Son günlerde herkesin gözü kulağı yeniden açıklanan barış sürecine çevrilmişken CHP li kadın milletvekilinin kimlikleri bir hiyerarşiye tabi tutarak ?Türk Ulusu ile Kürt milletini eşit ve eş değerde gördüremezsiniz? şeklindeki konuşması ortalığı yeniden gerdi. Ayrıca CHP grubunun ırkçılık içeren bu sözleri hararetle alkışlaması ise bir başka çelişkidir. Tam da bizzat Genel Başkan Kılıçdaroğlu?nun CHP?nin barış sürecine destek vereceğini ifade ettiği bir zamanda bu sözler söylendi. CHP?li Ayman tarafından ifade edilen ve grup tarafından alkışlanan bu açıklama ?pişmiş aşa su katmak? gibi toplumda gereksiz bir tartışmaya neden oldu. Kemal Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP?de bu konuşmanın yapılmış olması hayra alamet değildir. Sanki görünmeyen bir el, hem Kemal Kılıçdaroğlu?nu hem de daha doğru dürüst ne olduğu bile anlaşılamayan yeni barış sürecini eskisi gibi sekteye uğratmak istiyor. Ulusalcı solcuların bu anlayışı, bir vakitler Doğu ve Güneydoğuda birinci parti olan CHP?yi birçok ilde tabela partisi haline getirmiştir. Partinin bu cenahı, sanki CHP?nin büyümesini ve Türkiye?nin her tarafında etkin olmasını istemiyor gibi. Nitekim bu mantık nedeniyle Adıyaman?ın CHP? li milletvekili de partiden istifa etmek zorunda bırakıldı. Öte yandan Ayman tarafından yapılan bu ırkçı konuşma, CHP sıralarından da kuvvetli alkış alınca bu görüntü Doğu ve Güneydoğuda tepki ve küskünlüklere deneden oldu. Çünkü yapılan konuşma, bölgedeki CHP?li siyasetçilerin işlerini de hayli güçleştirdi. Bu konuşmadan sonra yerel parti yetkililerinin bölgede CHP?yi savunmaları çok zorlaştı. CHP grubu adına ırk üzerinden yapılan bu açıklamalar partiyi yeniden bir Türkiye partisi olmaktan uzaklaştırdı. Oysaki sol düşünceli bir partilerde bütün ırklar kendisini rahatlıkla ifade edebilmekte, Irk üzerinden siyaset yapılmasına hoşgörü gösterilmemektedir. Sosyal Demokrat olduğunu iddia eden CHP?de, 21. yüzyılda ırk üzerinden siyaset yapma gündeme gelebiliyorsa, o vakit CHP diğer milliyetçi partiler gibi ırk esasına dayalı bir politika izliyor demektir. O zaman ana muhalefet partisi de diğer iki parti gibi etnik kimlik üzerinden siyaset yapan partiler arasında yerini alacaktır. Unutulmaması gerekir ki ulusalcı mantık ana muhalefet partisine tam egemen olduğunda bu kere Türkiye?ye özgü bir siyasi yapı ortaya çıkacaktır. Milliyetçi bir muhalefet yapılanması Türkiye?ye tek parti dönemini getirecek, hiç kuşkusuz parti de AK Parti olacaktır. Kafatasçı partiler etnik ve bölgesel düzeyde siyaset yaptıkları için, 21.yüzyılda artık bir varlık gösteremeyecekler, dolayısıyla hiçbir zaman iktidar da olamayacaklardır. Çünkü siyasi partiler sorun ve sıkıntılara çözüm bulmak durumundadırlar. Baksanıza başbakan Erdoğan her türlü siyasi riski göze alarak İmralı ile görüşmeler yaptırarak, Kürt sorununu bitirmeye gayret ediyor. Onun içindir ki son yapılan araştırmalar da gösteriyor ki, halkın büyük bir ekseriyetinin başbakan Erdoğan?ın barış politikasını desteklediği anlaşılıyor. Anlı şanlı milliyetçi ve ulusalcı partiler, ne yazık ki bunu göremiyor.