Nazar değmez inşallah, 2013 iyi başladı. Böyle devam ederse ki devam edeceğe benziyor, bu yıldan itibaren özlediğimiz huzur ve güven ortamına kavuşmuşmuş olacağız.
Mehmet Koç Yazıyor
Nitekim geçtiğimiz günlerde çeşitli il ve ilçelerde coşku ile kutlanan Nevruz Bayramının geçmiş bayramlara nazaran olaysız geçmiş olması, bu güzelliklerin bundan böyle de devam edeceğini gösteriyor.
Yıllardan beri ilk kez Nevruz, bayram olarak kutlandı. Çünkü bu güne kadarki Nevruz bayramlarında her kes adeta diken üstünde duruyordu. Ama görüldü ki, meselelere demokratik hoşgörü ile yaklaşıldığı vakit her şey çok güzel oluyor. Dolayısıyla Nevruzun getirdiği barış coşkusu ile birlikte baharın kokusu da daha iyi algılandı bu yıl.
Bu da gösteriyor ki, Türkiye?de, böylesi güzellikleri bundan böyle görmeye devam edeceğiz. Çünkü Sayın Erdoğan ve ekibi, Kürt meselesinin çözümü için son derece kararlı bir şekilde çalışıyorlar. Eğer çatışma ortamından beslenenler rahat dursalar, Türkiye?de kısa sürede güllük gülistanlık bir ortam sağlanabilir.
Onun için bu projenin başarıyla neticelenmesi için, özellikle bölgede görev yapan kamu görevlilerinin barış sürecine doğrudan müdahil olmaları gerekiyor. Devlet memurlarının hükümetin politikalarına harfiyen uymaları durumunda, olumlu sonuca varmak çok daha kolay olur.
Çünkü halen iş başında bulunan birçok kamu görevlisinin, devam eden barış sürecini kabullendikleri söylenemez. Yetkili devlet memurları barış sürecini içlerine sindirdikleri vakit; o zaman vatandaş devlet kaynaşması başlayacak ve istenilen huzur ve güven ortamı da hızla sağlanmış olacaktır. Zira her gün vatandaşlarla muhatap olan kamu görevlilerinin halka verecekleri birlik mesajları büyük önem taşıyor.
Örneğin açılım ya da barış süreci başlamadan çok önceleri, Ağrı eski valisi Halil İbrahim Akpınar?ın, Doğubayazıt?ta açılan bir okula Ahmede Xani?nin adını vermesi halk tarafından çok önemsenmişti. Sayın eski valinin bu kararı yöre halkının ortak değerlerine gösterilen bir saygı ifadesi olarak değerlendirilmişti. O sebeple vali Halil İbrahim Akpınar sürekli hatırlardadır.
Benzer şekilde Ağrı valisi Dr. Mehmet Tekinaslan?ın, Ağrı?daki Fak Fuk.Fon kurumu için açıktan alınan kamu görevlilerine, Kürtçe bilmeleri şartını getirmesi ve Doğubayazıt Yüksekokulunun yapımı için BDP?li belediye başkanı Dr. Canan Korkmaz ile birlikte hareket etmesi, yine bu konuda atılmış önemli adımlardır.
Halen hatırlardadır, AKP döneminden önce BDP?den parlamentoya ve yerel organlara seçilen insanlar, bölgedeki kamu görevlileri tarafından adeta tanınmıyordu. Ağrı?ya gelen valiler BDP?li belediye başkanların yüzüne bile bakmıyordu.
O sebeple geçtiğimiz günlerde Ağrı Valisi Tekinaslan?ın, yanına Belediye Başkanı Canan Korkmaz ve bazı belediye meclis üyelerini alarak Doğubayazıt Yüksek Okulunun yapımı için Bakü?ye gitmesi halk arasında memnunlukla karşılanmıştır.
Onun için Kürt sorunu ile alakalı olarak kamu görevlilerinin mutlaka eğitilmesi gerekir. Bu yapıldığı vakit, insan hayatı üzerinde siyaset yaparak, onların sebepsiz yere ölmelerine neden olanların hevesleri de yok edilmiş olur.
Görülüyor ki AKP işi çözmeye, muhalefet ise ?Öcalan ile ne pazarlıklar yapıldı? bahanesiyle tesis edilmeye çalışılan barışa köstek olmaya ve insanların kafasını bulandırmaya çalışıyor.
Oysaki hiç bir pazarlığın olmadığı açıklanan mektupla da anlaşılmış oldu. Kürtlerin istediği tek şey Demokrasidir ve o da başta muhalefet olmak üzere herkes için gereklidir.