada engeli aşmakla almak, bir hesap dahilinde bırakılmışı almak ve göreni umursamadan almak, çalmak değil soygundur. Cezası kamu düzenini bozma kapsamındadır.

Bisikleti çöpe atarcasına sokakta bırakmak, hem dışa yönelik iştah tahrik kabahatidir, hemde nimete/istifadeye saygısızlıktır. Hırsız, bisikleti çakmakla o saygısız halleri sahibe anlatmış olur. Bulunması halinde çalma bedeli iade yada ödemedir. Yoksa, aynı değere karşılık kamu hizmetinde çalışmaktır. 

Bu izah, bir karakter çeşidinin varlık sebep ve seçeneklerine dair bir örnektir. 

Eşyadan ifade okuyabilecek kadar yüksek erdeme ulaşmış toplumların eşyaya saygısal davranışları, hırsız karakterliye seçenek olarak eğlendirme sanatlarını bırakır. Her karaktere uygun eğitim çeşitleri vardır.

SAĞLIK İÇİN NANO PSİKOLOJİK ŞEFAFLIĞI

Kavga ve savaşların ortaya çıkış nedeni, iç dünyanın saklı oluşudur. 

Bu saklılık, kişinin kendini bilmemesine ve kendini kandırmasına da sebeptir.

Görünen gerçek, çözümün gerçeğini görünür kılar.

İç dünya görünür olduğu zaman kişi, niyetini temiz tutma çabasına girer. Bozuluma sebep olacak tohumsal bir görüntüden, sesten, hareketten ve hayalden kaçınır. Bu dikkatin adı nano psikoloji'dir.

Nano psikoloji vasıtasıyla beyin kapasitemizin kullanmadığımız kısımlarını kullanma yolu açılır.

Sapkınlıklara varmayan barış ortamının enerjisi, ağaç gibi bilime açılır.

NANO BİYOLOJİ İLE DÜNYANIN PSİKOLOJİK SAĞLIĞINI TEMİN ETMEK 

Her çeşit kültür yapısı, global sağlığın aynasıyla kendisine çeki düzen verme zamanına girmiştir.

Bu6 zaman, kuytusal devirleri geride bırakmış ve herkesin sahnede olduğu zamandır.

Kalabalık ortama giderken elbisenin, sözün ve hareketin temiz olanı seçilir. Televizyon ve internet devri, bütün dünyayı buluşturan devirdir. Tanıtma ve tanışma kolaylığı sağlanmıştır.

VÜCUDU BİLMEK

Vücut bilincinde makatın baş başın makat olma ihtimali düşüktür. Makat, dışkıyı dışarı verme görevliye vücut için baş gibi önem taşır.

Her organ, kendi varoluşsal sebep ve kuralı çerçevesinde şereflidir/değerlidir.

Dışkı pislik değildir. Pislik anlamındaki pislik, kendi gerçeğine uygun yerde olmamaktır. Dışkı yeri topraktır. Orada hazine değerinde gübredir. Yeri olmayan ağızda, pisliktir. 

Herşeye ağız işbirliği ile yemek gözüyle bakma aç gözlülüğü, dışkıya da aynı göz ile baktırdığı ve ağıza uyumsuzluğunu gördüğü için açlık açısından ona kötü anlamında pislik dedirtir.

Dışkıya pislik demenin yolu, mezarlığa tuvalet demeye çıkar. Anti kibir olarak. Dışkı da topraktan gelip toprağa gidendir. Dışkı vücuttayken işleyişe zarar yada fayda verip vermediğiyle kötü yada iyi olarak yargılanıp hak ettiği ismi alır.

Vücutlarımız bir gün tabiat vücudu'nun dışkısı olacaklar. (Sümük te bir dışkıdır.) Organlarda kısmen eser olarak yaşamaya devam ederek.

Dışkı önce toprağa sonra ağız'a yemektir. 

Sabrın sonu "su yerini bulur"dur.

BAKIŞ

Başka karakter yapısına kısa yoldan sadece kendi menfaati (yemek) hesabı ile bakmak, birbirini kötüleme tabirileri ile sonuçlanır.

Vücutlar, sağlık isteyen ve gerektiren yapılardır. Vücudun sağlığına uymayan ve bozucu etkene sahip olan her şey, vücudun bozguncusu/şeytanı/terörü/pisliği kapsamına girer. İnsanlık tek bir vücut olduğunda vücudun şeytanı/kötüsü netleşir.

Kişi'nin kokusu kendisini değil, yanındakini rahatsız eder.

Bu hakikat, yanyana geliş mecburiyetine/kazasına empati yasasını sunar.

EMPATİ

Misafirler gelecek denildiğinde, etraftaki dağınıklık göze çarpar. Göz, misafirin gözüne gidip ordan bakma ile bir çeşit duyusal ışınlanma yaşar. 

Toplumsal düzenin temeli empatidir.

Dilenci gelecek denildiğinde etraf pek dikkate alınmaz.

Kişi karnesi, yeni gelecek kişi dünyasında etraftaki düzeni ile beraber yazılır. 

Dilenci, alacağı bağış'a odaklıdır. Mecburi dilenci, misafir gibi yargılar. Ruhsal olarak da dilenci ise, kısa görüşlüdür.

DİLENCİ 

Ruhsal dilenci, sadece alandır. Mecburi dilenci, aynı zamanda durumuna göre verendir. Asıl dilenci ruhsal/psikolojik olandır. zenginde olsa karşılıksız kuruş vermez. Hakkı tam değil eksik vermeye meyilldir. Gelecek kaygısı sadece maddiyatla ilişiktir. Aslen sadakanın yerini bulduğu mercidir. Mide doygun olsada göz aç'tır. Gözü doyurma sevabı da vardır. Bu anlamda maddi yoksul, maddi zengine sadaka verebilir. 

Mecburi dilencinin aldıkları, onun için bir borç hükmüne girer. İmkanı olur olmaz ödemeye dönük olur. Daha çok sosyal düzen odaklıdır. Düzenli ortam onun zenginliğidir. 

CANA VAR 

Canavar, orta bir deyimidir. Sağı solu, can'a can var ile cana ölüm var şeklindedir. Bütün maddeler kullanım durumuna göre hem cana candır,, hemde cana ölümdür. Can için her iki "var" söz konusudur. 

Mevcut durumdaki canavar algısı, en iri yırtıcıdan gelme bir ad olsada, onunla benzer vaziyete giren her çeşit vaziyete tanım yardımı olarak yakıştırma şeklinde geçebilmektedir.

Asıl canavarlık, ihtiyaca hesapsızca direk yönelimdir. Şuurun devre dışılığıdır.

Yüksek ihtiyaç basıncı ne kadar yükselirse, şuuru o kadar devre dışı etmeye güç kazanır. Basıncı yönetme ve yönlendirme eğitimi olmayan kişi yada toplumlar, genel algıdaki tabirle canavari/terbiyesiz kişi yada toplum olurlar.

AŞİRET/EZŞİRET

Şiret, nasihat demektir. Nasihat kültürüyle hareket eden kişi yada topluluklara eşiret/ezşiret denir. Yani "ben nasihat" Nasihatle yol bulanım/yaşayanım anlamına gelir. 

Ezşiretin sağlık açısındaki manasal adı, "cana can var" dır.

Başkasına yönelik hesapsız/kuralsız/duyarsız şekilde ihtiyaç giderimine kalkışmanın önüne bariyer/barikat/duvar/set'tir.

Ezşiret, gobal vücudu sağlıklıca yaşatan bir organıdır. 

KABİLE/KABİLİ

Kabil, kardeşinin kafasına nesneyi indirme tercihinde bulunurken, kaza aleminin yasalarından haberi yoktu. Cahil tercih, bilmediği bir yasayı harekete geçirdi ve o yasa tercihe yine bir yasa/hareketsiz vücut sundu. 

Bu durum, bir öğrenim oldu ancak bedelli oldu. Kaza aleminin yasalarından bir tanesi öğrenildi.

Her ne kadar o depremden bir ders çıktıysada, fay hattı var olmaya devam etti. Nesneyi kafaya indirten güdü/fay/şeytan yok olmadı. 

Dünya nesili, kabil'in taşıdığı fay'la beraber çoğaldı. Fay harekete geçip6. Atasının benzer eserini ortaya koyduğu vakit, yapılan bu eylemin adına kabili denildi. Kabil deyimi, daha sonra katil olarakda  yansıdı. Katilin manasal adı, "cana ölüm var" dır.

Fay taşıyıcısı olupta, buna karşı bir önlemi bulunmayan ve bu fay'ı himaye edip besleyerek onunla ara ara depremlerle yaşamaya alışkın hale gelen topluluklara kabile denir.

FAY ETKİSİNİN SONUÇSAL ŞEKİLLENDİRMELERİ OLAN AŞİRET İLE KABİLE FARKLARININ KİŞİ ÜZERİNDEKİ ETKİKERİNİN KİŞİ'Yİ ŞEKİLLENDİRME ÇEŞİTLERİ.

Aşiret, ata yadigarı depremci fay/ihtiyaca yargısız yönelim olduğunda "biz eşiriz/aşiretiz" cümlesiyle yönelim durdurulur. Bu cümle, "haksızlık ve kötülük edenler değiliz. edersek, bu bizim insanlığa yönelik güvenilir kimliğimizi zedeler ve tabi olduğumuz yaşam tarafından ceza ve dışlamalara uğrarız" manasını taşır.

Aşiret olgusu, kendi içinde sağladığı rahat, güvenilir ve ahlaki ortam itibarı ile ilim ve bilime kapı açıcı bir olgudur. Enerji, tereddüt bekçiliğinde harcanmaktan kurtulup daha faydalı yollarda ilerler.

SELAM

Selam, tereddüt giderici bir kavramdır. Psikolojik olarak "ben insanım, senide insan olarak görüyorum" demektedir. "Biz eşiriz" cümlesiyle eş anlam taşır.

Selam, karşılaşmalarda kullanılırken, biz eşiriz ise, daha çok olaylar çıkmaza girdiğinde kullanılır. 

Ezşiret duygusu, fay'dan dolayı meydana gelmiş olan depremlerden dersler çıkarılacak şekilde çözümelere kavuşturandır. 

Engelleri evrenselliğe doğru yol açacak biçimde kaldırır. 

Aşiret/Ezşiret duygusu, kavgalı iki tarafa, bir taraf olarak değil, adaleti korur şekilde arabulucu olarak dahil olur. Adaleti bırakarak taraf olmak, suça teşviklik ve sosyal düzene ihanet olduğunu bilir. 

Kardeşi, çocuğu, annesi yada babasıda olsa, haksıza haksızsın deyip ona teşvik himayecisi olmaz. Bu durum, temel psikolojik/refleksi bir yasa seçimi olmuştur. Bozucu değil yapıcıdır. Tarafgirliği adalettir. Adaletten yanadır.

Kabile, dürtücü fay için herhangi bir engel koymayandır. İhtiyaç giderimlerinde ortama ayak uydurma çabasında olsada, fırsat olduğunda fay, rahatlıkla devreye girer ve depremini meydana getirir. 

Kavgalı olanlara adalet için değil, çıkarı doğrultusunda taraf olarak katılır. Çözümcülüğü kendi kişisel menfaatinden yanadır. 

Kavga mercii kendisi ise, yenilme ve yenme ihtimaline göre ya çözümcü yada tırmandırıcı olur. Hak, adalet ve kamu düzenini kaale almaz ve utanmaz.

İki kişinin kavgasını binlerce kişiyi saracak kadar büyütür. Ortamı gerginleştirir. Kişisel enerjiler, saldırı ve savunma refleksleri ile şekillenir.

Tanışma esnsdında birbirinin künyesini dibine kadar sorgulama geleneği her iki tarafta da oluşur

Ezşiret olan savunma amaçlı sorar, kabile olan saldırı/haksızlık amaçlı sorar.

Kabile anlayışında akraba, kavgadan haberi olsun olmasın, yada taraf olsun olmasın, otomatikman ve hükmen kavgaya dahildir. Davaları selamete erdiren anlayış, eşirettir.

Kabile anlayışında yırtıcılık yapanlar, konum sahibi efendi hükmüne geçebiliyorken, eşiret anlayışında yırtıcılık yapanlar, ayıplanan tedavilikler hükmünde olabiliyorlar. Be-rumet/yüzsüz olarak anılıp ona göre yaklaşım biçimleri alırlar.

MEVCUT ZAMAN İTİBARI İLE SOSYAL MEDYA, BİNALAŞMA, NÜFUS ARTIŞI, YENİ MODEL TAZİYE VE DÜĞÜN GİBİ SOSYAL İLİŞİKLİ OLGULAR, KABİLE VE AŞİRET ANLAYIŞLARINI HEM POZİTİF HEMDE NEGATİF DEĞİŞİMLERE UĞRATMAKTADIRLAR. 

Mevcut algıdaki tabiri ile canavar/hesapsız/bilgisiz/umursamaz/zaaflık ile ihtiyaçlara, arzulara, özenti ve alışkanlıklara olan yönelim. Yeni tarz gelişimlerle yeni kılıflar edinebilmektedir.

SOSYAL MEDYA, iletişim kolaylığı sağlarken aynı zamanda frensiz bir serbestliğe de sürüklemektedir. Frensiz serbestlik canavar için engelsiz alan6 tahis5 ettiği için psikolojik ölçüleri kaçırtarak dengesiz bir yaşama neden olmaktadır. Çabasz karşılıksız hazırcı bir yapı ortaya çıkarmaktadır. Mevcut gelişmişlik düzeyinin bilinçsiz kısımları bu şekillenişlere katkı sunucudur.

BİNALAŞMA, ortak sorun ve ortak çözüm kültürünü geliştirmektedir. Bununla beraber fiziki yakınlığın sürekliliğinden oluşan sıradanlık, manevi olarakda uzaklaşmayı getirmektedir.

NÜFUS ARTIŞI, Binalaşma ile aynı etkiye sahiptir. 

TAZİYELER, saygısal duruş atmosferi ile eşiret ve kabileyi aynı derecede hizaya koyar. Bu karma tablodaki eğitimsel boyut, kabilenin aşirete uyumasına yönlendiricidir.

Bu süreç, dünya vücudunun sağlığı için aynı karakter içinde artı yönü besleyen bir süreçtir. Bu saygısal karma atmosfer, iradeyi tutuklu olduğu dar alandan çıkarıp daha geniş ve daha pozitif bir alana tutuklatır. Bu ortamda düşünce, biraz daha büyüme elde eder. Fatihalarla sohbete fırsat vermeyişiyle konuşmaktan çok grupsal bir düşünme ortamı sağlar.

Taziye'ye ne kadar çok katılım, o kadar çok gayri insani olan kabili dürtünün o kadar köşesine sıkışması ve utanma duygusu elde etmesi demektir.

Taziyenin artı olarak en mühim yönü, yardımlaşma ve dayanışma kültürüne sunduğu katkıdır. Bu katkıyla ortaya çıkan kültürün, büyümeyle küresel boyut için güven temincisi olma rol modelliği vardır. 

Eşiret yada kabiliyet, kişisellikten ülkeselliğe kadar her ölçekte bulunabilen iki tür psikolojik şekildir. Mevcut dünya hali çoğunluk olarak kabiliyettir.

DÜĞÜNLER, taziye gibi yardımlaşma temeline dayalıdır. Taziyeye göre ipler burada daha başı boştur. Sohbet ve düşünce, müzik sesinden dolayı kesik ve kısıtlı oluşla sarhoşluğa girebilmektedir.

Düğün yönetiminin sadece müzikçi6de olmasıyla büyük kalabalık ortam atmosferi, psikolojikmen frensiz bir gidişata tabidir.

Psikolojik bir negatif kazaya müsattir. İnsanlık vücudunun sağlına yönelik henüz sağlam bir ray'a oturmuş değil6dir.

Müzikçi, otobüste yönü yolculara dönük, bir eli direksiyonda bir eli sergilediği satış ürününde yarı şöför yarı seyyar satıcıdır.

Kalabalığın rotası, doğruyu yanlışı irdelemekten uzak eğlence güdüsünün elindedir.

Taziyenin istikameti insani bir dünya vaadi içeriyorken, düğün istikameti, önü henüz netleşmemiş sisli bir yol görüntüsüne sahiptir.

HER KARAKTER,  EKSİ VE ARTISINI VÜCUT İÇİN BELİRTMELİDİR

Yeryüzü karater çeşitleri, ihtiyaç giderim ve enerji deşarj yöntemlerini genel sağlık bazında rapor etmeliller. Zarara ve faydaya doğru olan yol ve yöntemler netleştirilip dikkate alınacaklar. 

Karakter sabit, kültür değişkendir. Koşullardan ibaret olan hastalık üreteci virüsvari kültürler, yine koşullarla sağlık temin edici kültürlere dönüşebilirler.

Çeşitler, vücudun farklı organları olarak aynı amaç noktasında eşitler olacaklar.

İNSANLIK İLE SİLAHLIK

Dünyamızın silahçılık yönü övünmeyi değil, neden silaha muhtaç olduk sorusuyla dövünmeyi gerektirir.

İnsanlığın, silahlarla övünüm modunda olması, kabuğunu henüz çatlatmamış bir çağın hapiste oluş durumudur.

Kabilin vurduğu taş ile övünmesi, kendi başına da vurmasının yolunu açar.

Çocuk, ne babasının cezalarından sorumludur. Nede aynı suçları işlemeye mecburdur. İbretlik ve örnekleri ayıklama şuuruna sahiptir.

Kabiliyet ve yetenek üretkendirler. Biri silah biri ekmek üretir. Biri ölüm biri can üretir.

Bugün demode olan tüfek, dünün devrimsel atom bombasıydı. Bir gün atom bombası da bugünki tüfek hükmüne girebilir.

Bu gidişatın kabiliyet ile devam etmesi halinde, bir düğmeye basarak tüm dünya'yı yok edebilme noktasına doğru götürebilir. İnsanlık, kabiliyetle övünmeyi sürdürdüğünde, uzun vadede gideceği son nokta kendi kıyametini hazırlama olabilir. 

Telefon'nun dünyayı içine alacak kadar geliştiği gibi,  silah'ta tüm dünyayı yok edebilecek kadar gelişebilir.

Yanlışlar kabul edilmeden doğruya ulaşılmaz. Dünyasal doğrulara, dünyasal yanlışları dünyaca kabul ederek varabiliriz.

Her şey kendi zamanında makbuldür.

Zamanı henüz kalmışı ile şimdi olması gerekeni karıştırmamak lazım. 

DÜNYAYA DÜNYASAL BİR SORU

Bir gün biri tüm dünya'yı bir tıklama ile yok edebilecek bir silah bulup ürettiğinde o durumu nasıl karşılaşmamız gerekir?

1 vay şanslı keşke ben bulsaydım.

2 vay terbiyesiz dünyayı uçurum kenarına götürdün.

3 acaba nasıl buldu6 o bilgileri elde etmek gerekir.

4 o tür bilgilerin gömülüp unutulması lazım.

5 söz sahibi oldu. Şimdi her şey onun dediği olacak.

6 kendini bilmez fani, dünyayı rehin almak isteyen katil

7 onun dediğini yapmak zorundayız yoksa her şeyi mahfeder.

8 ne yaparsa yapsın. Hepimiz geçiciyiz onunda günleri sayılı.

9 o keyifli bir hayat yaşayacak. Biz ise eziyetli.

10 keyif ve eziyet bakış açılarında dolaşkandır. O bizi gözetme eziyeti ile yaşayacak, biz ise günlerini sayma keyfi ile.

 

Bu yaklaşım biçimleri iki etkenlidir. Biri kabili biri eşiri. Kabili olan, silahı bulanla aynı duygu, kabile/kabiliyettir. Diğeri karşı olan duygu, eşir/eşirettir.

Kabillik yolunda, bencillik, nefislik, katillik, yok edicilik vardır.

Eşirlik yolunda, şuurluk, şiirlik, nasihat, var edicilik vardır.

Kabili/katilli olup dünyayı yok etmeye götüreceğimize,  eşiri/beşeri olup dünyayı dengeli düzenli kullanarak onunla nice dünyalar var etmeye bakalım. 

İKİNCİ SORU

Kaza'dan sunumlu olup tercihin elinde kader olarak bulunan şu iki seçenekten tüm dünya olarak hangisini güven kaynağı olarak tercih edelim? 

1 silah. 

2 şuur.

Birini tercih ettiğimizde, onu geliştirme yoluna gireceğiz. O geliştikçe gelişecek, diğeri kaderin tercih edilmemiş bir seçeneği olarak kalmaya devam edecek.

Bu iki seçeneğe yönelik dünya çaplı bir tercih kullanabilmek için tüm dünyanın ortak ve samimi kararına bağlıdır.

Şu anda her ikisi yarış halinde ve şimdiye kadar silah, kabilin taşı ile ortaya çıktığından bu yana, hep önde oldu ve mesafeyide baya açmış durumda. Gidişat kırmızı alarm verir duruma gelmiştir. 

Şuurdan yana ortak tercih o kadar hasaski, en küçük bir çekimserlik bile diğerlerininde çekilmesine yol açabiliyor. Aynen bir iğne ucunun büyük bir balonu patlatabildiği yada bir kıvılcımın bir ormanı yakabildiği durumlar gibi

Fakat gelişmelerden olacakki, imkansız kelimesine karşı bağışıklık geliştirmiş gibi bir halimiz var sanki. 

Barış ortamı, gelişmişlik itibarı aşılmış bazı zorluklardan çok daha kolay olmasına rağmen bir türlü sağlanamıyor. 

İnsan olduğumuza göre ya sağlam görünümlü hastalarız, yada genel çapta öyle bir ihtiyaç henüz doğmamıştır.

Şuur, ihtiyaç doğmalara çarpmalara varmadan uzun mesafeli öngörülerle yol bulandır.

Kabil, çarptıktan sonra hasarı giderip yeni bir çarpmaya doğru aynı şekilde yoluna devam edendir.

Bir dürbünlü ile bir kör farkı gibi.

Dünyanın gelişat tarihindeki şöförü hep kabil oldu.

Bizde onu değişmez zannıyla perçilenmişiz.

O değişmezler arasında değil, değişebilenler arasındadır.

Hastaysak bir tedavi yolu vardır illaki.

Sürekli şuur'dan yana tercihli olursak bulunur.

SORU 3

Nükleerin oyunkolik bir nesilin elinde oyuncak olmama garantisi vam mı?

Soru 4 düzeni sadece kendi dönemimiz çerçevesinde düşünmeye hakkımız var mı? 

Genel standart bir sayı bazında ömür pilimizin kalan yüzdeliğine bakarak neyi önemsemiz gerektiğini doğru tespit etmeliyiz.

Not: yazılara genel bilgilerle beraber görüş, tahmin, kanaat, esinlenme, gibi olgular da dahildir.

Faydalı olması dileğiyle




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —