CEMBELÎ DESTANI

CEMBELÎ DESTANI

Derleyen/ Osman Eren

Derleyen/ Osman Eren
Cembelî Destanı´nı diğer destanlardan ayıran üç gerçeklik vardır: 
- Birincisi; Cembelî gerçek bir aşıktır. Bu dünyada sevdiğini arar. Cembelî´den önce yaşamış aşıkların çoğu, kaderin kılıcı karşısında boyunlarınıeğmişlerdir. 
Birçoğu da Mem û Zîn örneğinde olduğu gibi sevdiklerine öteki dünyada/ahirette kavuşmayı istemişlerdir. Şüphesiz bu da Zagros ve Mezopotamya´nın bir geleneğidir. 
- İkincisi; Cembelî bey oğludur ve beylik tahtının varisidir. Ama o, aşkı iktidar olmanın önüne almıştır. Sevdiğine kavuşana kadar, yetkinin sağladığı her tür çıkardan elini eteğini çekmiştir. Bu süre içerisinde sevdiği ve sonradan evleneceği kadının ailesinin yanında çobanlık yapmıştır. Kısacası, aşkı büyüklüğün ve ailesel çıkarların önünde bir yere koymuştur. Buna benzer bir örneği, 20. Yüzyılda İngiltere´de görmek mümkündür. Kraliyet naibi Edward´ın tavrı da Cembelî´nin tavrına benzerdir. 
- Üçüncüsü; Cembelî aşkına ulaşma mücadelesinde akıl ve bilinçle hareket etmeyi erkeklikle hareket etmenin önüne koyar. Bu da Cembelî´nin bilinçli, yiğit, kendine güvenen ve sabırlı bir insan olduğunu gösterir. Cembelî babasının beylik gücünü sevdiğine kavuşma yolunda kullanarak, başka insanların ölümüne sebebiyet vermek istemez.
Düşünceme göre saydığımız her üç özellik, bu destanın Kürtlerin geniş coğrafyasında yayılmasını sağlamıştır. Cembelî´nin aynı zamanda azimli ve çabalı bir genç olduğu da unutulmamalıdır. O bu sayılan özelliklerle birbirinden farklı ve çelişik olguları bir potada buluşturmayı başarmış ve akılla yorumlamıştır.
Binevş´in de aşkı en ileri seviyededir. O da Cembelî´nin aşkını karşılıksız bırakmaz. Binevş, zorla ve aşiret içindeki bazı çelişkiler nedeniyle evlendirilmiştir. ?Küçük Cembelî´ isimli de bir çocuğu vardır. Bir ağa kızıdır ve aşiret içerisinde önemli ve saygın bir yere sahiptir.
Tüm değerlerini, Cembelî´ye olan sevgisine göre oluşturur. Cembelî´nin aşk acısı, onun yüreğini hiç terketmez. Tüm rüya ve hayallerinde Cembelî´yi görerek hayatına devam eder. Sevdiğine ulaşabilme umudu, gönlünde adeta yuva yapmıştır. Cembelî´yi çoban kıyafetleriyle gördüğünde çok sevinir. O anki duygularını bir stranın dizelerinde şöyle dile getirir:
Lorî lorî Cembelîyê mino lorî
Tu bi xêr û xweşî hatî welatê Hekarya zozanên jorî
Ez dê serê Ehmedê pismam, Cembelîyê biçûk
Ligel êl û eşîra giran ji te re bikim gorî.
(Lori lori Cembelîm lori 
Sen Hakkari´nin yüksek yaylalarına 
Hayırla güzellikle hoş geldin
Ben amcaoğlum Ahmed´i, Küçük Cembelî´yi
Ve bu elin ağır aşiretini senin yoluna kurban ederim)
Mitolojiden gerçeğe dönüş
Yukarıda da belirttiğimiz gibi; Cembelî destanının önemi, oldukça eski olmasından ileri gelir. Musul´dan Serhat´a, oradan Dersim´e Kürtlerin yaşadığı tüm yerlerde yayılmıştır. Yüzlerce yıldır Kürt dengbêjlerin dilindedir. Cembelî, ?Kürt aşkının yiğidi? olarak tanınmıştır. Hakkari beyinin oğlu Cembelî´nin ve Binevşa Narîn´in aşkının destansılığı, Kürt aşkını mitolojik bir olgu olmanın ötesinde gerçeğe dönüştürmüştür. Onların düşüncesine göre gerçek aşk, bu dünyada yaşanması gereken aşktır.
Kürt halkı asırlarca, uzun gecelerde, şenlik ve mutlu günlerinde bu destanı dinlemiş, Kürt sözlü edebiyatını ve dilini bu destanla güçlendirmiştir. Bu destan, aynı zamanda Kürt sözlü edebiyatının taştan örülü surlarının duvarındaki en önemli köşe taşlarından biridir. Yazılı edebiyat için de elimizdeki önemli kaynaklardan biridir...
 


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor