İki uzaylı bir uzay gemisi ile uzayda seyahate çıkmışlardır. Dünya'ya yaklaştıklarında biri diğerine dönüp, "bak bak canlı bir gezegen" der.
Diğeri- biliyorum daha önce burdan geçerken görmüştüm.
- uğradın mı peki?
- düşündüm ama içinde yaşayanlarını inceleyince vazgeçtim.
- neden?
- bunlar da savaş kültürü var.
- o nedir?
- birbirini öldürmek ve yağmalamak, mallarına el koymak yani.
- sende seni öldürüp yağmayalayacaklarını düşünüp çekindin öyleyse doğru mu?
- hem öyle hemde başka sebepler de var.
- mesela?
- mesela benimle dostluk kursalar dı bile bunun altında, imkanlarımızı elde etmek ve bize hakimiyet kurmak üzere genlerindeki savaş dürtüsü devreye girer ve birbirlerine yaptıklarının aynısını bizde de yaparlardı.
- bu tahminden nasıl bu kadar ve neye göre öyle emin oldunki? Yanılıyor olamazmısın? Belkide savaşa savaşa yolun doğrusunu bulmuşlardır.
- bende öyle düşündüm fakat, uzun bir zaman boyunca araştırmalarımı sürdürünce böyle bir tahminde kanaat kıldım. Doğruyu bulsalar da uygulama kısmında yetersiz kalırlar.
- nasıl araştırdın? Seni göremediler mi?
- birileri tuhaf bir ışık gördüğünü söylesede, hemen uzaklaşıp ortalıktan kaybolduğum için fazla inandırıcı olamıyorlardı.
Aracımı ıssız ormanlarda saklayıp aralarına karışıyordum.
- nasıl karışıyordun? onlardan olmadığına dair görüntünü nasıl karşılıyorlardı?
- tercüman çipiyle lisanlarını öğrenip açık alan parklarında oturur çocukları eğlendirmek için kostüm giymiş hesabıyla onlarla sohbet ederdim. İnternetlerinde de araştırırdım.
- o zaman baya bilgiler edinmiş olmalısın. Anlatmalık şeyler varsa anlat ki ona göre nasıl yaklaşmamız gerektiğini bulalım.
-Evet, gel görki tarihler boyunca birbirlerini kırıp döktükleri yetmezmiş gibi haalen yer yer aynı şeyler yaşanmaktadır. Sükunet görünümlü yerlerde de tedbiri elden bırakmamak için savaş orduları tetikte nöbet beklerler.
Anlayacağın her an bir kıvılcımla yıkılmaya müsait bir yapı şekli söz konusu.
- bence bunlar yaşadıkları gezegenden bizim gibi uzun mesafeli dışarıya çıkamadıkları için içerde sınırlı sayıdaki geçimlikleri birbirinden kapmak için bunu yapıyorlar. Çıkmalarına yardımcı olsak, bizim gibi kainatın başlarından aşkın sınırsız hazinelerini gördüklerinde, savaşma anlamları bitmiş olur.
- hiç zan etmiyorum.
- neden?
- bunların savaş sebebi sadece maddi değil, aynı zamanda psikolojiktir.
- nasıl yani bunlar hastamıdırlar?
- galiba
- belgen var mı?
- nüfusları az olduğu ve bu gezegenin tüm nüfusa fazlasıyla yettiği dönemlerde de bunlar böyleymiş.
- bence çekinmek için yeterli gerekçe değil.
Gelişmiş olan ulaşım ile iletişimlerinden dolayı birbirlerine entegre olmuş ve çoğu çıkmazlarını aşmış olabilirler.
- daha var. Kendileride uzayda fakat bizim gibi böyle rahatça çıkıp etrafı da rahatça dolaşamadıkları için sanki kendileri başkaymışçasına bizlere uzaylı diyorlar.
Bizim onları ziyaret gibi kurgularınıda yine savaş ile ele alıp o şekilde filim yapıyorlar.
Kendi hallerinden dolayı kurgularında bizi de aynı savaş ve şiddet kapsamına alıyorlar. Onları bundan kurtarmak zor iştir.
- o halde bizi görür görmez büyük bir tereddütle silaha sarılırlar desene. Ama kendi yapı şekillerinden dolayı tahmin edemeyecekleri üzere savaşçı olmadığımızı anlasalar belki durum tersine döner.
- yeteri kadar duruma vakıf olmadığın için belkilerin süreceğe benziyor.
Daha geçenlerde kendilerine yakışan biçimiyle silahlıların silahsızları tarama olayına bakan bir tv. sunucusu, görüntülere bakarak diyorki: "bilgisayar oyunlarına benziyor". Diğer yorumcular da olayın sebepler zincirinde bir iki halka'dan fazla gidemiyorlar. Çünkü, bu zincirin devamındaki halkalarında hemen herkes vardır. Bu da doğruyu kısa mesafeli ve sınırlı düzeyde ele almalarına sebep olan kültürel bir sis bulutu'nun varlığı ve oluşumu demektir.
- anladım. Çıkmazları onları çıkış umuduna yanaşttırmayacak derecede derinleşmiş demekki. Acaba kendilerine yardımcı olabileceğimiz bir yol var mı?
- onu düşünmek lazım ama, anlayacağın bunlarda sebepsiz şiddet güdüsü var sanki... Eskiden basit ve saçma sebepler bahane ederek şiddetti başlatırlardı,
- şiddet güdüsünün sebepsiz var oluş ihtimaline mesafeli kaldım. Herşeyin bir sebebi var çünkü.
- o halde şöyle bir sebep olabilir: bunlar, ilkel çağlarında vahşi yaşam içinde şidetti bir kültür biçimi olarak edindiklari için bunu geliştirerek psikolojik bir ihtiyaç haline getirmişlerdir.
- şidetti psikolojik ihtiyaç haline getirdiklerini nasıl anlayabiliriz?
- tv. sunucusunun şidetti bilgisayar oyununa benzetmesini hatırla.
- yani?
-yani gelişen iletişim itibarı ile eskinin o hastalıklı tımarhanelik tuhaf sebepleri, sahneleşen ortamdan dolayı artık kuytulara gizlenemedikleri için, psikolojik besin kaynağı olarak edindikleri şiddeti, bilgisayar oyunlarına taşıyıp o yok edici virüslerini o şekilde mutasyona uğratıp onunla oyun şeklinde sevişiyorlar.
Kısacası vahşiyane bir iştahıın varlığı söz konusu olmuştur.
sadece bilgisayar oyunu değil, spor adı altında canlı olarak da şiddeti bir çok şekillerle heyecan aracı yapmışlardır.
Gerçek savaş esnasında karşı tarafa vurulan darbelerin verdiği heyecanı bırakmayıp o heyecanı oyunlara taşımak suretiyle beraberinde şiddetti de genlerine okutturarak şiddetkolik oluyorlar.
- anlıyorum. Bunların iyileşmeye doğru gideceklerine dair belkilerim bitmek üzere ama, yine sormadan edemiyeceğim galiba. Sence bunları ne bir araya getirip uyum içinde çalışmalarını ve yaşamalarını sağlayabilir?
- iyi bir noktaya değindin. Bunların üzerinde bir dış baskı olmadığı sürece, tek bir kişi kalıncacaya kadar bunlar birbirleri ile çatışma içinde olurlar. Mevcut her bir irili ufaklı birleşimler, dış tehdit yada baskının eseri olarak birbirlerine tutunma halini almışlardır. Bazen dış baskı hafiflediğinde saray entrikası misali çekişmelerle iç savaşın çekirdeği filizlenmeye başlar. O yüzden kendi aralarındaki barışları için bizi de hepsine karşı dış baskı unsuru olarak görme şeklinde bir ihtiyaç olarak kullanabilirler.
- yani birbirlerine karşı bastıramadıkları vahşi iştahlarını bastırabilmek için bizim gibi dost ve yaşam vericileri zorla düşman mı edinecekler...?
- halleri onu gösteriyor.
- dış baskı onları birleştirici unsur ise, bitmeyecek olan ortak ihyaçlarını dış baskı olarak edinseler ya bizim gibi.
