Göz kapaklarım ise neredeyse görme açımı kapatacak kadar kapanmıştı, kirpiklerim birbirine değiyordu.
Gözlerimdeki nem artmış, göz kenarlarımda damlalar her an dökülecek gibi duruyordu.
Yorgun olduğumu ben de hissediyorum zaten uzun süredir.
Bir gölgeye oturup dinlendikten sonra geçen bir yorgunluk değil benimkisi.
Sanki hiç geçmeyecek bir yorgunluk bu.
Bir bitkinlik…
Bir hüzün…
Biz gazete olarak sadece kendi derdimizle değil, herkesin derdi ile yandık.
Bireysel çıkarlar peşinde koşmadık.
Evet, yorulduk…
Ama en çok da anlaşılmamak ve yalnızlık yoruyor insanı.
Yorgun bir yazı oldu bu yazı da böylece…