DEPREM DERSLERİ 18

DEPREM DERSLERİ 18

MUSTAFA KIRAÇ

Bir konuda samimi olmak, o konuda yüksek derecede ihtiyaçlı olmayı gerektirir. 

Tek ihtiyacı sadece eğlence kalan şimdiki nesilin derse ilgi gösterme ihtiyacı olmadığı gibi, özgüvenlilerin de sükunet sağlayıcı derslere pek ihtiyaçlı oldukları görünmüyor. 

ÇÖZÜME YÖNELİK SAMİMİYETİN GEREKLERİ

Dünya vücuda, yıkıcı olaylar da depreme benzetiliğinde, çözümlere ulaşmak kolaylaşır. Bu şekil metodlar, samimiyetli arayışın gereğidir. 

Deprem dersleri başlığı, insanlığın her çeşit depreme karşı duyarlı olması açısından önemlidir. 

Fay hatları benzetimi, sağlıklı ve kaliteli verim elde etmenin başlangıç yoludur. 

Örnek: bir meyve kalitesinde rol oynayan etkenler tohum, toprak su ve hava gibi unsurlardır. İyi ve sağlıklı yemiş'e ulaşmanın yolu, her bir unsura dair uyum bilgisini incelemekten geçer. Çünkü yapısal duruma göre bir unsur, diğer unsur için fay hattı olabilme özelliğini taşır. Bu açıdan insanın nasıl sağlıklı bir meyve olacağına bakalım. 

KİŞİSEL İÇ DEPREMLERİN FAY HATLARI VE FAYLARIN OLUŞUM SEBEPLERİ

Temel ihtaçlarımız uğraşmasız karşılandığında, uğraşmak için kendimize yeni ihtiyaçlar arar buluruz. 

Buna "yerinde duramamak" gibi benzer şeyler denilir. Bu durum aslen, kalbin çalışma ihtiyacını karşılamak üzere heyecana daimi bir yönelimdir.

İHTİYAÇ YOKSA BİLE KİŞİ NEDEN BİR UĞRAŞ EDİNMEYİ GEREKLİ GÖRÜR? Dış ihtiyaç karşılanımı için uğraş gereği yoksa iç ihtiyaç için vardır. 

kalp, çalışmak için enerjiyi duyu organları vasıtası ile etkileşimden alır, alınan bu enerjiye "heye can" diyoruz. Her çeşit etkileşimde kalbin çalışmaya şarj olduğu gibi uyurkende rüyalar vasıtası ile bu enerjiyi temin etmek mümkündür. 

Görüş, dokunuş, duyuş, kokuş ve vücudun diğer tüm ihtiyaçlarını giderme de heyecan vardır. Düşünmede, hayalde, konuşmada, çeşitli sanat, zanaat, ilim ve bilim dallarında vb işlerde, hep aynı kalp çalıştırıcı etki vardır.

Buna can temini denilebilir. Sevgi ve haz, özde can temin edişin adıdır. 

Yapılana yönelik beğeni ve alkış olduğunda ise can gelişinin voltajı dahada artar.  Herhangi bir ustalık ve diğer tüm işler de aynen böyledir. 'işi severek' yapmak tabirinin bilimseli 'can temini' olur.

Dava yada reklam farketmeksizin sosyal medyadaki paylaşımların asıl sebepsel kaynağında bu etkinin olduğuna varılabilir.

Can temini için hobi edinmek gibi dava edinmek de olur. Dava bahane can şahane. 

Herkes kendine göre can fişini bir prize bir prize takıp oraya belli dereceler de tiryaki olur.

CANSUYU/HEYECAN

Bu etkileşiminde elektrik gibi düşük yada yüksek voltajsal dereceleri vardır. Normal voltaja sevgi, yükseğe aşk, düşüğede moralsizlik diyoruz.

Heyecanla peşine düşülen bir amaca  ulaşıldıkktan sonra kalbin çalışmaya devam etmesi için heyecan temin etme ihtiyacı da devam eder. Bunun için hobiler gibi değişik edinmeler oluyor. Yol değişsede yürüme işi devam ediyor.

Her yoldan geçmiş ve güçten düşmüş yaşlı ihtiyar, ya torunları ile oynar yada ortalığı karıştıracak. Kısaca, vücut işlevi var oldukça can suyu/heyecan da içilmeye devam etmektedir. 

