Bir toplumun birliği ?Birlerini? farketmekle olur

Aykut Kaya Yazıyor?

            Sağcıya sorarsanız; ?Solcular faşist?

            Solcuya sorarsanız , ?Sağcılar ırkçı?

            Siyasetle işi olmayan diğerleri, ?Allah?a havalede tam tevekkül?

            ıyi olan ?bizler? Kötüler hep ?onlar?

            Bu tanım fikirlerine hizmet eden bütün grup-toplumların ifadesidir.

Onlar-bizler-diğerleri, farklı kulvarlardaki herkesin hedefi kardeşçe yaşam!

            Kulvarlar farklı olsa da hedeflenen gaye aynı!

            Kitleleri peşinden sürükleyen ?ızem?lerin ortak noktası barış!

Yapısında inanmışlık olan fikir akımlarının temelinde, huzur ve sosyal ferahlık!

Bütün akımlar mücadeleleri bir diğerinden birkaç adım önde, yâda geride başlamıştır.

Her yarışçı diğer rakibini geçmek adına azimle, yorulmaksızın finale varma telaşında

Yada bu uğurda sebep-sonuç ilişkisini sorgulamaksızın fikirlerin gözü kara neferi olmuşlardır.

            Kendi Otoritelerinin benimsettiği yaşam biçimlerine riayet etmeyenlerse ?Onlar? kategorisinde yerlerini almışlardır.

             ?Bizler ve Onlar?  kavramlarıyla karşılıklı çatışma başlamış demektir.

Fikir önderleri Rehber, pusula hayaller, ideolojilerse menzil olmuştur.

            Tarihte böylesi mücadeleler defalarca yaşanmıştı. Her toplum kendi inançları gereği seferler düzenlemiş siyasi veya silahlı mücadelerle haklar savunulmuştu.

Süre gelen bütün olaylar, farklı zamanlarda ardı ardına tekerrür etmiş/ediyor.

            Çağlar ötesinden günümüze mesaj veren Malazgirt zaferindeki amaç ve sonuç ilişkisi gibi, milletimizin kütüğüne işlemiş yüzlerce olaylar vardır.

            Malazgirt savaşındaki tek amaç Tevhit inancıydı, onbin kürdün orduya katılmasıyla, Bizans ordusu karşısında kazanılan savaş; Kürtlerin bu savaştaki varlığı zafer?de yabana atılmayacak kadardı.

            Kurtuluş savaşındaki toplumsal ruhun diğer parçalarından olan doğu güneydoğu cepheleri savunmasında, kültür ve ırklara bakılmaksızın, etten duvar örmüş, kanları bir birine karışmış onlarca millete mensup askerlerin şahadetiyle vatan savunması yapılmıştı.

            O gün düşman karşısında kenetlenmiş millet, bugün parçalar halinde!..?

Sınırlarımıza dayanan düşman olmamasına rağmen, Her bir gurup diğer gurubu ?düşman unsur?  görüp, alt etme gayretinde.

            ınancımızı yeryüzünden silmek için ordularla üzerimize yürünmüyor, aynı topraktan beslenen, aynı inanca sahip kardeşler, adeta var oluş mücadelesinde.

            Ülküsünü vatan,millet,din,ezan,kur?an dan alan O hareketin ?Ülkücüleri?, bugün aynı isimle kısır döngü içerisinde.

            Ömrünü Tevhit adına Haçlıların hezimetine vakfetmiş Selahaddin eyyübinin torunları, bugün içinde Kuran-ı kerim olan okuma salonlarını kundaklayıp yüzlerce Kur?an hadis tevsir kitaplarını ateşe vermenin gururunu yaşıyor !

            Alpaslanlar, Fatihler, Selimler, Kanuniler, Selahaddinler, Ahmed-i Haniler, Çerkez Edhemler, şeyh Saitler(?) ; asırlar boyunca bir tek misyon adına birlikte hareket edip, Türk-Kürt ayrımı gözetmeksizin Kelamullah?a hizmette halkların bütünlüğüyle omuz omuza mücadele vermişlerdi

            şanlı tarihimizdeki güzide şahsiyetlerin torunları, bugün Etnik çatışmanın eşiğinde oluşu anlamsız olduğu gibi garipliklerle dolu değimlidir?

Politikası ıslam olan ceddin bugünkü nesilleri keşmekeşlikler içerisindeki durumu, vatansız, geçmişsiz milletlerin içine düştüğü durumdan farksızdır.

Böyle eylemler, ortak noktaları olmayan toplumların özelliklerindendir.

            Oysa milletimiz böyle değildir, olamazda!

            Allah bir, din bir, kitap bir peygamber bir, vatan bir, savaşlar-zaferler bir, kültür bir,  bir, bir, bir?

            Sayısız birler varken farkımız ne?

            Çanakkale?de aynı safta yer alan biz değimliydik?

            Kars dağlarında şehit olan doksan bin asker hangi milletin askeriydi?

            Ermeni çetelerine ?Dur? diyen halk, hangi ülkenin evladıydı?

            Gazi-Antep, şanlı-Urfa Kahraman-Maraş bu unvanlara laik görülen milletin ceddi Selahattin, Fatih değimliydi?

            Dağda, ovada bu halkın evlatları toprağa düşmesinde gaye nedir?

            Amacında ?Tevhit? olmayan bütün mücadelelerin sonu hüsrandır!

            Acı keder gözyaşından başka hiç bir şeye fayda sağlamaz!

            Yakın tarihimizdeki sağ-sol kavgası, bugün Kürt-Türk adı altında yıllardır devam ediyor.

            Ülkücüye sorarsanız, ?Vatan elden gidiyor!?

            Kürt hareketine sorarsanız, ?Barış eşitlik kardeşlik istiyoruz?

            Aynı toprakta yaşayıp aynı havayı soluyanların ?Demokratik Hakları?nı istemesiyle vatanın bir yerlere gideceği yok!

            Barış eşitlik kardeşliği sağlamak, kitleleri ayağa kaldırmakla olmaz, bu çözüm değildir.

            Felakete yuvarlanan bütün kavim ve imparatorluklar, ellerindeki kılavuzu kaybedince yıkıldılar.

            Bin yıldır birlikte yaşam sürmüş farklı ırklara sahip iki kardeş toplum, son 50 yıl içinde defalarca boğaz boğaza geldiler.

            Toplumların kucaklaşmasının yolu Din kardeşliği ve ıhlâslı Müslüman olmaktan geçer; Müslüman?ım diyenler zaten üstünlük gayretine girmez.

            Barış kardeşlik isteyen bütün kesimler, bu kardeşliği ezelden beri kabul etmişlerdir.

Bireysel, düşünmekle bu iş çözülebilinir.

            Kimse ölümsüz değildir, Takdiri ilahi gelip çattığı zaman, Mahkeme-i Kübra?da, hangi görüşe sahip, hangi partinin mensubu olduğumuz sorulmayacak!

A gurubundakiler cennete, B grubundakiler cehenneme.. Denilmeyecek!

?Dine hizmet için ne yaptın?? Sorulduğunda, kısa ömürle verilen azimli mücadelelerin arkasına sığınmanın hiçbir faydası olmayacak!

Ölümsüzlüğe dair ellerinde senet varmışçasına davrananlar, vicdanlarının sesini dinleyip gerçeği görmeliler!

Neden? Ne için?

Kutuplaşmaktan kurtulmak, insanların birliği-kardeşliği, huzur ve barışı ancak ve ancak ?Birlerimizin? farkında olmakla olur.

Gerisi, Kürt-Türk Azeri-Çerkez Sağcı-Solcu herkes için boş mücadeledir!

            Vesselam.