NEZİR ÇELİK
Teşbihte hata olmaz, denize düşen yılana sarılır misali.
Dileğimiz odur ki hiç kimse geçim sıkıntı çekmeden, insana lâyık olan şekilde yani hakettiği gibi yaşasın.
Amma velakin, madalyonun diğer yüzü çok farklı. İnsanın doğası gereği, ihtiyaçları yaşadığı süreçte hiç bitmiyor ve hesapta olmayan bir çok zaruriyetler hasıl oluyor.
Gözlemlerimiz dahilinde, objektif olarak ele alınırsa bu durum, vatandaşın aklına gelen mecburi umut kapısı bankalar oluyor.
Bile bile ladeslenmek olsada .
Herkesin çıkış yolu olarak gördüğü bir kurum,
Gerçektende dar boğazdan çıkış kapısımı, labirent mi o da ayrı bir muamma.
Lakin şartlar mecbur kıldığı zaman, parama minnetim olsun düşüncesi ile hepimizin hayatımızda bir kez bile olsa işi düşmüştür illa ki bankalara.
Ve bankalarda ne hikmetse sık sık mevzuat değişikliği adı altında, vatandaşa zorluk çıkartmıştır her defasında.
Sistem, garanticilik, ana parayı kullanmak, bir verip bin almak işleyişi ile sirkülasyonunu zaten devam ettiriyor.
Ve verdiğini bin misli ile söke söke geri alıyor. Peki o zaman neden bu zulüm, veli nimeti olan müşteriye, anlamak, deveye hendeği atlatmaktan daha zor.
Bankalar, vatandaşın parası ile ayakta kalıp, vatandaşa bin dereden su getirtiyor .
Sanki hayrına hibe ediyormuş gibi muamele de cabası.
Sıkıntıda olan insanın oraya gidip para çekmesi ve misliyle ödemesi yetmiyormuş gibi lüzumsuz teferruatlar ile müşteriyi birde bekleme sürecine tabi tutmak, strese sokmak sonuçta da merkez onaylamadı cümlesi ile eli boş postalamak hiç etik değil.
Kendi lehine her türlü tedbiri alarak, para akışını korumaya alan bankalar, ihtiyaç kredisi almak için gelen vatandaşa elzem şekilde yeni düzenlemeler yapmak zorundadır.
Çünkü temelde ayakta kalma politikası, verdiği kredilerin faizi ile mümkündür.
Çünkü bin dereden su getirttiği vatandaş olmazsa ne çalışanı ne her defasında topu taca attığı merkezi ne de büyük harflerle yazılı bankasının adı kalmaz.
9636,12%-0,25
34,64% 0,01
36,33% -0,13
2945,14% 0,48
4880,88% 0,00
Ağrı
27.11.2024