Mehmet Koç

Günümüzde artan ekonomik eşitsizlikler, yoksul bireylerin en temel ihtiyaçlarını bile karşılamasını zorlaştırmaktadır. 

Geleneksel yardımlaşma yöntemleri önemli bir yere sahip olsa da, doğrudan ihtiyaç sahiplerine ulaşmayı amaçlayan daha pratik ve etkili modeller giderek yaygınlaşmaktadır. Bu bağlamda toplum tarafından benimsenen “Askıda Ekmek”, “Askıda Kuru Gıda”, “Askıda Sebze-Meyve” gibi uygulamalar, gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmanın en kolay ve şeffaf yollarından biridir.

Yardımlaşma, yalnızca insani bir gereklilik değil, aynı zamanda dinimizin de teşvik ettiği önemli bir erdemdir. İslam, yardım yapılırken gizliliğin esas alınmasını öğütler: “Sağ elin verdiğini sol el bilmeyecek.” İşte askıda yardım uygulamaları, tam da bu prensibe uygun olarak geliştirilmiş bir dayanışma modelidir. Yardımı yapan kişi, kime ulaştığını bilmez; ihtiyaç sahibi de herhangi bir aracıya ya da onur kırıcı bir sürece maruz kalmadan yardıma erişebilir.

Askıda yardım, ihtiyaç sahiplerinin herhangi bir prosedüre bağlı kalmadan destek alabildiği, yardımı verenin ve alanın birbirini tanımadığı, dolayısıyla suistimal riskinin en aza indirildiği bir dayanışma yöntemidir. Bu model, toplumda güveni ve sosyal dayanışmayı güçlendirerek bireylerin doğrudan katkıda bulunmasına olanak tanır.

Bu yöntemin en önemli avantajlarından biri, yardımların belirli gruplara veya ideolojilere göre dağıtılma riskini ortadan kaldırmasıdır. Yardımın doğrudan ihtiyacı olan kişi tarafından alınması, muhtaçlığın doğal bir şekilde doğrulanmasını sağlar. Böylece karmaşık tespit mekanizmalarına gerek kalmadan, yardımlar gerçek sahiplerine ulaşır.

Askıda yardımlaşma modeli, herkesin bütçesi doğrultusunda katkıda bulunabileceği bir sistem sunduğu için toplumsal dayanışmayı artırır. Küçük bir ekmek bağışı bile bir aile için büyük anlam taşıyabilir. Bu bilinç yaygınlaştıkça, yardımlaşma kültürü toplumun her kesimine ulaşır.

Bu model yalnızca gıda ile sınırlı kalmamalı, toplumun farklı kesimlerindeki ihtiyaçları karşılamak üzere genişletilmelidir. Örneğin:

• Askıda Kitap-Defter-Kalem: Maddi imkânları kısıtlı öğrenciler için eğitim desteği sağlanabilir.

• Askıda Kıyafet: Özellikle kış aylarında sıcak giysilere erişemeyen bireyler için önemli bir dayanışma fırsatı sunar.

• Askıda Yemek: Lokanta ve fırınlarda ihtiyacı olanların ücretsiz yemek alabilmesini sağlar.

• Askıda Sağlık Hizmeti: Doktor muayeneleri, gözlük desteği veya ilaç yardımlarıyla sağlık hizmetlerine erişim artırılabilir.

• Askıda Ulaşım: İhtiyacı olan öğrenciler veya yaşlılar için ücretsiz ulaşım kartları sağlanabilir.

Bu tür yardımlaşma uygulamalarının daha geniş kesimlere ulaşabilmesi için yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör arasında güçlü bir iş birliği gereklidir.

• Belediyeler, askıda yardım noktalarını yaygınlaştırarak sürecin daha sistematik işlemesini sağlayabilir.

• Kızılay, Vakıflar ve hayır kurumları, toplumun farklı kesimlerinden gelen bağışları koordine edebilir.

• Özel sektör, sosyal sorumluluk projeleri kapsamında bu girişimleri destekleyerek daha fazla kişiye ulaşılmasına katkıda bulunabilir.

Binaenaleyh, askıda yardım, ihtiyaç sahiplerine ulaşmanın en şeffaf, adil ve onurlu yollarından biridir. Toplumun tüm kesimlerinin bu uygulamaları desteklemesi, yoksulluğun etkilerini hafifletmede kritik bir rol oynayacaktır. Bu modelin daha fazla alanda uygulanması, sosyal yardımlaşma bilincini güçlendirecek ve toplumsal dayanışmayı artıracaktır.

Unutmayalım ki, küçük bir yardım bile bir insanın hayatını değiştirebilir. Eğer herkes kendi gücü doğrultusunda katkıda bulunursa, toplum daha yaşanabilir, daha adil ve daha umut dolu bir yer hâline gelir.