AŞİRETÇİ DERNEKLER

AŞİRETÇİ DERNEKLER

Mehmet Koç

Aşiretler, kan bağına ya da evlenmeye dayalı akrabaların bir araya gelmesiyle oluşan geniş aile topluluklarıdır; bu yüzden aşiret bir akraba topluluğu olarak tanımlanabilir.

Bu yüzden aşiretlerin gelenek, görenek, töre, yaşam biçimi, şive bakımından benzer olması doğal kabul edilir.

Aşiretlerin özellikle kırsal bölgelerde yaşayan insanların gündelik yaşamlarına çözümler üretmesi nedeniyle işlevsel oldukları bilinmektedir ve bu yüzden günümüzde kırsal nüfusun azalmasına rağmen nüfus sayıları ise en az 10 binlerle ifade edilmektedir.

Akraba topluluklarının bu şekilde bir araya gelmelerinin çeşitli tarihsel, toplumsal, kültürel ve ekonomik nedenleri yanında, diğer aşiretlerin baskılarından korunmak; rakip aşiretlere karşı denge oluşturmak; aşiretler ya da kişiler arasındaki nizaları barış yoluyla çözmek ve bu suretle hakimiyet sağlamak gibi nedenleri de bulunmaktadır. 

Öte yandan aşiretlerin, siyasette söz sahibi olmak, seçimli görevlere AĞA ailesinden birilerini seçtirerek bu sayede çeşitli menfaatler elde etmek ve böylece siyasette etkili olmak gibi amaçları da vardır. 

Aşiretler, aşiret üyelerine çekici olabilmek ve varlıklarını sürdürebilmek için öteden beri bu ve benzeri işlevleri yerine getirmişlerdir.

Son zamanlarda kentleşmenin ve kırsaldan kente göçün de etkisiyle, aşiretlerin doğal yapısında bir takım değişikliklerin meydana geldiği gözlemleniyor.

Bu değişim nedeniyle aşiretçilik, bölge dışında bir başka kıyafetle ortaya çıkarak adını duyurmaya ve kendini yeni duruma uyarlamaya başlamıştır. 

Bölge dışında yaratılan bu mikro aşiret oluşumları, sosyal ve yerel medya aracılığı ile kısa sürede kendisinden söz ettirme noktasına gelmiştir.

Daha çok batı illerinde yaşayan bazı yöre insanları, aşiretçiliği çok özlemiş olacaklar ki, aşiretleri adına bir takım dernekler kuruyorlar, bölgede yaşayan hemşerilere sosyal medya aracılığı ile ulaşarak, dağınık durumdaki bu hemşerileri bir araya getirerek, aşiret adıyla kurdukları derneğe üye yapıyorlar ve doğal ortamından uzak oldukları aşiret özlemlerini giderme gayreti içine giriyorlar!

Bu sıralar dernek aşiretçiliği öyle bir hal almış ki, hatta bu amaçla çeşitli bölgesel ve yerel toplantılar yapılmakta, aşiret ağaları, yeni adıyla  KANAAT önderi sıfatıyla bu toplantılara çağrılmakta ve katılımcı kanaat önderleri, mensup oldukları aşireti tanıtmaktadır.

Batı illerinde, aşiret adıyla kurulan bu gibi derneklerin yöneticileri; başkan sıfatıyla aşiret ağalarının rolünü üstlenmekte, KANAAT önderi kadrosuyla! Kendisini legal hale getirerek, gurbette yaşayan aşiret mensupları arasında kabul görmektedir.

İşin ilginç tarafı aşiret adlı derneklerin yarattığı bu durum, aslında aşiret baskılarından usanıp batı illerine göç eden insanların da ilgisini çekiyor. Gurbetlik ya da kültür böyle bir şey olsa gerek!

Muhtemelen kentlerde yaşayan bu insanlar, karşılaştıkları sorunların yoğunluğu ve çözümsüzlüğü karşısında bir kurtarıcıya sahip olmanın iyi bir tercih olacağını düşünüyorlar: Kentte yaşayan ve aşiretten uzak olan insanların aşiretçiliğe bu nedenle özlem duydukları sanılıyor.

Ancak böylesi dernekler aracılığı ile geleneksel aşiret yapısını tutturmak, eşyanın tabiatına aykırıdır. Hele hele dernek kurmakla arzulanan AĞALIK mertebesine yükselmek ise hiç mümkün değildir.

Çünkü Ağalık, ya da yeni tabiri ile kanaat önderliği, öyle dernek kurmakla ya da zengin olmakla olunamıyor. Dernek başkanı, dernek ortamında kendisini ağa olarak görülebilir, lakin sahaya çıktığı vakit bu itibarı görmekte zorlanır. Avam nezdinde kabul görmez. 

Ağa, yaptırım gücü olan, temsil ettiği aşiret tarafından kabullenen, sözü dinlenen, kararları uygulanan, hatta devlet nezdinde bile itibar gören kişidir. 

Bu durum şimdilik bir şekilde teşvik ediliyor olsa bile istenilen sosyal sonucu elde etmek mümkün değildir. Çünkü aşiret, doğal bir topluluktur.

Ayrıca ağalık geleneğinden gelmeyen kişi yada kişilerden Ağa olunmaz, 

Ağa doğulur.

Çünkü ağalığın da bir tedrisatı, bir kültürü vardır.

Aslında şu da söylenebilir. Ağa, artık eskisi gibi yetişmiyor. Dikkat edilirse bölgemizde ölen ağaların yeri, bir türlü dolmuyor. 

Binaenaleyh yeni aşiret oluşumlarına, halkın itibar etme oranı çok düşük kalır. Bu yüzden belki de bunlara aşiret değil de lobi demek daha uygun düşer.



Muzaffer Öztürk
22.03.2024 19:55:14
Çok güzel tespit ve yorum, lobiler menfaat odaklı olduğu için kültürlü topluluklar da, topluma faydaları olabiliyor, ancak ekonomik ve kültürel olarak geri kalmış ülkelerde ve bilhassa ülkelerinin geri kalmış bölgelerinde topluma pekala zararlı çalışmaları olabilir. Arkadaşım Mehmet Koç'un bu açıklama ve yorumuyla kendim işin hassasiyetinin farkına varmış oldum. Yazı için teşekkürler.

Şakir Kadan
23.03.2024 12:27:22
Uzun zamandır düşündüğüm ama bir türlü yazamadığım konuya dokunmussunuz. Kutluyorum, sevgiler

Anahtar Kelimeler: AŞİRETÇİ DERNEKLER
  • BIST 100

    9411,13%0,46
  • DOLAR

    34,56% 0,25
  • EURO

    36,04% -0,51
  • GRAM ALTIN

    3000,45% 1,31
  • Ç. ALTIN

    5010,37% 1,12

Egazete


  • Cuma 7.8 ° / 0.8 ° Güneşli
  • Cumartesi 9.9 ° / 0.8 ° Güneşli
  • Pazar 9.1 ° / 0.9 ° false

Ağrı

22.11.2024

  • İMSAK 06:23
  • GÜNEŞ 07:53
  • ÖĞLE 12:55
  • İKİNDİ 15:25
  • AKŞAM 17:48
  • YATSI 19:12