BESİCİLERİN AĞILLARDA KUZU NÖBETİ

BESİCİLERİN AĞILLARDA KUZU NÖBETİ

KUZULARIN AĞILLARDA BİBERONLA BESLENMELERİ

GÖÇERLER, YENİ DOĞAN KUZULARIN ANNELERİNCE EMZİRİLMESİNİ SAĞLAMAK İÇİN DONDURUCU SOĞUKLARA RAĞMEN AĞILLARDA DÖNÜŞÜMLÜ NÖBET TUTUYOR…
Yazın yaylalarda küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan göçerler, şu sıralar doğum sürecindeki koyunlarının bakımını yapmak ve yeni doğan kuzuların annelerince emzirilmesini sağlamak için yoğun çaba gösteriyor.
Besiciler yörenin en önemli geçim kaynakları arasında bulunan, coğrafi tescil işaretine sahip tulum peyniri üretiminde sütünden yararlandıkları hayvanlarının ihtiyaçlarını karşılamak için tüm zorluklara göğüs geriyor.
Yaz aylarında hayvanlarıyla yüksek rakımlı yaylalara çıkan göçerler, havanın soğumasıyla geri döndükleri kışlaklarda koyun sürülerinin beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yoğun mesai harcıyor.
Yaklaşık 5 ay boyunca hayvanların yem ihtiyacını karşıladıkları, bitki örtüsü bakımından zengin olan Munzur ile Mercan dağlarındaki yaylalarda konaklayan besiciler, kış aylarında da yaşamlarını köylerinde bulunan kışlaklarda sürdürüyor.
Kış aylarında havaların daha sıcak ve kar yağışının az etkili olduğu alçak rakımlı Karatuş köyünde konaklayan göçer ailelerin, umutla bekledikleri kuzuların dünyaya gelmesiyle hem yüzleri gülüyor hem de iş yoğunluğu artıyor.
Her yıl ocakta başlayan ve marta kadar devam eden kuzu doğumları nedeniyle ağıllardaki mesaileri artan besiciler, ihtiyaç olması halinde doğumda koyunlara yardımcı olmak için sürekli nöbet tutuyor.
Kuzuların sağlıklı doğması, doğum sonrası annelerince emzirilmesi ve yüzlerce koyunun altında ezilerek telef olmaması için nöbet tutan aileler, doğum sonrası nefes almakta zorlanan bazı kuzuları kalp masajı yaparak geri kazanmak için de büyük çaba harcıyor.
Doğduklarında göçerlerin desteğiyle annelerini emen, daha sonra ise günde iki defa anneleriyle buluşturulan kuzular hem ağıllara neşe katıyor hem de göçerlerin yüzünü güldürüyor.
Besicilerden Zeynel Irmak, koyunların yavrulamaya başlamasıyla ağılda mesaisinin arttığını söyledi.
Dondurucu soğuklarda gece sabaha kadar nöbet tutuklarını ifade eden Irmak, şöyle konuştu:
"Havalar çok soğuk. Koyunlarımızın yavrulamasıyla eşim ve oğlumla dönüşümlü olarak ağıllarda nöbet tutuyoruz. Bu nöbetler sırasında yavrulamada zorlanan koyunlara yardımcı oluyoruz. Yeterince süt emmeyen kuzular için de inek sütü satın alıp karınlarını doyurmaya çalışıyoruz. Yazın yaylalarda ve meralarda yaşanan kuraklık nedeniyle ot kısıtlıydı.
Hayvanlarımız maalesef daha tam kendilerini toparlayamadılar. Yeni doğan kuzuları koyunlar çiğnemesin diye nöbet tutuyoruz. Bazen doğum zamanı kuzu ters geldiğinde koyun yavrulayamıyor, bu gibi durumlarda yavrulamaları için yardımcı oluyoruz. Sabaha kadar bu soğuk havada ağıla gidip geliyoruz. Bizler 2-3 ay bu nedenle yatamıyoruz. Yazın başka türlü, kışın başka türlü, bahar ayları başka türlü geçiyor. Sonbaharın iki ayı hariç yılın nerdeyse tamamında hayatımız zor şartlarda geçiyor."
 "YETERİNCE BESLENEMEYEN KUZULARIMIZA İNEK SÜTÜ VERİYORUZ"
Kuzular doğduğunda çok sevindiklerini dile getiren Nevin Irmak da "Kuzularımız doğduğunda çok seviniyoruz ama ölen kuzularımıza da çok üzülüyoruz. Akşama kadar gece gündüz hayvanlarımızın içindeyiz. Geceleri her türlü sıkıntılarında hayvanlarımıza yardımcı oluyoruz. Şu anda kuzularımız annelerini emerek besleniyor. Bazen ikiz doğurduklarında kuzulara süt yetmediği için dışardan inek sütü alarak karınlarını doyuruyoruz. Nisan ayına kadar yeterince beslenemeyen kuzularımıza süt satın alıp veriyoruz." dedi.
Irmak, yaralanan ve dondurucu soğuklarda bazen üşüyen kuzulara ise evde baktıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Bazen soğuktan üşüyen ve koyunların altında kalarak yaralanan kuzularımız oluyor, onları da battaniyeye sarıp evde sobanın yanında haftalarca tutuyor, tedavilerini yapıyor ve süt veriyoruz. Onlar da bir can taşıyor. Kuzular doğum sonrası nefes almakta güçlük çekince kalp masajı yaparak canlandırmaya çalışıyoruz, daha sonra da evde bakımlarına devam ediyoruz."
Ozan Irmak ise kışın zor şartlarda hayvancılık yaptıklarını ifade ederek, "Kışın ağıllarda bulunan bazı hayvanlarımız donarak ölebiliyor. Bunun için yarım saat, 1 saat aralıklarla ağıllardaki hayvanlarımızı kontrol ediyoruz. Biz hayvancılığı daha çok süt, peynir üretimi için yapıyoruz. Erzincan'ın öz tulum peynirini bu yörede yetişen koyunlardan, doğal şirden mayasıyla yapıyoruz." bilgisini verdi.(aa)

 



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor