ŞEYTAN VE İNSAN
Şeytan, varlığı insandan önce olan ve sonradan insanın var olmasını hazm edemeyip istemeyen bir cin. Diğer tüm cinleri kapsamaması için şeytan lakabını almıştır. (detay için başka kaynaklara bakılabilir)
ŞEYTAN NE İŞ YAPAR?
Son büyük depremde yaşanan olaylar, perde ardı gayri insaniliği ortaya çıkarmıştır. Bu durum, insanın psikolojik yönünün ne kadar mühim olduğunu göstermiştir.
"Merhaba nasılsın iyimisin" gibi ezberlerle iş bitmiyor.
Önüne bir fırsat doduğunda nasılsın...
.Çeşitli işlere yönelik iştahların nasıl...
Sana bir faydam olmadığında nasılsın...
Acıktığında nasılsın...
Paraya olan sevgi ve bağlılıkta nasılsın...
Sinirlendiğinde nasılsın... Vs.
Nasılsın sorusu sorulduğunda, yukarıdaki liste ve daha fazlası akla gelmelidir. Bu şekilde şeytanın hangi halde neler yaptırabileceği önceden bilinmiş olunur.
Yer depremine karşı alınan önlemler gibi psikolojik depreme karşıda önlemler alınmalı. Gayri insani yönün depremi, yer depreminden daha yıkıcıdır. Acı bir günde yağma gibi olayları izah edecek bir cümle ve kavram henüz yoktur.
Normal günlerde o olayların adı yağma olsada acı günde olmasının adı farklı olmalı.
OLAYLAR VE ŞEYTAN
Dünya nüfusunun yüzde doksanın üzerinde yaradılış inancına sahip olmasına rağmen, şeytan ve kötü ruh gibi yıkıcı unsur inancı hemen her yerde olmasına rağmen, büyük küçük yaşanan o kadar dramatik olayların haber ve yorumlarında bir tek şeytana dair söyleme rastlanılmıyor.
Yaradılış inancıyla alakalı diğer kavram ve literatür kullanılırken, inancın neredeyse yüzde ellisini teşkil eden şeytandan nedense bahsedilmiyor.
Bu durum şunu gösteriyor ki; kötü olayların temel kaynağında şeytan var ise, kendisinden bahsedilmesini engellemek de ancak yine onun işi olur.
VARLIKARIN ŞEKİL VE MATEMATİĞİNDEKİ KUSURSUZ MÜHENDİSLİK ESERLERİNİN GÖRÜLMESİ, BİR MÜHENDİSİN VARLIĞINI ONAYLATTIRMAKTADIR. YANİ ALLAH I
Yaratılış inancının 1. sebebi budur. Peygamberler 2. sırada yer almaktadırlar.
Mantığı ALLAH varlığına götüren sayısız eser varken, şeytan varlığına götüren bir tek eser yok mu? Varsa bahsedilmediğine göre suçlunun gizlenmesi söz konusudur demekki.
İSTENMEYEN OLAYLARIN YAŞANMAMASI İÇİN YERLEŞİK BİR GENEL KABUL OLAN ŞEYTAN MESELESİDE ELE ALINMALIDIR.
Şeytana yakalanmak yada şeytanı yakalamak.
Dünya öyle bir hale gelebiliyorki, sanki bilinçli bir etken, birilerini kafesleyip orada vuruşmak zorunda bırakırken, diğerlerini de araya bile giremeyecek konumda bırakabiliyor.
Dama oyununda taş bağlama vardır. Bir verip çok sayıda taş alma vardır Bu da gösteriyor ki şeytani bir varlık uzun zamandan beri insanlıkla adeta dama oynarcasına bir çalışma yürütmüştür. Vuruşturmaya geçmeden önce bağlama işlemlerini gerçekleştirmiştir. Sonucu toptan ve büyük yıkıma getirmek üzere ayarlamalar yapmıştır.
ŞEYTAN YAKALANIRMI?
Şeytan, günahlar işlettirip o günahlarla bağlama işini yapar. Uygulamalarını kültürleştirip işine karışılmamasını sağlar.
Günah işlettirmiş olsa bile onun başka günahlar işletmelerine engel olmak adına onun işlerine karışılmalıdır. Ondan darbe yiyenler, henüz yememiş olanlara göre ona karşı daha mukavemetli olurlar. O yüzden yakalama işini onun adeta esiri olanlar daha kolay yapabilirler.
YAKALAMA NASIL OLABİLİR?
İçe doğan zararlı bir arzuyu söylemekle olabilir. Kötü bir işi yapmaya doğru yöneltici etkileri söylemekle olabilir.
İşi yapmaya yönelmek yerine, o iş isteğini ve isteğin etkileşim ve oluşum sebeplerini açıklamakla olabilir. Sorulara doğru cevaplar vermekle olabilir.
Bu uygulama şeytana karşı en güçlü kalkan olur.
Özel dinleme mercileri olabilir. Bu merciler, dinledikleri açıklamalarla görünmeyen şeytani boyutu görür hale gelecekler.
Kişi bastırılamayan arzularını açıklamakla onları bastırılır hale getirebilecektir. Bu bir nevi kişiyi ele geçirmeye çalışanı ele vermektir. Böylece kötü ve bozucu etken başlamadan bertaraf edilmiş olur.
Doktor ile hasta arasındaki bilgi alışverişide böyledir.
Daha iyi bir dünyaya geçebilme sürecine geçtiğimizde böyle uygulamaların yürürlüğe girmesi gerekecek.
Meteorolojinin günlük hava raporlarına benzer şekilde insanlığın iç dünya atmosferini günlük rapor edebilecek psikoloji mercilerin de olması gerekecektir.
MECLİSLERİN KARAR ROTALARI, TESPİTLİ HAKİKATLER BAZINDA OLABİLECEK.
Meclisler birer şoför konumundalar. Işık olmadan şoför yolun doğrusunu bulamaz.
Psikolojik durum raporları birer Işık hükmünde olacaklar.
Psikoloji atmosfer mercilerinin artı ve eksi gösterge dereceleri olacak. Kişiler, artısı ve eksiğiyle bu mercilere iç dünyalarını rapor edecekler. Bu uygulama sağlıklı bir dünya için 10'lu yaşlardan başlamak üzere yeni dünya düzeninin kültür ve geleneği haline gelecektir.
İşler hava durumuna göre ayarlandığı gibi aynı şekilde genel psikolojik atmosferin durumuna göre de ayarlanabilecek.
İç dünya teşhiratı yapılırken, perde ardı misali kimlik belirtilmeden de olabilir.
TV haberlerinden sonraki Hava durumuna ek olarak genel ortam psikolojik durumu da belli renk yada derece göstergeleriyle anlaşılacak şekilde işareten belirtilebilir.
HAVA DURUMUNA BENZER OLARAK, TOPLUMSAL PSİKOLOJİK DURUMUNUNDA RAPOR EDİLMESİ GEREKLİMİ?
Olay ve işlerin işleyiş şekilleri, psikolojik yapı şekilleri ile bağlantılı ise gereklidir.
ORTAK GÜNALARIN BİRİKİMİ ÜÇÜNCÜ DÜNYA HELAKI EDECEK KADAR BİRİKİMİŞ Mİ? Miş yada memiş demek her taraftan tam olarak haberdar olmayı gerektirir.
İnançta günah diye bir kavram vardır. şeytandan hiç bahsedilnediği gibi nedense günahlardan da hiç bahsedilmiyor.
Üçüncü dünya helakı ile kast edilen, üçüncü dünya savaşıdır.
GÜNAH NEDİR?
Örnek olarak, arabanın bozulmasına sebebiyet verebilecek tüm kullanım ve müdahale şekillerinin ortak adına günah denir.
Başka bir örnek olarak: doktor, vücudun sağlığını kısa ve uzun vadede bozabilecek her şeyi günah/zarar olarak belirtir. Lisan farkı olsada mana aynı.
Dünyanın kendisi ile dünyanın sosyal ve ruhsal yaşamına bir araba yada bir vücut olarak baktığımızda, günahın ne ve neler olabileceklerini rahatça anlarız.
ÖNÜMÜZDE KAÇ YOL VAR?
Eğerki dünya arabasını kullanılmayacak hale getirdiysek, iki yol kalır. Ya hurdaya gidecek, yada baştan aşağı yenilenecek. arabanın döküntü vaziyetine geleceğin yükü bindirilmez.
YENİLENMEYİ SEÇECEKSEK, YENİ DÜNYAYA GEÇMEMİZ GEREKECEK.
Yenilenmeyi seçmez isek hurdaya atılmayı seçmiş olacağız. Üreticinin başka bir araba/dünya üretmesi gerekecek.
Ülkelerin isim değişikliği ve ortak meclis, dünya arabasının yenilenmesi için ilk ve en önemli parçalardan olacaklar. Savahşın fay hatlarından olan üs bölgeleri gibi inşacı us bölgeleride gerekli birer yeni parça olacaklar.
Bu şekilde yenilenmekle eski günah ve sevapların olduğu defter rafa kalkmış ve yeni bir defter açılmış olacak. Tövbe gibi bir durum olur.
SİYASİ ARGÜMANLAR LA KALICI ÇÜZÜMLERE ULAŞMAK MÜMKÜN MÜ?
Her mevcut durum, bir neticedir. Her neticeyi ortaya çıkaran bir sebep vardır. Her sebebi var eden. Başka sebepler vardır.
Bir sorunu çözmenin yolu, onu ortaya çıkaran sebebe varmaktan geçer.
Sebepler zincirinin ucu bucağı gözükmeyecek kadar uzun iken, siyaset ile bir kaç halkadan fazla derine gidilmez. Belli noktadan sonra iş alimlere düşer.
ŞEYTAN KONUSU, DİNLERİN AYRIŞMA NOKTALARINI BİR YANA BIRAKTIRIP BİRLEŞİM NOKTALARINDA BULUŞTURUR. Şeytan konusu bari şeytani olaylarda gündeme gelsin ki insanların birbirlerine yönelen nefret duyguları asıl kaynağına yönelsin.
Tarafların yıllarca birbirlerine yönelik yürüttükleri negatif anlamdaki propagandalar, vahşeti haz olarak görebilecek bir kinlenmeye sebep oluyor.
Bu propagandalar, şeytanın büyük hamleye ulaşmak için sinsi hamlecikleridirler.
KİMSENİN UZAYDAN GELDİĞİ YOK. HERKES DÜNYALI VE HERKES OLDUĞU YERDE YAŞAMALI.
Açlık sorunu varsa, yardımlaşma kültürünü büyütecek şekilde pozitif anlamdaki propagandaya önem verilsin. Bugünlere temel olan geçmiş savahşların da kutsanacak bir tarafları yoktur. Kazanılan savaşlar kaybedilmiş olunsaydı bugün daha kötü bir yaşam mı olacaktı?
KALBİN GIDASI OLAN HEYECAN, ŞEYTANIN EN KOLAY VURUŞ NOKTASIDIR.
Heyecan arayışı, şeytanın tuzağına götürücüdür. Tuzakta kalp için yem olabilen çeşitli heyecanlar var. Biriktirdiği kini, vahşet olarak boşaltma hazzına dönüştürebiliyor.
Dünya nüfusunun milyonlarla ifade edildiği dönemlerde insanlar dünyanın nesini paylaşamıyorlardı da savahşlar oluyordu. Mesele ganimet idiyse birlikte çalışarak bunun daha fazlası üretilebilirdi.
Demekki psikoloji kavramı o zamanlar henüz olmadığı için, kırallarca can sıkıntılarını bir savahş maçı ile gidermek için aslında bahaneler üretildiği olgusu keşf edilmemiştir. Savahş gerekçelerinin altında yatan bu temel neden'e kedileride ulaşamayıp fark edemedikleri için, bünye altı bu yıkıcı dürtüyü çözememişlerdir. Çözmüş olsalardı, heyecanları için daha bilimsel yollar ararlardı ve belkide bu sebeple de uzay çağı binlerce yıl önceden başlamış olurdu... Bizde şu anda bakkala gider gelir gibi mars'a gidip geliyor olacaktık.
DÜNYA ZATEN BİZİM İKEN, ONU ELE GEÇİRME GİBİ TARİHSEL BULAŞIKLI SAÇMALIKLARDAN ARINMALIYIZ.
Elde edenler ne oldu?
Ailesine ve çevresine hakim olan kişinin iştahı dünyaya yöneliyor.
Bu saçmalığın çekirdeksel kaynağı, iki kardeş arasındaki paylaşım çekişmesidir. Burada kavga ustası olan kişinin heyecan kaynağı kavgaya bağlandığı için, önüne büyük imparatorluklar kurmaya kadar giden yollar belirir ve o da heyecanı sürdürmek için o yollarda ilerler.
Yaşamak için öldürmek hayvana aittir. İnsanınki çalışmaktır. Vahşi yaşamı taklit etmek yerine birlikte uyum içinde çalışma kültürünü geliştirelim.
İlkel zamanların savahş gerekçeleri, bugünün saçmalığı olduğu gibi, bugünün savahş gerekçeleri de yarının saçmalığı olabilir.
Bilgisayar vb. ekranların başında başında vahşeti haz edinme gibi sapkın psikolojiler edinme durumu olabilmektedir.
Uzayın derinliklerine doğru ilerleme işimiz vardır. Bu konuda ne kadar çok güç birliği yaparsak o kadar ilerleme kat ederiz. Bu işte vahşet hazzına alternatif olabilecek çok daha faydalı hazlar vardır.
Daha geniş açıdan bakarsak yemek, tuvalet, uyku ve su gibi çeşitli yaşamsal ihtiyaçlarda da hazlar olduğunu görebiliriz. Şeytanın vahşet meyvesini yemeye ihtiyaç yoktur.
DÜNDEN BUGÜNE DÜNYA, ŞEYTANIN ÇİFTLİĞİ SANKİ.
Bir çiftlik sahibi, ara ara kesim yapar. Bazı aralar da toplu kesim yapar. Dünyanın hali de tam olarak böyledir. Savahşcıklar ve büyük savahşlarla hep anıldı anılmaktadır.
Neticesi çukur uçurum olan noktaya varıldığında, gelinen yolların yanlış yollar olduğu ortaya çıkar. Şeytan yemleriyle beslenildiği ortaya çıkar. Sanatla, haberle, yorumlarla, türlü türlü tercihler le şeytanın değirmenine su taşındığı ortaya çıkar. Büyük savahşlara 1. 2. Dünya helakı demenin sebebi budur. Birinci büyük savahş sonrasındaki salgın hastalık da bu konuda düşündürmektedir.
HELAK KAVRAMI VAR İSE, ÖN UYARININ DA OLMASI GEREKMEZ Mİ?
Uyarı ve yolun doğrusuna dair sözler, daha önce peygamberlerle olduysa da, şimdilerde belkide herhangi biriylede olabilmektedir. O biri tenezzül edilmeyecek biri de olabilir. Bir çocuk da.
Şurda kocaman süper market dururken, şeytansı kibir, ordaki yaşlı adamın küçücük derme çatma bakkalında mı alışveriş yapacak? Ya kibirden dolayı kurtarıcı ürün oradaysa...
Eğerki helaktan kurtulmanın yolu kibirden vaz geçmek ise, ilacıda, kibiri desteklemeyecek yerde olması olası olur.
BİLİM VE TEKNOLOJİ KİBİRLENME SEBEBİ OLURLARSA, ŞEYTANIN BIÇAĞINA DÖNÜŞÜRLER.
Dersler gelecekten değil geçmişten çıkarılır. Çünkü geçmiş görünen, gelecek görünmeyendir. Görüneni baz almak daha doğrudur. Geçmiş savahşların sebeplerini derince inceleyelim, kibire rastlama olacak mı diye…
Benzetmedir: Akar yakıt ile çalışan arabalar, firma sahibine dedilerki: "biz bu kadar iş görüyorken, 'elektriklisini üretmeye ne gerek var tarzında, petrolcüler ile elektrikçiler arasında' kavgaya sebep olacak araç mı üreteceksin" dediler.
Halbuki, “yüce olan sensin. Sen daha iyi bilirsin demeleri gerekirdi”
ALLAH ın yaratma sıfatı onlarda da üretme olarak tecelli ettiği için, bu yönleri ile övünüp kendikerini ALLAH derecesinde görmeye başlamışlardı ve bunun farkında değillerdi.
O yüzden kendi derecelerindeki arkadaşıyla konuşur gibi konuşmaya başlamışlardı. Kibirin/başarı övgüsünün konuşmaya yansımasıydı bu.
Onlar bu şirkin farkında olmasalarda sahip gayet iyi farkındaydı.
O yüzden kullukta onlara rakip birileri gelip daha iyi kul olmalarıyla öncekilerin yükselmiş olan kibirlerini indirmeliydiler.
Yeni mahlukatın kulluğun6n ıspatı için onada bir imtihan gerekliydi ve bunun için küçücük de olsa bir yasak konuldu. Yasak meyve. (kaynak açıklama için araştırın)
Meleklerin kandan bahsetmeleri, cinlerle beraber şu anki vücutlar la aynı vücuda sahip olduklarını gösterir. On binlerce yıllık tarihi eserler onlara ait olabilir.
İnsan aynı vücuda sadece ruh olarak inmiş olur. Değişik enerjier le çalışan aynı görünümlü arabalar gibi.
