Bir sevgi başladı, Doğubayazıt ve Rize ovasında, Dengbejin Kürtçe uzun havası ile yankılandı, Doğubayazıt ve Rize ovasının sessizliğine, bir ölümsüz sevda başladı, Ehmede Xanı’nın Mem Zin eserinde, sevinç göz yaşlarımızı savurduk heybetli, Ağrı dağı eteklerine, yoldaş eyledik, İshak paşa saray’ını, Meteor çukurunu, Buz mağaralarını, nefes aldık Bahçe Dede Sebo’dan, meşkten soğuk ayran içtik, Paşe’nin elinden, Karadeniz’in eşsiz sesi, Kazım Koyuncu’nun türküleri ile Horon teptik Rize- Aredeşen’nin o yeşil vadilerinde, Halaya duracağız Doğubayazıt’ın o eşsiz güzelliklerinden.Kürtçe ve Lazca türkülerle her kes duydu, Betül ile Aytuğ’un nişanını.
Doğubayazıt’tan çıktık yola, Rize Ardeşen’de Buçan’ların dergahında verdik mola, kimisiz,nerden geldiniz,niçin burdasınız?, demediler.Kapılarını sonuna kadar açtılar, o sıcacık yüreklerinde bizlere yer verdiler, aydınlık saçan o güzel yüzleri ile bizlere gülümsediler,sofralarına “buyur” ettiler, ekmeklerini bizim ile bölüştüler.
Bize can oldular,umut oldular,karanlık ve sevdalı yolumuza ışık saçtılar.Akrabalık çatısını kurdular,sol yanımızın ebediyen yıkılmayacak direği oldular.Bizden oldular,bizde onlardan olduk, yanı “MALİAWA XLAMI” (eviniz şen olsun, Dünür) dedik de, iyisinin, iyisini ettik.
Rize’nin tanınmış ve önde gelen ailelerinden, Gülhan-Kerim Buçan’ların sevgili kızları, Betül Buçan, ile Doğubayazıt’ın köklü ailelerinden, Nilay-Tamer Aladağ’ın oğulları sevgili yeğenim Avukat Aytuğ Aladağ’ın geçtiğimiz günlerde Rize Ardeşen’de nişan törenleri yapıldı.
Biz daha evvel Rize’de Hızır Canbaz, Nüsret Kazancı, Cem Terzi,Namık Kemal Turan ve adını sayamadığım bir sürü arkadaş edindik, dost edindik, Daha evvelde Aredeşen’de Terzioğulları’nın kapısını çalmış,akraba olmak için izin istemiştik. Kızları Arzu Terzi’yi çocukluk arkadaşım Turgay Kafkaslı için istemiştik, sağ olsunlar bu mutlu beraberlik için büyük bir özveri gösterip, bizim ile olan akrabalık bağlarını pekiştirdiler. Bu mutlu beraberlikte Arzu ve Turgay üç fidan dünyaya getirdiler. Şimdi de Betül ile Aytuğ’un Nişanını yaparak, “BUÇAN”larlan akraba olduk.
Yani, şura Doğu, Şura Karadeniz, demeden, mutluluk güvercinlerini saldık.
Karadeniz’in o doyumsuz manzaralarının eşiğinde, insanların o sıcak ve samimi sevgileri ile karşılandık. Her kes mutluydu ve umutluydu, yürekler ve samimi duygular bir birleri ile kenetlenmişti.
Bu vesile ile BUÇAN ve ALADAĞ ailelerini tebrik eder, gençlere hayat boyu mutluluklar dileriz.
Karadeniz’in hırçın çocuğu,Özgür ve hür sesi,Sevgili Kazım Koyuncu’nun bir deyişi ile yazımı bitirip, gençlerin düğününde buluşmak üzere;
“Küçükken tüm ülkeyi Laz sanmıştım!
Meğerse her renkten çiçekler yaşıyormuş bu ülkede,
Benim için Diyarbakır ile Karadeniz’in arasında tek fark, Diyarbakır’da denizin olmaması..”