- olabilir. Bunun için yüksek düzeyde gelecek bazlı farkındalık ve önemseyiş lazım ama, öncelikle kültürel sis bulutu haline gelen görüş engelleyicilerini aşamaları gerekir ki buda uzun süreçlerle olabilecek bir iştir.
- anladım.
İKİ UZAYLININ GELDİKLERİ YER, BAŞKA BİR GÜNEŞ SİSTEMİDİR. ORADA DÜNYADAKİLER GİBİ BİR GEZEGENİN CANLILARIDIRLAR. ONLARDA SAVAŞ KÜLTÜRÜ YERİNE BİRLİKTE UYUM İÇİNDE ÇALIŞMA KÜLTÜRÜ GELİŞMİŞTİR. BUNDAN DOLAYI ENERJİLERİNİN BÜYÜK KISMI DÜNYADAKİ GİBİ BOŞA GİTMEMİŞ VE BU YÜZDEN TEKNOLOJİLERİ DÜNYA'YA ORANLA UZAY İÇİNDE İLERLEME KONUSUNDA BİRE BİN ŞEKLİNDE BİR MESAFE FARKI EDİNMİŞTİR.
ETRAFLARINDAKİ BİZİM MARS MİSALİ KURU GEZEGENLEREDE ÇOKTAN YAŞAMI TAŞIMIŞ VE ADETA GEZEGEN CANLANDIRMA USTALARI HALİNE GELMİŞLERDİR.
- peki ama biz baskıcı olmadığımıza göre, ve ortak ihtiyaçlarında buluşmalarıda uzun zamanlar alacağına göre, acaba bunları ne tür bir dış baskı bir araya getirip ortak çalışma kültürlerini geliştirebilir?
- aslında daha önce olmuştu. Genel sağlığı umursamayan bencilliklerinin ürünleri, gezegenin kabuğunu inceltmeye sebep olmuş ve zararlı ışınları geçirgen hale getiriyordu. Bundan dolayı tam 196 Ülke bir araya gelmiş ve buna karşı ortak çalışma kararı almışlardı.
- vaybe... Mecburiyetin gücü işte. Peki madem o ölçüde bir yetenekleri vardır da, neden onları tarihler boyu tarumar eden o vahşiyane iştahlarına karşı da bir yol bulmak üzere bir araya gelmiyorlar..? Hem zaten ince kabuğun geçireceği zararlı ışınların vereceği zararın aynısını yada bir kısmını o iştah yaşatmıyor mu?
- bilim insanları/doktorlar, gezegen vücudunun derisini incelten hastalığı teşhis edebilmiş ve çaresinide bulmuşlardır. İştah hastalığı o hastalık gibi henüz görüş alanına girmiş değil. Bunun sebebi de yaşadıkları acıları çabuk unutmaları olsa gerek. İçlerinde birileri o hastalığı işaret etsede, işaret edilen yere değil, işaret parmağına bakıp o parmağı yorumlarlar. Çünkü kültürel sis bulutları o kadar yoğunlaşmış ki, parmağın gösterdiği yöne baksalar bile parmaktan başka bir şey göremezler.
- anlaşılan iş baya zor.
BU ARADA DÜNYA'YA AİT BİR UZAY İSTASYONU'NU GÖRÜRLER.
- baksana gezegen dışına çıkmayı başarmışlar. Ne yapalım? Yakınlaşalım mı uzaklaşalım mı?
- şu anki vaziyetleri ile bize zarar verebilecek durumda olduklarını sanmıyorum. Son durumları hakkında bilgi edinmemiz iyi olur. Yakınlaşalım.
DÜNYA' YA AİT UZAY İSTASYONUN YANINA KADAR GELİRLER, BUNU GÖREN ASTRONOTLARIN HEYECAN VE KORKUDAN ADETA DİLLERİ TUTULMUŞTUR. UZAYLILAR OLUMLU YADA OLUMSUZ BİR TEPKİ İÇİN BEKLEMEKTELER. ASTRONOTLARDAN BİRİ UZUN BEKLEYİŞTEN SONRA BİRAZ KENDİNE GELİP HEMEN DÜNYA'YA BİLDİRİR. DÜNYA ACİL MODUYLA ALARM'A GEÇER. İSTASYONU KORUMAK İÇİN ACİLEN SİLAHLARIN GÖNDERİLMESİ KARARI ALINIR.
