Hüseyin DEMİR
Türkiye'de siyasi partilerden herhangi birinden aday olmuş belediye başkanları, seçim öncesi ortak özellikleri kimsenin işi, aşı ile oynamayız, seçimden sonra da ilk oynadıkları iş, aş olması genel anlamıyla siyasi parti ayrımı olmadan ortak özellik konumuna dönüşmesi çok hazin bir durumdur.
Seçimden önce
Kimseyi işten çıkarmayacağız
Kimsenin işine son vermeyeceğiz
Kimsenin ekmeğiyle oynamayacağız
Diyen belediye başkan adayları bir yana.
Genel başkan düzeyinde biz kazanırsak kimse işinden olmayacak, işinden olursa beni bulsun diyerek şerefi üzerine yemin edenler seçimden sonra sessiz kalması iki durumu gösteriyor .
Ya olmayan şerefleri üzerine yemin etmeyi kendilerine problem görmüyorlar,
Yada yalan konuşmayı, milleti aldatmayı kendilerine huy edinmişler.
Medyaya bakıyorsunuz, nemalandıkları belediyeler işçi kıyımı yaptığında sessiz yada destekleyici haberler, nemalanamadıkları belediyelere her türlü kötüleyici, iftira boyutlarına ulaşan haberleri görmek klasik bir durum gibi gösterilmekte.
İstanbul, Ankara gibi binlerce çalışanı olan ve uzun bir aradan sonra başka siyasi partiye geçmesiyle ,binlerce kişinin işine son vermesinin gerekçelerini.
Biz çalışan kimseyi işten çıkarmadık.
Bankamatik personelinin işine son verdik.
Trol olarak çalışanların işine son verdik.
Gibi kılıflar ile doğru bir şey yaptığını savunmaları büyük bir garabettir.
Çöpçüyü, teknik elemanları, temizlikçi gibi asgari ücretle geçimini sağlamak için çalışan insanları işlerinden etmek büyük bir haksızlıktır.
Kendi partilerinde yaşanan haksızlığı dile getirmek yerine rakip partilerin kazandığı belediyelerde işten çıkarılan insanlara haksızlık yapıldığını ve bu haksızlığı siyasi menfaatlere alet eden siyasiler bu milletin temsilcisi olmayı hak etmeyen kişilerdir.
Kim olursa olsun kimsenin işi aşı ile oynanmamalıdır.
Belediyeler millete hizmet için var olan kurumlar olduğunu herkes idrak etmelidir.
Belediye başkanları ve siyasiler, belediyeleri birini işten çıkarıp onun yerine kendi yakınını işe alma kurumu olarak görmekten vazgeçmelidir.
Devlet çalışan her kişinin haklarını koruyacak yeni bir düzenleme ile milleti sömüren bu gibi gelişmelere müsaade etmemelidir.
Belediyelerde işe alma ve işten çıkarma kanunu, hak,hukuk ve adaleti tahsis edecek şekilde tek elde düzenlenmelidir
Bu şekilde işçi kıyımlarının önüne geçilmededir.
Trol, bankamatik işçisi, yandaş o bu gibi haksız bir şekilde milleti sömüren durumlardan kurtulmalıdır.
Belediye başkanları üst düzey yönetim konusunda kendi ekibi ile çalışması gayet doğal olduğu gibi
Hizmet sektöründe asgari ücret ile çalışan kişileri işinden atması hiç te doğal bir durum değildir.
Her gün yeni işten çıkarma haberleri gördüğümüz belediyelerde, bu kıyımların gerçekleşmemesi için yasal bir zeminde bu işi rayına koymak her siyasinin bu millete borcudur. Belediyeler rant yuvasından hizmet yuvasına dönmesinin önündeki en büyük engel, belediye başkanlarının sorumsuz hareket etmesidir.
Diyorlar ki bu çıkardığımız bankamatik işçileriydi ondan çıkardık, diyelim öyle bir durum söz konusu bu bankamatikçileri işe alan belediye başkanı devlete neden hesap vermiyor, neden yargılanan yok, neden biri ceza görmüyor, eğer bu durumlara vesile olan kişiler bedelini ödemedikleri taktirde bu kıyımlar her seçimden sonra devam edecektir.
Bu tür haksızlıklara toplumu yandaş vicdanı diye bir vicdan oluşturmak, ileride toplumu tüm haksızlıklara karşı duyarsız kalınması, güçlü olanın haklı olduğu bir adalet sistemini kabul eden bir toplumun habercisidir.
Saygı ve sevgiler ile iyi günler dilerim.
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01
Ağrı
25.11.2024