DERLEYEN /OSMAN EREN
Hewlerde evde oturmuş anıları tazelerken aklıma dedem geldi elindeki tesbihin taşları ve o taşların güzelliği aklıma takıldı tesbihin öyküsünü ondan dolayı derleme gereği duydum...
Boncuk, kemik, taş gibi küçük parçaların bir ipe dizilmesi insanlık tarihi kadar eskidir.
İlk insanlar avladıkları avın parçalarını ip benzeri şeylere dizer, bir sonraki avda başarı getirmesi için üzerlerine takarlardı. Daha sonraları bu tip takılar kötülüklerden ve düşmanlardan koruması için savaşlarda da takılmaya başlandı. Bugün bile bazı taşların özel uğurlar getirdiklerine inananlar vardır.
Boncukların dini amaçla ve duaları saymada kullanılmasına ilk olarak Hindistan`da, Hindu inanışında rastlanıyor. Tesbihin ataları Hindistan`dan doğuya, sonra Ortadoğu`ya, en sonunda da Avrupa`ya yayılıyor. Tesbihin kullanış amacı Müslümanlık, Hıristiyanlık (Katolik), Hinduizm ve Budizm`de aynı olup hepsinde de duaları ve dualar arası bölümleri saymada kullanılır.
Tesbihin İslam dünyasında ne zamandan beri kullanıldığı kesin olarak belli değildir. Hz. Muhammed`in tesbih taşıdığına dair bir kayıt yoktur. Hatta belki Osman Gazi, belki de Fatih Sultan Mehmet`de tesbih kullanmadılar. Arşivlerde tesbih ile ilgili bilgilere ancak 16. yüzyılın sonlarına doğru rastlanmaktadır.
Ne var ki, Hz. Muhammed zamanında namaz ve dua sırasında hurma çekirdeği veya çakıl taşı kullanıldığı bazı hadislerden anlaşılmaktadır. İslam`da Peygamber`in namaz kılarken sünneti olan `Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahüekber` kelimelerini 33`er defa tekrarlamanın hangi tarihte başlayıp, yayıldığı da bilinmiyor.
Yüce Yaratıcı`ya 99 ayrı isim veren İslami anlayış, onu anarken, her isim için bir işaret olmak üzere ipe dizdiği bu 99 taneli şeye de `tesbih` adını vermiştir. Çeşitli malzemelerden yapılan tesbihteki tane sayısı 33, 99, 500 veya 1000 olabilir.
500 ve 1000`lik tesbihler daha ziyade tekkeler ve dergahlarda zikr için kullanılırlardı. Tekke şeyhleri, hastaları veya bir muradı olanları, iyileşmeleri veya muratlarının olması için bu tespihlerin içinden geçirirlerdi.
Tesbih çekmek, tesbih tanelerini birer birer işaret parmağı ile baş parmak arasından geçirmektir. Ancak günümüzde tesbihi bir oyuncak veya el alışkanlığı olarak kullananlara, sallayarak veya çeşitli figürler meydana getirerek dolaşanlara, hatta tuttukları futbol takımının renklerine göre yapılmış tesbihleri çekenlere sıkça rastlanmaktadır.
Aslında tesbih çekmek din adamlarına özgü bir davranışmış gibi algılanır ama halk arasında da neredeyse bir alışkanlık haline gelmiştir. Tesbih çekmenin daha çok kırsal kesimlerde yaygın olmasının nedeninin tesbihin boş elleri meşgul edebilme özelliği olduğu ileri sürülüyor. Sıcak ayları tarımsal çalışma ile geçiren, sürekli ellerini kullanmaya alışmış kişilerin kış aylarında bu boşluğu tesbihle doldurduklarına inanılıyor.
Günümüz biliminin tesbih çekme alışkanlığına bakış açısı biraz değişik. Bilim insanları, beynimizin, çalışma yaşamının güçlükleriyle, sorunlar, endişeler ve korkularla sürekli baskı altında tutulduğunu, bunun sonucunda sinir hücrelerinin aşırı yorulup yıprandığını ve beynimizi rahatlatmak, onu özgür bırakmak, dikkatimizi başka tarafa yöneltmek için tesbih çekmenin çok etkili ve faydalı olduğunu söylüyorlar.
Tesbih;
Bir ipe dizili,çeşitli maddelerden yapılan belirli sayıda taneler...
Tesbih kültürümüzde erkeklerin vazgeçilmez aksesuarlarındandır. Gerek elde çekim için gerekse koleksiyon anlamında tesbih kullanımı zaman içerisinde gelişmiş ve tesbih yapımı sanat haline gelmiştir. Günümüzde el emeğiyle özel tesbih üreten birçok ustamız mevcuttur..
Her tür malzemeden tesbih yapılabildiği gibi bu malzemelerin kıymetli olanları makbuldür ve değer görür.
Tesbih yapımında tercih edilen temel malzemeler;
Fosil Grubu: Kehribar, Oltu Taşı, Lüle Taşı
Ağaç Grubu: Kuka, Abanoz, Pelesenk, Yılan Ağacı, Öd Ağacı, Venge, Demirhindi, Gül, Sandal Ağacı, Narçıl
Yarı Değerli Taş Grubu: Akik, Kuvars, Ametist, Kaplangözü, Lapis, Turkuaz, Yıldıztaşı, Yeşim
Değerli Taş Grubu: Zümrüt, Yakut, Safir
Hayvansal Grubu: Fildişi, Mercan, İnci, Boynuz, Kemik, Bağa, Mors Dişi
şeklinde sayabiliriz.
Tesbihlerin Zamanla Kazandığı Özellikler
* Oltu taşından yapılmış ürünler kullandıkça parlamakta ve daha hoş görüntü almaktadır..
* Ahşap grubu tesbihler kullandıkça parlamakta ve renkleri koyulaşmaktadır. Abanoz ürünler zaten siyah renkte olduklarından renk anlamında bir değişiklik göstermezler. Kuka, pelesenk, yılan ağacı gibi ürünler kullandıkça koyulaşıp daha hoş renk almaktadırlar.
* Kehribar ürünlerin sarı tonları zaman içerisinde koyulaşmaktadır. Ancak bu süre oltu veya ahşap gruplar kadar kısa süre değildir. Kehribarın renk alması yıllar alabilmektedir.
Oltu Hakkında Genel Bilgi
Oltu taşı ardıç ağacının fosilleşmiş halidir. Gerek kehribar gibi fosil grubu ürün olması gerekse benzer özellikler göstermesi nedeniyle "Siyah Kehribar" adıyla da anılır. Oltu taşı toprak altından çıkartıldığında yumuşak, işlenmesi kolay bir yapıdadır. Bu nedenle çeşitli süs takıları yapımında kullanılmaktadır. Özellikle oltu taşından yapılmış tesbihlerin ünü bütün dünyaya yayılmıştır.
Taş Erzurum-Oltu yöremizde çıkartıldığından bu yöreyle özdeşleşmiş ve tüm dünyada bu isimle bilinip talep görmüştür. Ancak bu taş sadece Erzurum-Oltu`da çıkartılmamaktadır. Günümüzde Erzurum-Oltu`da taş rezervleri oldukça düşük olduğundan Gürcistan ve çevresinden taş çıkartılmakta, Erzurum`a getirilip işlenmektedir. Erzurum menşei taş kalite anlamında 1.sınıf taştır, Gürcistan menşei taş 2.sınıf olarak nitelendirilebilir. İnternet mağazamız üzerinde her iki gruba ait örneklerin sunumu yapılmaktadır.
Oltu taşı gerek görünüm gerekse fosil grubu olması nedeniyle hafif yapısından ötürü kolaylıkla taklidi yapılabilir bir üründür. Oltu taşını taklitlerinden ayırmak belirli yöntemler uygulayarak gayet basittir.
* Elinizdeki ürünü zımpara kağıdına sürttüğünüzde zımpara kağıdında çıkacak renk ürünün orjinalliği konusunda bilgi verecektir.Eğer zımpara kağıdında beyaz renk çıkarsa ürün imitasyon yani plastiktir.Siyah renk çıkarsa kalitesi düşük taştır,kahverengi ise kaliteli oltu taşıdır.
* Oltu taşını avuç içine alıp üflediğinizde üzeri buharlaşacaktır.
* Oltu taşı kehribar özellikleri gösterdiğinden sürtünme sonucu elektriklenir ve küçük toz parçacıklarını çeker.
* Oltu taşından yapılan ürünler zaman içerisinde kullanımla birlikte parlayarak daha güzel görünüm alırlar.
Kehribar Hakkında Genel Bilgi
Kehribar, çoğumuzun aşina olduğu ağaç üzerindeki reçinenin fosilleşmiş halidir. Çoğunlukla kozalaklı ağaçların reçinesinden oluşmasının yanında tropikal çiçekli ağaçlarda da oluştuğu gözlemlenmektedir. Bu ağaç reçineleri kendilerini salgılayan ağaçla birlikte veya tek başına lagün, delta veya deniz ortamına taşınmaktadır. Milyonlarca sene boyunca bu ortama taşınmış, bazen yüzlerce metre kalınlığa ulaşmış tabakaların altında kalan reçine geçen bu zaman boyunca basınç ve sıcaklık etkenleriyle birlikte sertleşerek kehribara dönüşür.
Kehribarın oluşum süresi basınç,sıcaklık ve geçen zamanla alakalıdır. Yeterli basınç ve sıcaklıkta bulunmayan reçine tam anlamıyla kehribar kıvamına gelemez, copal adı verilen tam olgunlaşmamış kehribar oluşur.
Günümüzde tam olgunluğa ulaşmış, en makbul kehribar baltık ülkeleri çevresinden çıkartılmaktadır ve çeşitli obje yapımında kullanılmaktadır.
İnternet sitemiz üzerinden aldığınız bütün tesbihler orjinaldir ve şüphe olması durumunda sorgusuz sualsiz iade garantilidir.
Kehribardan yapılan en özel objeler tesbih, kehribar tesbihlerin en özelleri de yaptıkları işlere gönüllerini vermiş olan Türk tesbih ustalarının yaptıkları sanat eserleridir.
9357,24%-0,11
34,57% 0,26
36,28% 0,16
2993,61% 1,07
4956,37% 0,00
Ağrı
22.11.2024