ASTRONOTLAR, UZAYLILARI DAHA ÖNCE SAVAŞ İLE BİRLİKTE KURGULADIKLARI İÇİN TEDİRGİN BİR BEKLEYİŞ İÇİNDELER.
UZAYLILAR HERHANGİ BİR TEPKİ ALAMADIKLARI İÇİN TEMAS DERECESİNE KADAR YAKLAŞIYORLAR.
ASTRONOTLARIN KORKULARI GİDEREK YÜKSELİYOR VE GELECEK OLAN YARDIM DA GÜNLER SÜRECEKTİ. BEKLEYİP GÖRME SEÇENEĞİNDEN BAŞKA YAPABİLECEKLERİ BİR ŞEY YOKTU. BU DURUM UZAYLILARI İÇERİYE BAKMAYA KADAR GETİRMİŞTİ.
ASTRONOTLAR, KÖTÜNÜN İYİSİ SEÇENEĞİ OLARAK, KAPIYI KIRILMAKTAN KURTARMAK İÇİN AÇIK BIRAKMIŞLARDI.
UZAYLILAR YAVAŞ YAVAŞ İÇERİ GİRDİKLERİNDE, KORKULMASI GEREKENLERİN KENDİLERİ OLDUĞUNU BİLMEDEN HEPSİ DİLLERİNİ YUTMUŞ GİBİ DONAKALMIŞLARDI.
VÜCUT YAPILARI VE LİSAN FARKI OLSADA UZAYLILARIN YAKLAŞIM BİÇİMİNDEKİ OLUMLULUKTAN DOLAYI
GEÇEN BELLİ BİR SÜRE ZARFINDA DURUM ANLAŞILMIŞ VE YÜZLER GÜLMEYE BAŞLAMIŞTI.
SİLAH GÖDERME İŞİ GERİ ALINMIŞTIR.
ASTRONOTLAR UZAYLILARIN GEMİSİNE MİSAFİREN GEÇMİŞLERDİ. ETRAFTAKİ TEKNOLOJİK EŞYALAR, DUDAK ISIRTACAK BİR FARK'A SAHİPLERDİ.
ASTRONOTLARDA, BUNLARI VE UZAYLILARI DÜNYA'YA GÖTÜRME İSTEĞİ DOĞMUŞTU. DÜNYA İÇİN BÜYÜK DEVRİM VE BÜYÜK BİR İLK OLMUŞLARDI.
BU KARŞILAŞMA, İKİ UZAYLININ YAŞADIKLARI GEZEGENEDE İLETİLMİŞTİ.
KAPIYA KADAR GELMİŞLERKEN BÜTÜN DÜNYA TARAFINDAN ISRARLI BİR DAVET MEYDANA GELDİ.
BİRLİKTE DÜNYA'YA İNDİLER.
UZAYLILARIN, GEREK DUYACAK BİR SEBEPLERİ OLMADIĞI İÇİN SİLAH DİYE BİR KAVRAMLARI YOKTUR.
UZAYLILAR YAŞADIKLARI GEZEGENİN MÜKEMMEL HALİNDEN BAHSETTİKÇE, DÜNYALILARDA, ATALARINDAN YADİGAR OLARAK KALMA GENETİKSEL GANİMET İŞTAHI KABARMAYA BAŞLIYORDU.
BUNDAN DOLAYI MİSAFİRLERİ AĞIRLAMA PAYLAŞIMI ÜZERİNE KENDİ ARALARINDA NEREDEYSE ÇATIŞMA ÇIKACAKKEN, ONLARA YÖNELİK TUTUM KONUSUNDA ORTAK BİR KARARA VARDILAR.
ONLARIN HALİNE KARŞI DÜNYA HALİ BİR DEPREM, ONLARDA BU DEPREMİN DERSLERİ KONUMUNDAYDILAR. DÜNYA İNSANLARI BUNU FARK ETMEKLE BERABER ÇEŞİTLİ ARZULAR DA OLUŞMAYA BAŞLAMIŞTI.
BAZILARI ŞÖYLEYDİ: ONLARIN GEZEGENİNE ADIM ATAR ATMAZ BİR DAHA GERİ GELMEMEK.
GİDİP ORADAKİ ÖRNEKLERİ DÜNYAYA GETİRMEK.
BU ZEKİ, ÇAŞILKAN VE SİLAHSIZLARI BİR TEK TABANCA İLE İŞGAL ETMENİN MÜMKÜNATLIĞI İLE ORADA ONLARA HÜKMEDİP ÇALIŞMASIZ VE HAZİNELER İÇİNDE KEYİFŞİ BİR YAŞAM SÜRMEK.
BİR KISMINI DÜNYAYA GETİRİP ONLARLA DÜNYADA OLMAYAN TEKNOLOJİLER ÜRETMEK.
DERKEN,
HEPSİNİN DEPEMSEL ORTAK BİR YÖNLERİ ORTAYA ÇIKIYORDU. O'DA ŞUYDU: ACABA ONLARIN BİZE YÖNELİK BİR İSTEK VE İHTİYAÇLARI VARMI? VARSA NELERDİR...? ONLAR İÇİN YAPABİLECEĞİMİZ BİR ŞEY VARMI? DİYE BİR DUYGU VE DÜŞÜNCE ORTAYA ÇIKMAMIŞTI.
BU TEK TARAFLI DENGESİZ VAZİYET HALİ, ÖTEDEN BERİ DÜNYAYI ARA ARA CEHENNEME ÇEVİREN VE NUH'UN HER AN ÇEVİRMEYE MÜSAİT BİR YAPIDA TUTAN BİR DENGESİZLİK HALİ İDİ.
EMPATİ'YE DAİR BİLİNÇLERİ, SÖZDE VE YAZILARDA MEVCUT OLUP UYGULAMADA PEK GÖRÜNMÜYORDU. O YÜZDEN KÜLTÜRLERİ, UYGULAMALI EMPATİDEN UZAK BİR TARZDA SADECE SÖZDE ŞEKİL ALMIŞTI.
DAHA ÖNCE DÜNYALILARA UZAYLI OLARAK GÖRÜNMEDEN ONLARA DAİR GEÇMİŞTEN BUGÜNE BİLGİLER EDİNEN UZAYLI, TECRÜBESİYLE KONUŞMA VE HAREKETLERDEN OLUŞAN ARZULARI ÇÖZEBİLİYORDU.
DÜNYALILARIN. ONLARA DÜNYAYA GELMELERİ İÇİN ETTİKLERİ DAVETİ KABUL ETTİREN ETKEN, ASTRONOTLARIN ÇEKİNGENLİĞİNİ GÖRMELERİ VE SONRASINDA ORTAYA ÇIKAN GANİMETSEL İŞTAHLARINI ÇÖZMESİNE RAĞMEN, DÜNYALILAR HAKKINDAKİ BİLGİ VE TECRÜBESNDEN DOLAYI KENDİNDE OLUŞAN DİKKATİ ELDEN BIRAKMAMA ÖZGÜVENİNE TUTUNMAKTAN İBARET İDİ.
AYNI ZAMANDA İNSANLARIN DOĞRU YOLDAN GELMEYİŞLERİNİN NETİCESİ OLARAK BİRBİRLERİNE YÖNELİK BAŞ AĞRISIYLA YAŞAYIŞ İÇİNDE OLDUKLARINIDA BİLMİŞTİ. KISACASI BU YERYÜZÜ MAHLUKATIN KARAKTERİNİN OLUŞUM SERÜVENİNE VAKIF OLACAK KADAR BİLİNCE SAHİP OLMUŞTU.
BUNLARIN BİR GÜN GEZEGENLERİNİ ZİYARET EDEBİLMESİ DURUMUNDA AYNI KATAKTER VE İŞTAHLARLA GELMELERİ, FELAKET DEMEK OLACAKTI.