RUH'UN İNİŞİ BÜYÜK BİR DEVRİM OLMUŞTUR.
Bu devrim teorisine göre şu anki sekiz küsür milyar nüfusun hepsi canlı fakat hepsi ruhlu değildir. Cin, melek ve insan olarak hepsi iç içe yaşamaktalar. Araçların ortak adı araba olduğu gibi ortak ad insan olarak geçmektedir.
Bu durumda, asi olup şeytan lakabıyla bozgunculuğa oynayan kişi, cinlerden biri ve o da aynı şekil fiziki vücuda sahip olmuş oluyor.
Yeryüzünde daha önce yaratıcısıyla yakından irtibatlı ve sükunetli bir yaşam olduğu anlaşılıyor. Taaki kibir yükselip yeni mahlukatın/insanın üretimine sebep oluncaya kadar.
Yaratma işi'nin, üretme işimiz gibi ortaya çıkarılanların ilk ve son halleri farklı olabilir.
Şekilden çok, görülmesi gereken iş ve maksat söz konusudur. (kısalık için bu konuyu daha sonra devrim ve evrim diye ele alalım)
Devrimden sonra ALLAH kullarının yine zamanla kibirlenip terbiyesizleşmemeleri için yakından olan irtibatı kesip bir süre seçili kulları vasıtasıyla aynı lisanda diğer kullara da bildirilerini gönderdi.
Günümüzde olaylar ve çeşitli buluşlarla da
Kullara varlığını ve ne istediğini anlayabilmeleri için yüksek düşünüş düzeyine ermelerine yol vermiş gibi görünüyor. Bu yüksek düşünüş düzeyinden dolayı kibirlenme ihtimalide vardır. Dikkat edilmesi gereken en mühim nokta burasıdır. Devrimden çıkan ders bize bunu söyler.
"Sana uyan seninle cehenneme girer" sözü, cehennemin önceden var olduğunu gösterir. Buda cehennemin sadece ruhlu insan için kurulmadığını gösteriyor.
Buna göre cennet de sadece yeni ürün mahlukat için tahsis edilmiş özel bir bölge değildir. Bu iki zıt varlık bütün mahlukatlar için geçerli olmaktadır. Herkes ceza ve mükafatını sahip olduğu yapısal özelliğine göre görecek.
SONUÇ OLARAK
Dünya, her çeşit kes için ortak bir yaşam alanı olduğundan, dünya ya karşı sorumluluk ta da herkes ortaktır.
Şeytana gelince, ona karşı galibiyeti, onu ALLAH tan özür dileyecek konuma varmasını sağlamakla olabilir. Bu nasıl olabilir? Ona uymamakla. Bu nasıl olabilir? Arzulanan bir işin sebep ve uzun vadedeki sonuçlarını iyi bir dünya bazında derince muhasebe ederek olabilir.
İns, cins, meleki gibi bütün çeşit kişisel kâr'lar ve zararlar, dünyanın ve tüm insanlığın ortak menfaati açısından ele alınacaklar. Şeytan'nın saptırmak üzere giriş yapabileceği tüm kapılar ancak bu şekilde kapatılabilir.
Ateş, ışık ve ruh olarak metafizik boyutlarımız ayrı olsada, kullukta, fizikte, dünyada, yaşamada ve her çeşit ihtiyaçlarda aynı yolun yolcularıyız.
Doğruları ve yanlışları daha iyi bir dünya ekseninde bulup yeni ve genel bir ana yasa çerçevesinde yürürlüğe koyabilecek küresel ortak bir meclise ihtiyaç vardır.
Not: Bu vesileyle bu yazı, ilim ve bilim camiasına bir çağrı mahiyetinde de olmaktadır. Günümüz olaylarının sebepsel zincir halkalarının tümünde ilerleme vaziyeti tek kişi için zordur. Bu konuda da yardımlaşmaya ihtiyaç vardır. Doğru ve asıl çözümü bulmak için temel yapı konularımızı biraz irdeleyelim.
ÇAĞRI: ey insanlar, bilindiği ve yaşanıldığı üzere mali ile mülki hazineler, kurtuluşa varabilme yolu değillerdir. Kaos'a sebep olma yönleri daha çoktur. İlim hazinesi kadar iş görmüyorlar. ilmi hazineyide kullanalım.
Saygılar.
9357,24%-0,11
34,57% 0,26
36,28% 0,16
2993,61% 1,07
4956,37% 0,00
Ağrı
22.11.2024