Öncelikle Türkiye'de ve Suriye'de bu acı deprem dolayısıyla hayatını kaybeden bütün canlara Allah'tan rahmet diliyorum, acili ailelerine başsağlığı, yararlara Allah’tan şifalar diliyorum

Coğrafyamızın, ülkemizin, Türkiye'nin ve Suriye'nin halklarının başı sağ olsun. Acımız ortaktır.

Bu tip facialar; siyaset üstü, ideoloji üstü, grup menfaatleri üstü ve şahsi çıkarlar üstü olaylardır. 

Hiçbir insanın bu gibi facia ve olaylarda herhangi bir bireysel veya toplumsal çıkarlar için teşebbüs etmemesi ve çıkar elde edilememesi gerekir.

Hepimizin insani değerleri savunması günüdür. İnsanlık bunu gerektirir, asalet bunu gerektirir

Devleti yönetenlerin, karar merciinde olanların, ülke mühendislerinin, ülke bilim insanlarının, inşaat yapımcı firma ve kuruluşların; bu tip olayların daha fazla can kaybına ve zaiyata yol açmaması için bir daha düşünmesi gerekir.

Bu ülkede her 10 yılda bir; acı bir deprem faciası yaşıyoruz. NE ZAMAN DERS ALIP, SAĞLIKLI ÖNLEMLER ALACAĞIZ. Ne zaman ucube yüksek katlardan ve Belediyelerin basit kat artışı çıkarlarından vazgeçeceğiz.

 ‘’ Coğrafya kaderdir’’ der filozof. Bu doğrudur. Çünkü hangi coğrafyada doğmak, hangi anne ve babadan doğmak, hangi dilde büyümek, hangi kültürle büyümek, bizim elimizde değil.

Eğer Coğrafya kader olmasaydı Suriye'de oluşan bir savaş; bize yansımazdı. Bunca mazlum insan; Türkiye'ye sığınmak zorunda kalmazdı ve bunca acıyı bize de beraber yaşamazdık.

Coğrafya kader olmasaydı; Maraş'ta Pazarcık'ta oluşan Depremin etkisi Suriye'de oluşmazdı.

Evet bugün Türkiye'de bu deprem münasebetiyle resmi rakamlara göre hayatını kaybeden canlar; Türkiye’de 8,000 gibi, Suriye'de de 3,000 gibi

Benim şahsi tahminime göre bugün itibariyle ulaşılan rakamlara göre zarar gören binalar hariç (ki hemen tespit edilemiyor) yıkılan bina sayısı 6.000 adet, her binada 10 daire ortalama düşünürsek 60.000 ev yıkılmıştır. Her evde en az 4 insan düşünürsek 240.000. Dolaysıyla arabalar, yollar vs.de hesaba katarsak nereden bakarsan en az 200.000 üstünde canı etkilenmiştir, Suriye toprağı hariç.

Demek ki birbirimizden farkımız yok. Biz insanoğlu hepimiz doğduğumuzda ve öldüğümüzde Yüce Yaratıcının önünde eşitiz. Çıplak doğar, beyaz bir kefenle gömülürüz. Bu konuda hiçbir farklılığımız yokt

Hepimiz eşitiz ve aynı zamanda doğanın karşısında da hepimiz gene eşitiz. 

Herhangi bir doğal felakette doğanın acımasızlığı bizim aramızda hiçbir ayrım yapmaz.

Sünni misin? Alevi vimisin? Türkiyeli misin? Suriyeli misin? Kürt müsün? Türk müsün? Hristiyan mısın? Müslüman mısın? Yaşlı mısın? genç misin? zengin misin? fakir misin? Aramızda bir ayrım yapmıyor.

Hepimiz bu konuda eşitiz. O zaman yaşadığımız hayatta; hukukta, adalette kültürde, dilde neden eşit olmayalım?

 Yani; madem Allah bizi eşit yaratmış, madem doğa bizi eşit davranıyor, O halde biz insanlar; niye eşit olmak için pratik hayatta bir çaba göstermiyoruz? eşit olursak çok mu şey kayıp ederiz?

 Hayır! 

Tam tersine çok şey kazanırız, beraber güçlü oluruz, beraber acımızı paylaşırız, güzelliklerimizi beraber paylaşırız. Daha müreffeh toplumlar oluruz. 

Bu Dünya; hepimize yetiyor.

Gelen hep beraber hukukta, adalette ve insani değerlerde eşit olmak için çaba gösterelim.

 Suriye halkının acısı bizim acımızdır, bizim acımız da Suriye halkınındı, bizim acılarımız bütün dünyanın acısıdır ve tüm insanlığın acısıdır. Allah bir daha böyle dertler göstermesin.