ÇARE OLARAK, ONLARINDA KENDİLERİ GİBİ BARIŞÇIL VE ÇİFT TARAF FAYDA GÖZETİMLİ ÇALIŞANLAR HALİNE GELEBİLMELERİ İÇİN İLERLEYEN DEĞİŞİM SÜRECİ ROTASININ O YÖNDE OLABİLMESİ İÇİN ONLARA YARDIMCI OLMA GEREĞİ DUYULDU.
BUNUN İÇİN BİR KISIM İNSANIN KENDİ GEZEGENLERİNE GELİP VARILAN NOKTALARI GÖREREK ALACAKLARI DERSİ BİR İYİLEŞME İLACI OLARAK DÜNYAYA GETİRMELERİ DOĞRU BİR UYGULAMA OLACAKTI.
GERİ GİTME ZAMANI. GELDİĞİNDE BİR KISIM İNSANLA BİRLİKTE GİTME İSTEĞİNİ İNSANLARA BEYAN ETTİLER. BU BEYAN, HEM İADEİ DAVET OLMUŞTU, HEM EĞİTİM BOYUTLU OLMUŞTU, HEM OLASI BİR ALIKONULMA DURUMUNUN BERTARAFI OLMUŞTU, HEMDE GEZGEMLER ARASI SAVAŞ KÜLTÜRÜNÜN OLUŞUMUNA SEBEP OLACAK BİR YANLIŞ BAŞLANGICI ÖNLEMEK OLMUŞTU.
BU DAVET ÜZERİNE DÜNYALILAR, KAVGAYA ALTERNATİF OLARAK BULDUKLARI SEÇİM SİTEMİNİ DEVREYE KOYAR VE ONLARLA BİRLİKTE GİDECEK OLANLARI EHLİYETİNE GÖRE BELİRLEYİP BİR KISMINI SEÇTİLER.
İKİ UZAYLI, TÜM GELİŞMELERİ VE EDİNDİKLERİ BİLGİLERİ GEZEGENLERİ İLE PAYLAŞIYORLARDI. HEPSİ, DÜNYALILARIN UZAY MEDENİYETİNE ENTEGRE OLMALARI GEREKTİĞİ KONUSUNDA HEMFİKİRDİLER. AKSİ HALDE BU TEK TARAF MENFAATÇILAR, İLERİDE UZAYIN HUZURUNU BOZABİLİRLERDİ.
ŞAYET SİLAHLAR ÜRETİP TE DÜNYALILARI ZOR GÜÇ İLE YÖNETME SEÇENEĞİ TERCİH EDİLSE, BU DURUM, ONLARIDA DÜNYALILARA BENZETİR VE SİLAHI EN ÜST DEĞER KONUMUNA GETİRİRDİ. NETİCEDE DÜNYANIN VAHŞİYANE KARAKTERİ KAZANMIŞ OLUR VE UZAYDA YAYILIM GÖSTERECEK OLAN BU VAHŞİYANE KARAKTER OLURDU. HALBUKİ UZAYIN DEVASA BİR HAZİNE OLUŞU, SAVAŞMAYI YANLIŞ VE APTALLIK, ORTAK FAYDA İÇİN BİRLİKTE ÇALIŞMAYI İSE, DOĞRU VE AKILLI'LIK OLARAK SUNUYORDU.
İKİ ÇEŞİT UZAYLI KARIŞIMI BAŞLIYORDU. BİR TARAF BENCİL BİR TARAF BİZCİL OLARAK. BİR TARAF UZAYIN HAZİNESEL BOYTUNUN SUNDUĞU MEDENİYETİ AŞILAMA PEŞİNDE, BİR TARAF ÇALIŞMA KAÇAĞI OLARAK KARŞI TARAFTAN NEMALANMA PEŞİNDE.
UZUN BİR ZAMAN SONRA, DÜNYALILAR BÜYÜK ORANDA UZAY MEDENİYETİNE VARMIŞ OLSALARDA, SİLAH'TAN VAZGEÇMİŞ DEĞİLLERDİ.
KAYNAŞMA VE DEĞİŞME SÜRECİ DEVAM EDİYORDU. ANLAYIŞ VE KAVRAYIŞ MEDENİYETİ, UZAYIN KARANLIĞINDA IŞIK VEREN MANEVİ BİR GÜNEŞ OLARAK GELİŞİM SÜRECİ İÇİNDEYDİ.
UZUN ZAMAN SONRA, YAŞAM KOLONİLERİNE ELVERİŞLİ BİR GEZEGEN KEŞFEDİLMİŞTİ. İŞ, PROJE VE GÖREV TAKSİMATLARI YAPILIRKEN, BİR KISIM DÜNYALILAR YAN ÇİZMEYE BAŞLAMIŞLARDI. BİZCİLLEŞMEK ÜZERE BENCİL KARAKTERLERİNE TUTTURDUKLARI BENCİLLİKTEN UZAK DURMA ORUÇLARINI NİYET KISMINDA BOZMAYA BAŞLAMIŞLARDI.
AMAÇLARI, DİĞERLERİNİN ÇALIŞMASI ONLARINDA İSTİFADE ETMESİYDİ.
UZAYLILAR BUNU TUHAF KARŞILADILAR.
ÇÜNKÜ ÇALIŞMANIN HER BOYUTUNDA KÂR VAR DI ZARAR YOKTU. ONLARIN ZATEN YAŞAM BİÇİMİYDİ.
KABUL ETTİLER.
DÜNYALILAR BUNUNLA YETİNMEYİP ŞURASI ŞÖYLE OLSUN BURASI BÖYLE OLSUN GİBİ İSTEKLERİNİ ZORLA DAYATMAYA BAŞLADILAR.
FİKİR AYRIŞMASI OLUR OLMAZ SİLAH'A BAŞVURDULAR. ONLARI ESİR YAPMAK İÇİN BİR KAÇ TANESİNİ İBRET OLSUN DİYE ÖLDÜRDÜLER.
KENDİLERİNİ SİLAHLI OLARAK AYRI KILDILAR. DİĞERLERİN HEPSİNİ ÖLDÜREBİLİRLERDİ FAKAT, ÇALIŞACAK KİMSE KALMAZ VE SABAN'A KENDİLERİNİ KOŞMAK ZORUNDA KALACAKLARDI.
O YÜZDEN UZAYLILARI ÖLDÜRMEDİKLERİ GİBİ İHTİYAÇLARINIDA GİDERMELERİ İÇİN KOLAYLIK SAĞLAMAK ZORUNDAYDILAR.
ÇÜNKÜ BAŞVURDUKARI ANLAMSIZ YOLUN GEREĞİ ÖYLEYDİ.
SADECE KENDİLERİNİ MERKEZE KOYDUKLLARI İÇİN, UZAYLILARI KENDİLERİ İÇİN YAŞATMAK ZORUNDAYDILAR.
KOYUNLARI YAŞAT Kİ İNSAN YAŞASIN HESABI GİBİ, UZAYLILARI YAŞAT Kİ DÜNYALILAR YAŞASIN HESABI ORTAYA ÇIKMIŞTI.
ZORBALIK VE BASKI, UZAYLILARIN UYUM İÇİNDE ÇALIŞMA ABDESTLERİNİ GAZ SIKIŞMASI GİBİ BOZMAYA ZORLUYORDU.
DÜNYALILAR VİRÜSLERİNİ UZAYLILARA BULAŞTIRMAYI BAŞARMIŞ VE BİR KISIM UZAYLININ UYUM İÇİNDE ÇALIŞMA ABDESTİNİ BOZMUŞTU.
KARGAŞA VE KAOS DÖNEMİ BAŞLIYORDU. BU DURUM UZAYLILARI SİLAHLA TANIŞTIRMIŞ VE ONLAR DA ARTIK SİLAH ÜRETMEYE BAŞLAMIŞLARDI.
ONLARIN SİLAHLARI, SİHİRBAZLARIN YILANLARINI YUTAN PEYGAMBERİN YILANI GİBİ OLMUŞTU.
DÜNYA'NIN OZON TABAKASINI SÜPÜRGE MAKİNASI GİBİ ÇEKİP UZAY BOŞLUĞUNA BOŞALTABİLEN SİLAHİ BİR MAKİNA İCAT ETTİLER.
DÜNYALILARI BU HAKSIZ TUTUMLARINDAN VAZGEÇMEYE ÇAĞIRDILAR. DÜNYALILAR ORALI OLMADILAR. TEHDİT ETTİLER, TEHDİT'E KARŞI DEHDİT DUYDULAR.
HAREKETE GEÇTİLER VE DÜNYANIN KORUYUCU TABAKASININ BİR KISIMINI GEÇİRGEN HALE GETİRDİLER.
ZORA GİREN DÜNYALILAR GERİ ADIM ATSALAR DA, DÜNYA'YA GELMEK BİR DEFAYDI. KABUL EDİLME NOKTASINDAKİ GERİ ADIM FIRSATI KAÇIRILMIŞTI.
DÜNYALILARIN ESARETİ ALTINDA ÇALIŞAN UZAYLI KESİM İŞİ BIRAKIP KAÇMIŞLAR VE ORDAKİ ZORBA DÜNYALILAR DA KABUĞU DELİNMİŞ VE YAŞAMI ZORLAMIŞ DÜNYALARINA GERİ DÖNMEK ZORUNDA KALMIŞLARDI.
UZAYLILAR, DÜNYALILAR İÇİN UZAYDA GEÇEMEYECKLERİ SINIRLAR KOYUP DÜNYAYI BİR NEVİ ISLAHİ BİR KARANTİNAYA ALDILARDI.
DÜNYALILAR, KENDİ KARAKTER DEPREMİNDEN MEYDANA GELEN BU DERSTEN ÇIKARDIKLARI SONUÇ, KENDİLERİNDEN SONRAKİ NESİLLERİNİ BU KARAKTERDEN UZAK TUTMAK OLMUŞTU.
ONLARI HER TÜRLÜ ŞİDDET, SİLAH VB. UNSURLARDAN UZAK TUTARAK UZAYLILARLA GERÇEK ANLAMDA ONLAR GİBİ ONLARLA DOSTLUK KURABİLECEK DÜZEYE GETİRMEK İÇİN YOĞUN BİR ÇABA İÇİNE GİRMŞLERDİ.
KENDİLERİ KAYBETTİKLERİ İÇİN GELECEK NESİLLERİNİN KAYBETMESİNE ENGEL OLABİLİRLERDİ. HAALEN VARLAR İKEN ZARARLARINDAN DÖNÜŞÜN BIRAKACAĞI KÂR ORANI O KADARDI.
DÜNYALILAR, KAİNAT KOŞULLARININ KENDİLERİNE SUNDUĞU DOĞRU YOL ÜZERİNDE DOĞRU DURMAYIP, KENDİLERİNE VERİLEN DEĞERİ VE ŞEREFİ HAK EDEBİLMELERİ İÇİN İMTİHAN OLARAK KONULAN YASAK AYVAYI YEMİŞ VE DEĞERLERİNİ YİTİRMİŞLERDİ. O YÜZDEN O SAATTEN SONRAKİ YAPILACAK TEK DOĞRULARI, YENİ NESİLE O HASTALIKLI KARAKTERİ BULAŞTIRMAMAKTI.
NOT : filimlerin heyecan yönleri, onların ders ve anlam boyutlarını perdelediği için, canlandırmalı ve anlatımlı belgesel tarzında olması, anlaşılması açısından daha verimli olur.
Bu senaryo tüm dünyayı ilgilendirdiği için ortak yapıma uygundur. Maliyetli görsellere ve deneyimli sinemacılara ihtiyaç olacak. Senaryosundan oyuncusuna kadar herkesin karşılıksız katkı sunması gereken bir yapıt olmalıdır.
Filim, daha iyi bir dünya oluşumuna katkı sağladığında, filime katkı vermiş olanlar karşılığını o şekilde almış olurlar6.
Selamlar ve saygılar