BİR YERLERE HAZIRLANAN BAZI İNSANLAR…

BİR YERLERE HAZIRLANAN BAZI İNSANLAR…

Toplum olarak hadiselerin veya konuların orta yolunu tutmayı beceremiyoruz.

Mesela:

Bir maçta hasbelkader iyi oynayıp gol atan futbolcuyu bir anda göklere çıkarmayı çok iyi beceriyoruz. Son otuz yılın en iyi bilmem nesi… Avrupalı şu veya bu futbolcunun aynı stilinde oynadığı …

Bir şarkı ile şöhret olup, iki ay sonra unutulup giden, yanıp sönen yıldız misali şöhretler, her halde yalnız bizde vardır.

Nerden çıktığı belli olmayan, bir vesileyle bir anda ismi gazete manşetlerinden düşmeyen, öksürmesi bile olay yapılan yerden bitmiş siyasetçiler.

Daha doğrusu, bir şeylere veya bir yerlere hazırlanan bazı insanlar…

Bırakın ilmi buluşları veya dünya çapındaki herhangi bir başarısı, sıradan bir bilimsel dergide bile bir tek bilimsel makalesi yayımlanmamış, ancak çağdışı bazı ideolojik söylemlerle şöhret bulmuş prof. lakaplı bir kısım insan…

Kerameti kendinden menkul, burnundan kıl aldırmayan, kendi mesleği dışında her konuda ahkâm kesebilen bazı bürokratlar…

Kendisini yaşadığı topluma değil, başkalarına beğendirmeye uğraşan bir kısım şair veya yazarlar…

Yabancıların, nedeni pek ta açık olmayan methiyelerini veya desteklerini gündeme getirip, kendi halkına tepeden bakanlar veya caka satanlar…

Kendi kendilerine gelin – güvey olup, kimsenin kendilerine vermediği kurtarıcı rolüne soyunup meydana çıkan, ama gerçekte, kendisini bile idareden aciz vitrin mankenleri…

Biraz düşünün…

Eğer doğru ise,

Bu kadar şöhreti olan toplum, neden başarılı olamıyor?

Bu arada, böyle çıkardığımız şöhretleri, yine bir anda yere batırma huyumuzu da unutmamak gerekir.

Her kim demişse, güzel demiştir:

Bir toplumun, belki de en büyük felaketi, yalan şöhretlerdir...( İZZETTİN İÇİN)



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor