Siyaset, toplumların ihtiyaçlarına ve uluslararası dengelere göre sürekli değişebilir ve değişmelidir. Onun için devlet yöneticileri, kritik dönemlerde cesur adımlar atmak durumunda.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’nin kritik dönemlerinde aldığı sıra dışı kararlarla ve yaptığı cesur çıkışlarla dikkat çeken bir liderdir.
1999 yılında Abdullah Öcalan’ın idam edilmemesi yönünde sergilediği tutum, dönemin şartlarına göre atılması gereken bir adımdı. Avrupa Birliği ile ilişkilerin kopmaması ve Türkiye’nin uluslararası arenada yalnızlaşmaması adına alınan o karar, Bahçeli’nin devlet adamlığının bir kanıtıdır.
Bugün ise Türkiye, çok daha karmaşık bir bölgesel tabloyla karşı karşıyadır. Orta Doğu’da güç dengeleri değişmiş, bölge büyük güçlerin mücadele alanı haline gelmiştir. Bu gelişmeler, ülkenin terör sorununa kalıcı bir çözüm bulmasını ve sınır güvenliğini güçlendirmesini zorunlu kılmaktadır.
Devlet Bahçeli’nin, geçmişte sert bir duruş sergilediği konularda farklı bir söylem geliştirmesi, onun devlet çıkarlarını önceleyen liderlik anlayışını ortaya koymaktadır. Özellikle, Abdullah Öcalan’ın mecliste konuşması yönünde bir öneriyi gündeme getirmesi Bahçeli’nin, ideolojik çizgilerden öteye sahip olduğunu göstermektedir.
Bahçeli’nin Kürt sözcüğünü telaffuz etmeye başlaması, Kürt-Türk birlikteliğinin gerekliliğini vurgulaması ve Ahmet Türk gibi isimlere yönelik sıcak mesajlar vermesi, bölgedeki toplumsal dinamikleri gözeten bir hamledir. Bu tür adımlar, bir yandan terörün sona erdirilmesi için barışçıl bir süreç başlatılmasına olanak sağlarken, diğer yandan MHP’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki etkisini artırma potansiyeli taşımaktadır.
Devlet adamlığı, bireysel ya da parti çıkarlarından önce, milletin ve devletin uzun vadeli menfaatlerini gözetmeyi gerektirir. Bahçeli’nin bu yaklaşımı, onun popülist siyasetçilerden farklı bir liderlik profili çizdiğini bir kez daha kanıtlamaktadır.
Binaenaleyh Devlet Bahçeli’nin siyasi duruşu, Türkiye’nin milli birliğini güçlendirme ve terör sorununu çözme yolunda önemli bir örnek teşkil etmektedir. Böylesine zor ama gerekli kararların desteklenmesi ve bu konuda kamu oyunun ikna edilmesi tüm partiler tarafından ciddiyetle ele alınması iktiza eder