DEPREM DERSLERİ 42

DEPREM DERSLERİ 42

DOĞURGAN DÜNYA

Mevcut imkani seviye itibarı ile hayal dünyamız, rota olarak ötelere doğru aldığı yolda ilerlemeye devam etmektedir. Evren geniş yol açık.

Büyüklük içinde bir zerre hükmünde olan dünyamızın içiyle olan uğraşımız, merak diye tabir edilen akıl midemizin gıdasal bilgileri temin etmek üzere harcamamız gereken enerjimizi süreklice yemektedir. 

Enerji girdabına dönüşen uğraşlarımızı, çucuksu haller hükmünde bırakabilecek büyük bakış açılarına ulaşmamız gerekiyor.

Bir söylem;

....Dünyada tek başlarına yaşayan iki kişi, dünyayı yarı yarıya paylaşmak üzere yüzde elli noktasında bir sınır taşı bırakırlar. Bir karış kadar mesafe için kavgaya tutuşurlar. Sırtı yere gelen kişi, hem boğuşur hemde ayağıyla taşı birkaç santim daha öte tarafa itelemeye çalışır.... 

Buna benzer depremler, şöyle dersler sunar:

Bir geçici'nin kendinden daha kalıcı olana bağlılık ölçüsü, kendi gerçeğiyle orantılı/dengeli olmalı ki, dengeli yaşamı tutturabilsin.

Bir yerlere ulaşmak sadecee fiziksel yaşam için değildir. Sadece fiziksel yaşam olsa, taşın altındaki haşeratlar da yaşar. Belkide bizden daha mutlu olarak. Bütün meselemiz fiziksel yaşam değildir. Şuurun da yaşama ihtiyacı vardır. 

Bilgi edinim hazzı, şuur varlığının delilidir. 

Dünyayı dengeli kullanmak, fiziki yaşam ihtiyaçları için yeterlidir ancak, öncelikle hakikatlere tutunarak çatışma sebeplerimizi yukarıdaki trajikomik söylem misalinde görmeye ihtiyacımız vardır.

Eğerki beynimizi yüzde on civarlarında ancak kullanabiliyorsak, şuurumuzun/ruhumuzun derisi açlıktan kemiklerine yapışıktır demekki.

Bir kapasite varsa, onu doyuracak gıdası da vardır. Her canlıya karşılık gelen bir gıdası onunla beraber var oluyor ki o canlı ortaya çıkıyor. Yol, beyin kapasitemizi doyurmaya doğrudur.

BAKIŞ AÇILARI ÇOK PAHALIDIR. BİRİNE ULAŞABİLMEK VE EDİNMEK, BAZEN BİR ÖMÜRLÜK YAŞAM GEREKTİREBİLİYOR.

ÖNÜMÜZE BAKALIM.

Yerinde durması olmayan kişisel ve global enerjimiz için zararsız yollar bulmak zorundayız. 

NASIL BİR YOL? 

Öncelikle uzaya gidiş geliş işini sınırdaş iki şehir arası gibi kolaylaştıracağız.

Proje tamamlandıktan sonra, inşa için lazım olacak iş gücü ve malzemeler, ihtiyaçla orantılı şekilde her ülkenin durumuna göre herkese yönelik belli bir yüzdelikle karşılanacak. 

Herkesten gönüllü onay ve katkı sözleşmesi talep edilecek.

Tek bir çekimserlik projenin askıya alınmasını sağlayacaktır. 

Çünkü proje, bütün dünyanın ortak malı olabilmesi için muhalefetsiz olması gereken bir projedir.

İkili oluşu, çatışma kültürünü beslemekle gelecekte projeyi zora sokabilir.

Atmosferin dışına doğru raylar döşendikten sonra (detaylar uzun sürer) malzeme taşınım aşaması başlayacak.

Malzeler, proje başlarken uzaya özgü olarak üretimi başlanmış ve üretime devam edilen malzemelerdir.

Aynı şekilde ay'dan da gereken tedarikler yapılacak.

Küre şeklinde bir kaç bin yıl binlerce insanı ve hayvanı besleme kapasiteli bir uzay gemisi inşa edeceğiz. Adı dünya gezen'gen'i/çocuğu olacak.

Bu proje, tüm insanlığa yeni ve ortak bir psikolojik boyut kazandıracak.

Orada yaşamak üzere her çeşitten haksızlık nedir bilmeyen bir nesil ortaya çıkarılacak.

Dünya gibi yuvarlak olacak olan geminin yüzeyi, mıknatıs kaplamadan olacak.

Kapşon, eldiven ve çoraba kadar bütün giysiler, olması gereken çekim oranına göre 

mıknatısın çekebildiği metallerin de içinde olduğu kumaşlardan olacak. Diğer eşyalar da öyle.

Kürenin iç kısmı yeraltı kaynakları misali dopolar görevi görecek. Sera'sal/ozonsal tavanı, 20-30 metre direkler üzerinde inşa edilecek. Tüketimler, geri dönüşümlü sistemlere tabi olacaklar. Ozon tabakanın içinde yaşam sağlayıcı hava ve su olacak. Ağaç ve tarlalar için toprak zeminli kısımlar da olacak. 

Sosyal düzeni, karıncanın işbirliği kültüründe olacak.

Karınca...

Geçmişin küçüğü ezmek gibi dehşetvari kültüründen ileri gelmiş olup "bile" yakıştırmasıyla anılan,  ....insanlığın varlığına tehdit ve suçlu karınca....

.....Varlığı boşuna olup kendi ağırlığını bile taşıyamayan karınca....    .....Ortalığa döktüğümüz ekmek yamek artıklarını çalan karınca....   ....Bile'yi hak eden karınca.... ....Vs.... 

"karıncayı bile incitme" sözü, kendinden küçük/güçsüz olanı ezme geleneğini6 bertaraf etme çabasının bir üründür.

Karıncanın, bile'den de incinmesi için hakikate dayalı çokça sebepleri vardır. 

DAR PENCERE İLE GENİŞ PENCERE

İkisinin ışık ve görüntü verimi eşit değildir.

Dar pencereden bakarsak, güçlünün güçsüzü ezdiği bir sıralama görürüz.

Geniş pencereden bakarsak, insanın o sıralamanın dışında olmakla insan olduğunu görürüz.

Bize yırtıcı olmadığımızı bildiren köpek dişlerimize, takma diş ile yırtıcılık özelliği verenleriz. Eti öz dişimizle değil, takma (kesici aletler) dişimizle yiyenleriz.

Öz yurdumuz, birbirini yiyenler yurdu değildir. Yırtıcılarla organdaş oluşumuz, bize vahşilik kimliği vermez. Artı şuur/bilgi/ruh/farkındalık özelliğimiz, dünya sorumluluğunu omuzumuza yüklemekle insan oluş farkımızı ortaya çıkarmıştır.

Cihaz önce uzun bir süre değişim ve gelişmle tamamlandıktan sonra İnternete bağlanma özelliğine varmıştır. Bizler de bize özgü süremizi tamamladıktan sonra, yaşamın yüklü programları dışında akla düşen notlar arasında tercih özelliğine varmışız.

Cihaz, onu yapanı görmez bilmez. Bozulması, internet sinyalinin yok oluşu demek olmaz.

İnsan, "sinyal alan" olduktan sonra icatsallık/alet geliştirme devri başlamıştır. Bunun için "aklıma geldi" tabirini kullanır.

Sinyalsizlik, kendisine yüklenmişlerin dışına çıkamamazlıktır. Canlılık, yüklü programlılıktır. Dahili ve harici değişim dönüşümler vardır. Tercihe dayalı olanlar haricidir. İnsan, tabiatik seçenekler ile sinyalsal seçenekleri okuyan ve birbirine dokuyandır. İlim ve bilime dair bütün ürünlerimiz, dokunmuş/dönüştürülmüş eserlerdir. 

Yaratmak ile dönüştürmek aynı değildir.

Yapay zekalı robot, yüklü programlar dışında kendisine gönderilecek sinyaller arasında tercih özelliğine vardırıldığında, ceza ve mükafata bağlı bir sorumlu olur. Çünkü o, artık kendi tercihleri ile bozma ve yapma özelliğindedir. Bozarsa kendisinide bozacaktır. Yada insan eliyle kendisini bozduracaktır. Ya ayar/tamir yada geri dönüşüme gidecektir. Buna ceza denilecektir . Yaparsa, bakım ve muhafaza edilecektir. Buna da mükafat denilecektir. 

Pencereler, dar'dan geniş'e doğru iç içe yükselir. Her pencere, bir öncekinin genişi, bir sonrakinin dar'ı dır. Şu anki mevcut genel pencere, bir öncekinin genişidir, bir sonrakinin dar'ı olacaktır. 

Yapay zekalı ve tercih özellikli robot, alacağı sinyallerle bilgi deposu büyüdükçe, sorumluluğuda büyüyecektir.

Mevcut genel pencere düzeyimiz, dünyayı doğurtacak düzeye gelmiştir. Yavrusu'nun ulaşacağı6 daha geniş pencerelerin verimlerine dair tahmin olanağımız bulunmuyor. Bilmiyoruz.

ÖVÜNSEL YAKIŞTIRMALAR

Aslan, hatta canavar yakıştırmalarının neden övünüm sebebi olduğu üzerine düşünmeye ihtiyaç vardır. Yırtıcı olmayan bir mahlukatın ısrarla yırtucı6 olma çabası, bir sorunsallığın göstergesidir. Doğru görüşler, doğru çözümler doğurur. 

Karıncayı anladık ve ondan özür diliyoruz.

Projeye dönelim.

PROJE

Projeye akması gereken enerji, konu başlıkları ormanında çekiciliklere kapılmaktadır.

Projeye dair yazı, binlerce ciltlik bir kitabın7 başlığıdır. Devamdaki yazı, uygulama6olarak sürecektir. 

Gurur, imaj, terddüt, bencillik ve prangsal tutsaklık gibi enerji yutucular, dünyanın engelli olmasına sebep olmamak için kenara çekilip katkı sunmaya karar vermeleri, projeyi doğurtacak spermin yumurtayla buluşma başlangıcı olacak6 

Dünya, doğurma yetişkinliğine erişmiştir.

Engellere takılmakla yaşı geçmeden doğurmalıdır.

Söz birazda ilimin, bilimin, hakikatin ve geleceğin olmalıdır. 

Savaş kültürü korunma duvarını başlatırken, sekiz bin küsür kilometre uzunluğunda bir kale duvarı inşa etme projesiyle yola çıkmış olamaz. Çünkü bu saçma denilecek kadar imkansız bir şey olurdu.

En büyük ihtimal bir kaç kilometre yada birkaç yüz kilometre hesabıyla yola çıkılmış olabilir. Bencillik genelde kendi ömür ve imkan sınırlarının dışına çıkmaz. 

Kale duvarı için işe koyuldu. Esirler lazım ve değerli oldular. Ortaya çıkan eser haz ve gurur kaynağı olmaya başladı. Güç ve krallıkların göstegesi oldu. Görkem büyüdükçe sevildi. Sevildikçe sevgi enerjiye  dönüştü. Enerjiye dönüştükçe yapıldı. Kültürleşip iki bin yıl süren bir yaşam biçimi haline geldi. An itibarı ile de, yirmi küsür yıl önce yazılan "yaşayan sevinç" adlı şiirin şu cümlesi ile eşleşti: "yorulmaz üstünde uçan kuş denize hayran kaldıkça" (denizin üstünde uçan kuş, denize hayran kaldıkça o hayranlık enerjiye dönüşür. Dünüştükçe o enerjiyle uçmaya devam eder)

Savaş kültürü eserini kale duvarı olarak verdi. Barış kültürüde, eserini yavru dünya olarak verecek.

Aradaki fark, duvarı bir taraf diğer taraflara karşı yapmışken, yavru dünya ise, tüm dünyanın kendisi birlikte doğurmuş olacak. 

İÇİNDE YAŞAM OLAN AY BENZERİ KÜÇÜK BİR UZAY GEMİSİ MÜMKÜN OLABİLİR Mİ?

Başlama esnasındaki teknik boyut için bir örnek: on santim kalınlığında bir metreye üç metre uzunluğunda parkeler birbirine kilitlenerek ilerlenecektir. Yuvarlaklık için her on kilometrede bir hafif büküm verilerek devam edilecektir. 

İnsan boyutu için bir örnek: yönelim/meyiliyat konusunda, inanç ve ideolojilerin karakter yapı şeklinin gerisinde kalış gerçeğine dayalı olarak, her çeşidin ince elenmiş karakterlerinden bir topluluk oluşturulacak ve dünyanın geleneksel kültürlerinden uzak ve daha pozitif şekilde yetiştirilecekler. 

Cinsiyet değiştirebilecek kadar gelişim olduysa, komşunun ağacından izinsiz meyve koparmaya yönlendiren tabiatik program da değiştirilebilir.

Birinci adım, konuyu tüm dünya ya yönelik evet hayıra götürmektir. Yüzde on hayır çıkması, projeyi bir sonraki nesile bırakacaktır.

Nefret, anlamama ve psikolojik bozukluklardan kaynaklı hayır'lar geçersiz olacaklardır.

Evet çıktıktan sonraki ikinci adım, 

Global mühendisler meclisi olacaktır.

Bu meclisin her taraftan fikir toplama deposu da olacaktır. Yani bütün ülkelerin katılımı, herkesten hem fikri hemde mali katkı yolu demek olacaktır.

Not : yavru dünya projesi filim de olabilir fakat, Yapmaya başlarsak, hep birlikte daimi bir filmin daimi oyuncuları oluruz.

Farklı konularda topluca çok şeyler düşünebilenleriz. Öyle bir projeyi de topluca düşünebilmemiz dileğiyle.



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor