Derleyen: Osman Eren
Osman koş köşedeki ´ayrancı Yavuz abindan 2 bardak ayran 2 bardak soğuk limonata al . 10 Krş luk buz al´. Babamdan o günlerden bu günlere kalan güzel bir cümledir.
Hep küçük sarı on kuruşu alır ve yalın ayak jet hızıyla koşarak, sebze halini geçer bir hızla ayrancı yavuza gider babamın isteklerini sıralardım ufak tahta masada satılan, kalıp buz hep gözüme çarpardı
´yavuz abiii 10 Krş luk buz ver haaa...´ Elindeki ufak ahşap testeresini masaya, tempoyla vurarak yandaki, içi talaş dolu, eski çuvala sarılı kalıp buzu, masaya koyar ve testerenin eniyle, iki ölçü ölçüp, hızla kesti ve bana verdi bende maşabaya koyup ayran ve limonatamı bekledim.
Ayrancı yavuz, iyice köpürttüğü Ayranı, ikram ederken, bardaktan bardağa, yukarıdan akıtarak iyice köpürtürdü ayranı, köpük dudaklarınızı kaplar ve içdikce içesiniz gelirdi.
´ava sar ava buzii..vareee.´ Diyerek bağırırdı eski pasajın köşesinde
talaşlı buzu alıp hızla dükkana koştum, çıplak elle tutuğum Buz bir elimi dondurmuştu öbür elimde ise ayran ve limonata vardı tepsinin içinde babam´aferin oğlum´ demişti en mutlu adam bendim aferin almıştım.
Ayrancı yavuz askerliğini Muğla, da yapmış öyle kaptırmıştı ki kendisini soranlara ´bizim Mula´ diye cevap veriyordu...:)))
Yavuz amca ?şahin ? bana 2.5 kuruş vermişti hemen nefesi Yaz aylarında, Bakkallarda, yollarda soğuk Gazoz ve Ayran satanların yanında almıştım, hep buz dolu Kovalarda ve sandıklarda satılırdı şişelerdeki soğuk meşrubatlar. Gerçi Ayran ve Limonatalar evlerde imal edilirdi. Gazozlar ise gazozcu zekinin gazozları idi ve kapakları ince metal folyoyla kapalıydı Şişe sular içinde bir tek imalathane vardı. Sarı gazoz içmek en büyük keyifti ))?
Dondurmacı amca, her gün Buz dolu tahta fıçılarda, silindir şeklindeki dondurma kaplarını, Tuz atarak habire çeviriyor, dondurma yapıyordu. Hele birde çikolatalı ve sade dondurmadan yedikse o gün vay lımın vay keyfim on numaradır o gün...
Dondurmacıların özel dört tekerli, iterek yürüttükleri ufak dondurmacı arabaları vardı, kimileride ellerindeki termos şeklindeki kablarda, mahalle aralarında dondurmalarını satarlardı?
Dağdan gelen karlar naylon poşetlerde sebze halinde satılırdı buzdolabının olmadığı ya da bize geç geldiği dönemlerde. Yaz sıcaklarının ve ramazanın en güzel lüküsüydü. Poşetteki kar))
Parana biraz kıyarsan köşedeki kantin bakkaliyesinin karşı köşesindeki piknik pastanesinde çok değişik meyva suları içebilirdin.. Muzlu,Kaysılı,Nar ve Portakal suylu, ayrıca Bal ve sütle takviyelenmiş karışık ?Atom? içebilirdin.
Maruf usta da, iyi ustaydı elinden her şey gelirdi, Bici-bici gibi lezzetli şeyler yapardı . Buz kalıbından küreyerek elde edilen kar görünümlü Buz, ufak taslarda üzerine pudra şeker ve Gülsuyu ilave edilir, şayet tepside kalıplaşmış vanilyalı Nişasta dilimleri de ilave edilirse, işte sana buz gibi bir Bici-bici?
Mahalle bakkallarında Limonlu ve meyveli sulardan, tahta saplarla, ufak kalıplarda dondurulmuş, limonlu, portakallı ve vişneli buzlar satılırdı, bunlardan alır günün haretini giderirdik..
Yaz aylarında, iri Elmaları erimiş kırmızıya boyalı şekere daldırıp- çıkarıp, tepsilere dizen yada Horoz kafası, kalıplarda renkli şekerlemeler yapar satarlardı
?Elmalı Şekerrr, Parayı cepten çekerr, Parası olmayan anasına, babasına bıçak çekerrr. Yada Horrozzluuuu´ diye bağırarak satış yaparlardı.
El arabasında şam tatlı satan satıcılar..
?Şam tatli, kaç para..! istemez, sen parlak çocuk..beş para..´ herkesin dilindeki espiriydi?
Kadınların mahalle arasında gözlediği, sakız şekerci..
Benden Taze .. Sloganıyla satar, mahalle kadınlarıda, ?Ağdayı ? onun sakız şekerinden kolaylıkla üretir ve güzelliklerine güzelik katarlardı?
Yaz aylarında balık gölüne tatile giderdik orda ki çeşme ,Dağ yaylalarından akan bir çeşmeydi, akşam bunaltıcı sıcağında, karpuzu attınmı çatlatan, buz gibi kaynak suydu ,
Balık gölünde ise gece Sivrisineksiz uyuyabilmek için, bir yandan ?Cibilik?ler kurulur? ve gecenin keyfi çıkarılırdı
Doğubayazıt, da evlerin damında uyuyup, yıldızlarla kaplı Gökyüzünü seyrederek uyanmak Gerçekten çok güzeldi. sabaha karşı Ağrı Dağından gelen serin esinti saltanatı, Güneşin yakıcı ilk ışıklarıyla birlikte güne merhaba derdi Doğubayazıt´a?
Artık ?Kilimalı ? yaşam, artık bizleri herşeyden, izole etmiştir.
Damlardan damlara yapılan komşu sohbet ve ziyaretleri..
Ay ışığı altında, yıldızlı gökyüzünün dekoruyla, dinlenen sakin kılamlar, Sabaha karşı Ararat´dan gelen Meltem serinliği, Damda uyanmanın üçboyutlu manzarası artık bizim için bir ?Sanal? alem olmuştur...
9631,38%0,85
34,58% 0,12
36,17% 0,48
2969,24% -1,19
5031,94% 0,00
Ağrı
25.11.2024