Doğubayazıt Ehmedê Xanî Kültür Derneği Başkanı Gazateci-Yazar 3.Uluslararası Ahlat-Avrasya sempozyumunda sunduğu bildiri şöyle:
GÜZELLİK VE SEVGİ
Xanî’nin görüşüne göre,nasıl ki evrenin merkezi ve yaratılışın amacı insansa,yaşamın özü de sevgi;sevgidir ki yaşama besin verir; sevgisiz yaşam yavandır,anlamsızdır.Ne var ki sevgi,tek yanlı değildir;Allah,sevilenlerle sevenleri karşılıklı yaratmıştır.Gül ile bülbül,mum ile pervane,gönül çeken yarlar ile dert çeken aşıklar,hepsi yaşamın parça ve bölümleridirler;hepsi Allah tarafından yaratılmışlardır ve yaşam onlarla süslenmiştir. Xanî,ikinci bölümde bu varlıkları karşılaştırdıktan sonra Allah’a şöyle der;
“Gönüllere dolan şu aşkı,şu sevgiyi
Ve kollara zincir olan şu zülfü,şuörgüyü
Sen değil misin yaratıp karşı karşıya getiren
Ve sen değil misin birbiriyle denkleştiren!”
Öte yandan,sevgi ile güzellik birbirine bağlıdır;başka bir değişle,güzelliktir ki sevgiye temel oluşturur ve ona yol açar.Bu nedenden dolayı da,herkesin güzelliğe gereksinmesi vardır ve her kes güzelliğe istekli olur. Xanî’nin görüşüne göre tüm insan grupları güzelliğin isteklisidirler ve güzelliğin isteklisi olmayan,yani aşık olmayan hiç kimse yoktur;başka bir değişle,güzellik öyle bir yiğit ve kahramandır ki yoksullardan zenginlere kadar, dervişlerden hocalara ve şeyhlere kadar,herkese boyun eğdirir ve herkesi teslim alır.Hatta herkesin önlerinde boyun eğdiği güç sahibi beyler bile,güzelliğe tutsak olmaktan kurtulamazlar;onlar da, güçleri ve iktidarlarıyla, taçları ve tahtlarıyla,güzelliğe tutsak olurlar ve o yiğidin önünde yenilgiye uğrarlar. Xanî, 8. Bölümün sonlarında bu durumu şöyle gözler önüne getirir:
“İster şeyhler,ister beyler,hocalar olsun
Ya da dervişler,zenginler,yoksullar olsun
Yoktur güzelliğe istekli kimse
Ve yoktur kavuşmayı arzulamayan kimse”
Xanî’nin görüşüne göre,güzellik iki çeşittir.Biri,tükenmeyen ve sonu gelmeyen ebedi güzelliktir;o,manevi güzelliktir.Öbür güzellik ise,bedendeki güzelliktir;o,boş ve yararsız bir güzelliktir.güzellik böylece iki çeşit olunca ,sevenler de iki grup olurlar;her bir grup,güzelliğin bir çeşidini ister.ne var ki hepsinin isteği aynıdır;o da”dost”tur.
“Kimisi tükenmez güzelliği diliyendir
Kimisi de boş ve yararsız bedeni isteyendir
Ama hepsinin amacı dosttur, o da kuşkusuz birdir
Bütün fark, beyin ile deri arasındaki fark gibidir”
Xanî, 9. Bölümün başında,güzelliği yüceltip en yüce yere ulaştırır;diğer her şeyi de onun yanında ucuz ve düşük değerli sayar.Allah tarafından beylere ve hükümdarlara verilmiş olan şeyler,
Rom imparatorunun hazinelerinden,İskender’in aynasına Türk hakanının definelerine ve Süleyman Peygamber’in yüzüğüne dek:
“ Ne kadar fazlasıyla pahalı olsalar da onlar
Hepsi güzelliğin bir parçası bile olmazlar”
Xanî, güzelliğin değerini ne kadar yüceltip yüce tutarsa,sevenler arasındaki farkıda o kadar önemser.9. bölümün sonlarında,o farkı bir kez daha gözler önüne getirir:
“Ama farklıdır aşıklar ile arzu eden hevesliler
kimisi veda olur,kimisi de yararlanmak ister
kimisi canı için ister cananı
kimisi de cananı için verir canı”
AŞK
Xanî’nin görüşüne göre aşk,insanın ahlakını tertemiz yapar,insanı öyle bir aşamaya ulaştırır ki,onunla insanın gönlü bir ayna gibi durulaşır,o aşamada artık ki için gönülde yer kalmaz,gönül iyilikle ve iyilikseverlikle dolar , insan artık düşmanını bile bağışlayıp af feder.
54.bölümde,memo’yu defnetmek için mezarlığa gidildiği ve o sırada Bekir’in cenazesi de oraya getirildiği zaman,zin bekir’in iyiliği hakkında konuşur ve Bey ile Tacdin’den, kendilerinin de Bekir hakkında iyi konuşmalarını,onu iyi bilmelerini ve anısına düşmanlık etmemelerini ister. Xanî’nin görüşüne göre zin’in o iyiliği yapması ,aşk sayesindeydi ve aşktı ki gönlünü öylesine temizlemiş,öylesine durulaştırıp aydınlatmıştı:
“Haşa ki aşkla pişmişlerden başka
Asla ki aşkla yanmışlardan başka
“Bir kimseye,ki bu kadar çektirmiş cefa
Bir kimse bu kadar göstersin vefa!”
Xanî 58.bölümde de,kendisinin amaç ve isteğinin ,aşkın güzelliğini göstermek olduğunu belirtmiştir:
“Ama kendisinin bu sözlerden maksadı
Ve bu denli arayıp araştırmadan maksadı
Göstermektir aşkın güzelliğini
Ve kanıtlamaktır aşkın erdemini”
Acaba Xanî, aşak niçin bu kadar önem vermiştir?çünkü:
“Aşk,bir aynadır ki,Tanrı’yı gösterir
Ve Güneş gibidir,öylesine ışık verir”
Yalnız o kadar da değildir. Xanî’nin görüşüne göre,aşk bir kimyasal cevher gibidir ki,sahte sahte gönülleri,bakır gibi kötü alışkanlık ve nitelikleri aratıp temizler,altın suyuyla cilalayıp parlatır:
“ey en yakın yolun yolcusu,yol alanı
Gafil olma,aşkın gerçek olanı
Güzel bir cevherdir,kimyadır türü
Kadrini bil onun,yücedir değeri
Bakır gibi ve cilasız olan huylar,nitelikler
Ve kalp olan ya da kalaylı olan gönüller
Bu cevherdir ki onları altın suyuyla parlatır
Bu ciladır ki onları cilalayıp arıtır”
O cevherden nasipsiz olanlar da var mı acaba?
“hiç kimse yok aşktan etkilenmeyen
Meğer ki habersiz ola o,zevkten”
DOĞRULUK VE DÜRÜSTLÜK
“Mem û Zin”de birçok ahlaki öğütler de vardır.Denilebilir ki o öğütlerin başında doğruluk ve dürüstlüğün önemi gelir . Xanî, doğruluk ve dürüstlüğün önemini göstermek için,Memo ile tacdin arasındaki ilişkileri örnek olarak göstermiştir.10.bölümde,onları tanıtıp tasvir ettiği zaman,onların candan ve dürüstlüğün arkadaşlıktaki önemini göstermek için şöyle demiştir:
“Gerek dostluk ve ahbaplık,gerek kardeşlik
Olmaz boş lafla,kabul etmez ikiyüzlülük
Dostluk kolay değildir,cafadır
Dostluktan maksat ise,vafadır
Sonunda göstermeyeceksen eğer o vefayı
Başlangıçta göze alma sakın o cefayı”
24.bölümde,Tacdin’in gelin odasına,yani sıti’nin odasına gittiği anlatılırken,Kürd geleneklerine göre Memo’nun da kendisiyle birlikte evinin kapısına kadar gidip,orada evinin kapısı önünde nöbet beklediği bildirilmiştir:
“Memo.gam ve sevinç dostu o zavallı
Onunla arkadaş oldu,hem de silahlı
Gönlü gönlündeydi,eli elindeydi
Nöbetçi oldu kapıda,kılıç belindeydi
Tacdin o şekilde gitti saraya
Memo kapıda kaldı,başladı duaya”
25. bölümün sonunda,tacdin’in bir hafta içeride kaldığı ve sekizinci gün çıktığı,memo’nun da o zamana kadar nöbetçi olarak beklediği belirtilmiştir:
“Memo hala öyle kapının önündeydi
Ve başı da hep taşın üstündeydi”
Xanî,Memo’nun o nöbet bekleyişini ve tacdin içerden çıktığı zaman memo’nun çok sevindiğini anlattıktan sonra ,sözünü yine doğruluk ve dürüstlüğün arkadaşlık ve dostluktaki önemine getirmiştir:
“Bir dostun olursa eğer,işte böyle olmalı
Böyle olmazsa eğer,hiç de olmamalı
Seninle uzlaşıp birlik olan bir dosta
Yüz hain ve ikiyüzlü akraba
Kurban et,hiç de’yazık’demeden
Vefasız olan akrabaları ne’ylersin sen!”
Görüldüğü gibi, Xanî,doğru ve dürüst olan dostları,dürüst olmayan ikiyüzlü akrabalara tercih etmiştir.acaba niçin?çünkü :
“Senin dostun kardeştir senin için
Ve hem göz,hem de çıradır senin için “
Memo ile Tecdin’in dostluğundaki doğruluk ve dürüstlük,Memo’nun nöbetçiliğiyle kalmamıştır;o dostluk sürüp gitmiş ve gerektiğinde Tacdin’ fedakarlıktan çekinmemiş ve Memo ile Zin’i güç durumdan kurtarmak için,evini ateşe verip yakmakta hiç tereddüt etmemiştir. , Xanî,41.bölümde o olayı o fedakarlığı anlatmış,sanrada şöyle demiştir.
“Ev eşyasını,güzel şeylerini ve defineleri
Mal-mülkünü,mücevherlerini ve hazinelerini
Kardeşinin uğrunda yakıverdi toptan
Adının iyilikle anıması bundandır bundan”
Xanî Tacdin’in o fedakarlığını anlattıktan sonra,mal sevgisine kapılmanın fenalığı konusunda daçok değerli bir öğüt yazmıştır.O öğütten birkaç dizesi şöyledir:
“Mal sevgisine kapılma,ey adı çıkmış iyiye
Onun sevgisi,insanın adını çıkarır kötüye
Sakın ha, malın bekçisi olmayasın sen
Çünkü varisler alacaklar onun elinden
Senin için zahmetli bir yüktür onu toplamak”
Kaynak:M.Emin Bozatslan- Mem û Zin
Haber: CAMAL BASUT