CAN SUYU'NUN YAN ETKİLERİ 

Can enerjisini temin çabalarının, yaşamın depremine sebep olabilecek fay hattlarını oluşturma yönü de vardır. Bu depremler, yenilme, mezar, hapis, zelil, iflas vb. şeklindeler. 

Önlemi, dünyada sadece kendisinin yaşamadığını ve düzensizliğin yok oluşa giden yol olduğu bilgisini, can suyuna katmaktır. Heyecan için insani değerleri feda etmemektir.

DÜZEN BOZUCU CAN TEMİN ETME ÇABALARI 

Sağlıklı yönelimler için, tercih boyutlarının sağlıklı bir gelecek ekseninde muhasebeleri yapılmış, geniş çaplı bir farkındalık düzeyi lazımdır.

Can kablosunu kumar elektriğine bağlamış kişinin edindiği can, kendisi ve ailesi için fay hattıdır. Kumar elektiriği, her şeyi kalp atışlarına kurban ettiren bir elektirik hattıdır. Bu örnek çoğaltılabilir.

Kişi tarlasında doğayla bütünleşik olarak can elektriğini ve vücut gıdasını alıyorken,

Görsel yada duysal yolla özenerek can gıdasını hayalen başka şeye bağlayabilir. Bu şekilde maddi ve manevi yaşam kaynağı olan tarla işi artık zor gelmeye başlar. İmkan varsa bırakıp hayalin gerçeğine doğru gider. Yoksa, sıkıla bıkıla yarım yamalak işine devam edip özenti olan başka şeyi de hayallerle kalbin can gıdası olarak kullanmaya devam eder.

Sonuç olarak, doğal gıdanın azalmasından dolayı hızlıca şişirilmiş gıdalara muhtaçlıktır. Çare ise, şehir özendirici görsel ve sözel uygulamalar, köy yaşamıyla dengelenmektir. 

ÖZENDİRMELER

Özentiler kişiyi pislik yemeye kadar her türlü fiile yöneltebilir.

Özenti: bir şeyde kalp atışının olabildiğinin vaadini içeren bir etkileşim türüdür. Zayıf bünye, kalbi çalıştırmak yada daha yüksek voltajla çalıştırma arayışındayken, sonuçları muhasebe edebilme yetisinde pek yeterli olmaz. Muhasebe işi derince düşünmeyi gerektiren bir iştir. 

Nasihat ve musibet, tercihlenme şekillerinde anlak durumuna göre belirli yön verme rollerine sahiptirler.

YERYÜZÜ VE CAN EDİNME METODLARI

Can temin gerçeğinin farkındalığıyla geçmş kralların kararları merceğe alındığında, çoğu savahşlara yol açan bazı olayların altındaki temel nedenlerin heyecan temin gibi psikolojik boyutların olduğuna rastlanabilir.

Kişiyi psikolojik boyutuna kadar tanımanın yolu, onun can besleniminin ne olduğun6 öğrenmektir. Bu öğrenim, mesleki diplomalar için önemli olacak. 

FUTBOL MAÇINDAKİ HEYECANIN KAYNAĞI

Gol atmanın verdiği heyecan, vahşetin verdiği heyecandan evrilmiş bir versiyondur. Gol, geçmişte heyecan temin işi haline gelmiş olan savahşlardan bir öldürme alıntısının varsayımsal halidir. 

İki direğe kale demek, vahşeti heyecan kaynağı yapmış dönemlerden kalma bir varsayımdır. Bu uzay çağında heyecan teminimizi, eski koşul ve imkanlardan kaynaklı vahşet olarak oluşmuş olan yöntemlere bağlamak, insan düşmanı canavarın (insani değerleri heyecana feda etmek) geni'ni taşımaya benzer. 

İki direk arasına topu tutmaya çalışan biri olmadan gol atmakta heyecan yoktur. Birilerini yenmek üzerine kurulu bir heyecan temin sistemi var..Bu gerçekler, geçmişin bizleri nasıl şekillendirdiğine dair uyanış veriyor.

 

Bu yolu saplantılı hastalık haline getirmiş olan toplumu vahşetsellikten insancıllığa evirmek için, boş kaleye otuz kez gol atışın bir artı olduğunu bildirme gereği doğar. Bu gereklilk, daha önce yapışık olan vahşet heyecanından kurtulmak için onu gol'e evirme gereği doğduğu gibi, golden de daha uzak mesafeden boş kaleye belli süre içinde belli sayıdaki tüm atışları tutturmaya  evirme gereği vardır.

Heyecan için kaynak buluş ve önceki kaynakları dönüştürme yöntemleriyle can temin çalışması gelecekte de devam edecek. Bu çalışmanın bir parçası olan modaya bir bakalım. 

MODA NEDİR? 

Moda, psikolojiye yönelik özendirme ve sunma yöntemiyle çalışan tasarımsal düşünce akışının heyecan arayışı için can suyu dükkanı edasıyla kalbin çalışma gıdası şeklinde fikirsel beğeni yüklenmiş bir ilk'i yada kılasiği psikolojik vücudun beslenimine heyecan kaynağı olsun diye çıkarılan şekillerdir.

MODASI GEÇTİ NE DEMEKTİR?

Psikolojik boyutun, rastladığı her bir ilk'e karşı ilgi ve heyecan duyumu olduğu için belli bir zamana kadar bünye, ilk'ten aldığı heyecanla yaşayıp onu tüketir. Bu şekilde doğan yeni bir ilk gereksinimine karşı beslenilmiş olanın gıdalık sıfatı geçmiş olur. 

Modası geçti demek, besleyicilik özelliği/ pili (ilk oluşu) bitti demektir.

İLKLERİN HEYECAN ÖZLLİKLERİ, HER ZAMAN OLUMLULUK MANASI İÇERMEZ.

İnsan yaşlılığa kadar yapay ve doğal ilkler birikimi ile donanıp olgunlaşır. Fiziki vucut gıdaları gibi manevi vücut gıdalarınında faydalı ve zararlı olanlarını öğrenir. Yaşlı insan, sağlıklı bir manevi yaşam için neyi umut etmek gerektiğini bilsede, kalmayan fazla bir ömürden dolayı bu bilgiyi artık kendisinden öte başkasının istifadesine verir. 

Umutların kendisinde can vardır fakat, her umudun götürdüğü sonuçlarda vardır. Daimi bir sağlık için sonuç muhasebesi en mühim noktadır.

GÜNÜMÜZ OLAYLARINI BİRİKİMİŞ TECRÜBELER IŞIĞINDA SORGULAMAK

Olayların altında yatan can ediniş güdüsü açısından baktığımızda, herhangi bir hamlenin nedenselliğini çözebiliriz. 

Savına uygun olarak kalıcı netice alınmayacağını bile bile girişimde bulunmanın nedeninde heyecan temin dürtüsü görünebilmektedir.

Bir noktaya olan çevresel dikkatlerin gözlerine girmenin heyecanı uğruna acı ve yıkımlara yol açmak, geleneksel can temin metodların bir parçasıdır. 

Bir umut yada ihtimale dönük olarak yapılmış olan hazırlıklar da, bir çeşit heyecan açlığı meydana getirmekle harekete geçmeye tahrik eder.

HEYECAN VERİCİ HER UMUT İYİLİĞE KATKI DEĞİLDİR.

Kültürleşmiş geleneksel düzenden dolayı, nükleer silahları tasarlamada heyecan vardır. Aynı heyecan üretimde devam eder. Üretimde biten heyecan, kullanmada ortaya çıkmak üzere uygun bahane koşullarının oluşmasını beklemeye koyulur.

DEVLETLERDEN DEVLET'E

Sınırların silahlı bekçiye ihtiyaç duyduğu çağ karanlık çağdır. Her an ne olacağı bellisiz vahşi yaşamın olduğu bölgede alınan tedbir gibi tedbire ihtiyaç varsa, karanlıktan henüz çıkmış değiliz.

Bütün devletlerin ortak bir konuda ortak bir çalışma içinde olmaları, iyi'ye doğru gidiş için bir ışık olabilecektir.

Aydın ortamda kimse aslan diye yırtıcılık atfı ile övünme ayıbında bulunmaz.

Bütün devletlerin anayasal düzenlemelerinde yeni dünya düzenine katkı verecek maddeler bulunmalı. Bu şekilde devletten dev'led'e geçiş olunacak. 

Tespitli hakikatler bazında, kısa ve uzun vadede dünyaya zararlı olabilecek her türlü olay ve uygulamalara karşı önlemli maddeler olabilir.

KÜRESEL KONULARDA TÜM MECLİSLERİN ORTAK MECİLESE BAĞLANMASI 

Küresel sorunlar için her meclisten küresel ortak meclise kendi anayasallarından yetki verilebilir.

Güce haalen ihtiyaç duyulan konumdan henüz çıkılmamış ise, her ülkenin katkısıyla dünyanın en güçlü ordusu konumunda olacak şekilde karma bir ordu, küresel karma meclise bağlı olacak. Merkezi, us ve üs bölgeleriyle geleneksel çatışmacı dünya kültürünün devri bitinceye kadar dünyanın her tarafında güvenlik hizmeti yürütecek.

KUTSAL KİTAPLAR

Kutsal kitapların içinde birbirlerine olan benzerlikler, aynı kaynaktan geldiklerine dair iz'lerdir. Tamamen zıtlık olsaydı biribirinden farklı kaynakları düşündürebilirdi.

Kutsal kitaplarda, ifadeler için tarihler yoktur.

Mesela "şu işi yapacaksın" gibi bir ifade varsa, hangi tarihte ve hangi durumda niye yapacaksın gibi bazı detaylar olmayabilir. Açıklamanın olmayışı detayın olmadığı anlamına gelmez. Bu durumda detaylar, önümüze bulunması gerekenler olarak çıkarlar.

Yapılması istenen iş belkide daha önceleri mikro ölçekte yapılmış geçmiştir.

Bir peygambere yönelik "şu işi yapacaksın" ifadesi, peygamberin ömrü itibarı ile belli bir tarihi, belli bir durumu ve belli bir nedeni içerir.

Topluma yönelik olarakda bazı ifadelerin aynı içerikleri taşıması lazım.

Her işin bir başlangıcı ve sonu vardır. Bir ifade kitapta sürekli var diye yap boz gibi o iş sürekli olacak değil. İfade, yazıya dönüştürüldüğü için yerinde sürekli durmaktadır.

ALLAH IN İNSANLARDAN İSTEKLERİ KUTSAL KİTAPLAR LA SINIRLI MI KALDI YOKSA DEVAM MI EDİYOR?

Dua ve ibadetler devam ettiğine göre, karşılıklı alışveriş diyaloğu da devam ediyor demektir.

ALLAH bu dünyayı yapıpta başkasına satmadığına göre irtibatın devam etmesi lazım.

İrtibat devam ediyorsa çeşitli irtibat metodları söz konusudur demekki.

Bu durumda kutsal kitaplar, baştan sona kadar devam edecek olan bu irtibatın dönemsel olarak yazıya dökülmüş kısmıdırlar.

Anlaşıla o ki, kutsal kitap başlangıçtan beri yazılmaya başlanmış ve o son varsa oraya kadar yazılmaya devam edecek demekki.

Her yazı bildiğimiz bu şekil yazı değildir.

Böyle zan etmek, kapasitemizi aşan kutsal kitabı, küçük bir kitabın kağıt sayfalarına sığdırmak olur. 

Bizim okuma yetimiz bu yazı ile sınırlı olsa, kutsal kitabı sadece bu yazıya çevrilmiş kısmından ibaret bileceğiz.

Her şey bir yazı hükmündedir. Bütün mesele okumasını bilmektir.

VARLIKLARI VE OLAYLARI BİR YAZI OLARAK OKUMAK

Bir tasarımcı bir araba tasarladığında, üretime geçerken önce parçaları üretir. Her bir parça ayrı bir fabrikadan üretilecek kadar meşakkatli olabilir.

Parçalar tamamlandığında onları birleştirmeye geçer.. Birleştirdikten sonra onunla görmesi gereken işi görmeye başlar. Bu olay bir yazıdır ve okuduk. Varlıklar arası bağımsızlık yoksa ki yok, mikrodan makroyu görebiliriz.

Bu mikroya göre bizler, bir bütünü tamamlamak üzere üretimde olan parçalarız. İstenmeyen bazı hadiseler, üretim esnasında bozulup çöpe atılan parçalar misali olabilirler.

GERÇEĞE UYDURMALAR LA ULAŞILIR

Bir cihazı tüm parçalarına ayırıp onu hiç görmemiş birinin önüne yığıp bunun ne olduğunu soralım. 

O kişi parçaları birbirine olan uyumlarını bulup uydurarak toplamadan ne olduğunu ortaya çıkaramaz.

Yalan, uydurmayı ortaya çıkaramaz. Uydurma, yalanı ortaya çıkarır.

Birbirine uymayan detaylara yalan diyoruz. 

Bir filim yalan değil, eşya gibi bir yapıttır. Kurgu yada taklidi yapıttır.

Uydurmaların taklidini asıl diye beyan etmeye yalan diyoruz. Bu şekilde yaratma malzemesi olan uydurma, taklidinden dolayı taklitle/yalanla eşdeğer olarak görülebilmektedir. Sahte, gerçeğine benzesede adı sahtedir. Sahtelik, kabul ile yalan kapsamına girmez. Sahte olarak gerçek bir varlıtır. 

Olmamışı olmuş diye beyan edebilmek için, ya zan yada uydurmaların taklidi gerekli. Kullanılan uydurmaları yine uydurmalarla detaylandırdıkça, taklidi uydurmalar olduğu ortaya çıkar.

Biyolojik ve teknolojik varlıklar, uydurmalarla şekillenip var olurlar.

Dünya ve işeyiş dengesinin mühendendislik kaynağı uydurmalardır. Güneşe çok yakın yada çok uzak olmak yaşama uymaz. Uydurmak için orta dereceyi bulmak lazım olur.

GEÇMİŞTEN GELECEĞE UZANAN YAZI

Geçmiş yazı parçalarını birbirine uydurduğumuzda, sıradaki yazıyı tahmin etmek kolaylaşır. 

Şöyle: iki tekerleğin arasına döngüyü engellemeyecek şekilde mil geçirildiyse, iş görmek üzere bir araç akla gelebilir misali ile, şu anki vaziyetimizi okumaylada sonraki vaziyetimizi tespit edebiliriz. 

Şu anda kutsal kitabın uzay çağını anlatan bölümlerini okumaktayız. Yaşayıp şahit olma tarzında okuyoruz.

PARÇALAR  BİRBİRİNE UYACAK ŞEKİLDE TAMAMDIR. SIRA BİRLEŞMELERİNE GELMİŞ.

Parçalar nasıl tamamdır? Her bir parça, beyinle bağlantısı olabilecek şekilde iletişim imkanı tamamdır. 

Birbirlerinin özelliklerini detaylıca öğrenme imkanları tamamdır.

Her bir özelliğin hangi göreve tekabül ettiğini çözebilme imkanları tamamdır.

Nedir birleşme? Birbirimizin varlığını ve her birimizin sahip olduğu farklı özellikleri kabul etmektir. Bu kabul, uzay çağında yapılması gereken çalışmalar için yek vücut olabilmenin ilk adımıdır.

Bir vücudun her bir organı farklı ve farklı bir iş görür. Dünyadaki buna benzer farklılıklar da, dünya vücudunun değişik işleri için gerekli olan farklılıklar olduğu ortaya çıkıyor.

Vücutları okuduğumuzda eldeki veriler önümüze böyle makro bir vücut koymaktadır. 

Gidişatımızın çıkışlı yolu yek vücutluktan geçer. Aksi halde bir kaç yüzyıl labirentin çıkmaz yollarında zaman israfına mal olacak şekilde bir bocalamadan sonra yekvüculuk yolu yine insanlığın önüne çıkar.

Bu yola radyo ve televizyonun yaygınlaştığı dönemlerde de girilebilirdi. Şu anki İnternet devri itibarı ile o yola girmek daha da kolaylaşmış durumda.

Ayak parmağına küçücük bir diken battığında beyine anında bildiri gidiyor.

Dünyanın her tarafından bir beyine anında bilidiri gidecek düzeye gelmişiz.

Tüm sistemler tamam. Sırada vücudun başını oturtmak kaldı.

VÜCUDUN TÜM ORGANLARI İLE BAĞLANTILI BİRİMLERİ OLAN KÜRESEL KARMA MECLİS, DÜNYA VÜCUDUNUN BAŞI OLACAK.

Güneş sistemi dahil tüm sistemlerin vücutsal bir bütünlük ve dayanışma içinde olmaları böyle bir gerekliliği ortaya koyuyor. 

Geçmişin empozeleri ile bunu uzak görecek bir şekillenişe sahip olsak bile yol böyledir.

Bu nesilin yapısallığı el vermezse de sonraki nesiller için o yola dair başlangıçlar başlatılabilir. 

İki çocuğun kavgasıyla mahalleli karşı karşıya geliyorsa, düzen sağlam temelde değil demekki.

Radyo, telefon ve televizyon, beşli onlu birlikler için kolaylık olmuştur. 

İnternet bunun küresel çapta olanına el vermektedir. 

Not; bu iş öneriden öte bir gerekliliktir.

 



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor