Bayram gelse ne olur?

Bayram gelse ne olur?

Bayramların kahramanları değişti

Bayram gelse ne olur?


Bayramların kahramanları değişti


Serdar Umsan yazıyor?


        Bayramlar gelip geçiyor. Ömürler koşar adım hiç bitmeyen sona doğru ilerliyor. Ama bayramlar artık kaynaşma ve bütünleşmenin olmasından daha çok gelenek ve görenek gibi idrak ediliyor.


        Bayramların kahramanları değişti. Kahramanlığı cep telefonları, internetten atılan edeb ve belağa sanatının tavan yaptığı sıkıcı ve uzun mailler yapıyor. Her şey gibi bayramlaşmanın da kestirme yolunu bulduk.


        Ramazan bayramının yaz aylarına denk gelmesi sebebiyle kendini sahile atanların kapıları duvar olacak.      


        Aslında dini bayramların gerçek işlevi, Müslümanların birbiriyle kucaklaşması ve dertlerini paylaşmasıdır. Fakat uygulamada bu gerçeği unutalı çok oldu.


        Hayatın anlamını günübirlik dünya lükslerine, eğlenmeye, gezip tozmaya endekslediğimiz günlerden beridir mekanikleştik. Toplumsal değerleri muhafazada topluma öncü olması gereken mercilerden ve büyüklerimizin elinden kontrol çıktı.


        Herkes kendi zihnide tasarladığı yanlışları doğru olarak telakki eder hale gelince de bayramlarımızı deforme ettik. Sıla-i Rahim için çok önemli bir fırsat olan bayramlarımızda herkes işin kolayına kaçıyor artık.


        Bu güzelliği sürdürenler 80 milyonluk bir ülkede küçük bir azınlığa tekabül ediyor. Göstermelik ziyaretler her geçen gün artıyor. ınsani ilişkiler tamamen deforme olmuş. Gülücüklerde dahi menfaat kokuyor. Küçük bir çocuğun başını okşarken dahi yapmacık sevgi sırıtıyor.


        Bu hale gelmemize sebep olan başta teknoloji kullanımıyla alakalı ölçüyü koruyamadık. Her anımızı sanal âleme kurban etmede geri adım atmadık. Bugünkü neslin eline cep telefonlarını, masasına internete bağlanacağı bilgisayarları verirken, onlara gerçek sevgiyi ve kardeşliği anlatmadık.


        Bilgisayarlardan akan irin yüklü içeriğe sahip siteler yüzünden çocuklarımız ve gençlerimizin büyüklerine karşı tavır ve davranışlarında ciddi değişimler ortaya çıktı. Bu değişimler pozitif yönde olsun ve saygılar katlanarak artsın isterdim. Ama maalesef öyle değil. Bu bayramda da değişen bir şey olmayacak.


        Birkaç göstermelik akraba ziyaretini yaparak el öpmeler ve kucaklaşmalar olacak. Fakat ruh olmayacak. Artık herkesin işi var. Herkes işe yetişemiyor. Bayram dahi olsa koşturması gereken angaryalar var. Eğer birazcık makama sahipse devlet büyüklerimizin katılacağı bayramlaşma programlarına yetişecek. Arzı endam edecek. 


        Milletimiz ziyarete gittiği evlerde ikram edilen şekerin niteliğiyle daha çok ilgili olacak. Eğer marka değilse yolda gördüğü bir çocuğun eline tutuşturuverecek. Eğer şeker ikramından sonra sütlü kahvenin gerçek sütten mi yoksa süt tozundan mı yapıldığına bakılacak.


        Eğer tatlı ikram edildiyse, cevizli mi Antep fıstıklı mı olduğuna bakılacak. Hastalar ziyaret edilmeyecek. Hastane yataklarında iyileşmeyi ya da ölümü bekleyecekler. Haaaa Hal hatır sormak mı? O da olacak. Ama geçiştirme amacıyla ve üstünde durulmadan geçilecek.


        Bayram harçlığını beğenmeyen çocuklar surat asacaklar. Kazandıkları paraya süslü cep telefonları, MP4 çalarlar alacaklar. Kimisi de internet kafelere koşarak bayram harçlığını internetin doymak bilmez sayfalarında çarçur edecek.


Televizyon kanallarında dini uhdelerine tevdi ettiğimiz ekran şovmeni ucuz fetvacı hocafendilerimiz yaşaran gözlerle derin kelamlar edecekler.


        Bu bayramda bitecek. Çok muhterem imanlı(!) kardeşlerimiz ? Nerede kalmıştık?? diye yoğun işlerine koyulacaklar. Hayat, akışına bırakılacak. Nasıl olsa daha ölene kadar zaman var.


        Aç komşunuz mu var? Amaaan o da sorun mu? Evde artan yemekleri, bayatlayan ekmekleri dökeceğinize komşuya veriverin gitsin.


        Bir şey söyleyeyim mi?


        Allah sonumuzu hayır etsin.


        Haa! bu arada bayramsa bayramınız mübarek olsun.





Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor