AŞARE-İ MÜBAŞŞERE

AŞARE-İ MÜBAŞŞERE

GÖNÜLLERİN BEŞİNCİ HALKASI HZ. ABDURRAHMAN BİN AVF (R.A)

Ercan Salman yazıyor

Pek muhterem kardeşlerim, malumunuz üzere geçen yazımızda mübarek dinimiz İslam'a birer ziya (ışık) olan ve tarihe adını Aşere-i Mübaşşere'nin gönül halkalarından olan Hz Ali(ra)'ı sizlerle tanımaya çalışırken, bugün nasip yine yüce haktan deyip, Hz Abdurrahmân bin Avf'dan bahsetmeye çalışacağız. Rabbim bizleri bu konuda da yanlış adım atanlardan eylemesin. Âmin

Kardeşlerim, bizler bu yolda rabbine hakiki anlamda hizmet etmeyi öz nefsine farz bilirken, günümüzdeki olayların akışına baktığımızda gelişen teknolojinin yanında kendi tembelliğimizi de eklersek bugün birçok alanda yüce hak dostlarını unutmuş durumdayız. Ne yazık ki birçoğumuz Hz Abdurrahmân bin Avf'dan bihaber haldeyiz. Ama gelin görün ki bu eksikliğimizi görmemiz adına aşamadığımız o kadar çok engel var ki, bunların en başından yine nefsimiz ve bunu destekleyen bahanelerimiz…
Yeterince tanıyamadığımız, adını söylerken bile hakkında bilgi sahibi olmadan yorumladığımız ve kimi zaman yalan ve iftiraya boyun eğdiğimiz o mübarek zatlardan biri de şüphesiz ki Hz Abdurrahmân bin Avf'dır. Hadi bakalım, ey nefsim bu kadar tembellik yeter diyerek başlayalım. İşte aciz gönüllere bir ab-ı hayat (ölümsüzlük suyu) bahşeden Hz Abdurrahmân bin Avf, İslâmiyetten önce adı Abd-i Amr, bir rivâyette de Abdul-ka'be veya Abdülhâris olup, İslam'la şereflendiğinde Peygamber efendimiz tarafından ismi değiştirilip Abdurrahmân” olmuştur. Babası Avf, Cahiliye devrinde Gamisâ adındaki yerde Fâkih bin Mugîre ve Affân bin Ebi'l-Âs ile beraber Cüzeyme kabilesi tarafından katl edilmiştir. Annesi Şifâ binti Avfdır. Hazreti Ebû Bekir, Osman, Talha ve Zübeyir hazretlerinin anneleri ile birlikte Müslüman olmuştu. Kardeşlerinden Esved ve Abdullah da Müslüman olmakla şereflenmişlerdir. Hazret-i Ebubekir`den sonra, Rasûlullah`ın (s.a.v.) katıldığı cemaate namaz kıldırarak imamlık yapan ikinci kişidir. Cahiliyye devrinde bile içki içmeyen, güzel ahlâklı nadir insanlardandı. Genç yaşta ticaretle uğraşmaya başladı. Cahiliyye devrindeki kötü alışkanlıkların mevcudiyetine rağmen güzel ahlakıyla etrafındakilerin sevgisini kazandı. Hazret-i Ebubekir (r.a.) ile samîmî bir dostluk kurdu. Hazret-i Ebubekir (r.a.) vasıtasıyla İslâm ile müşerref oldu. Habeşistan`a giden Müslümanlarla birlikte hicret etti. Oradan da Medine`ye gitti. Rasûlullah (s.a.v.) Ensar ile Muhacir`i kardeş ilan ederken, O`na da kardeş olarak Medine`nin zenginlerinden olan Sa`d ibn Rebi` (r.a.) düştü. Dini inançları uğruna her şeylerini geride bırakan Mekkeli Müslüman muhacirler, Medine`deki ensarın her türlü desteğini yanlarında gördüler. Medineliler, muhacir kardeşleri için maddî-mânevî her türlü yardımı yapmaya çalıştılar; hiçbir fedakârlıktan kaçınmadılar. Ensârın fedakârlardan birisi de Rasûlullah (s.a.v.) tarafından Abdurrahman bin Avf'a kardeş olarak ilân edilen Sa`d, samîmî ve büyük bir teklifte bulundu. Medine`nin en zengini olduğunu, sahip olduğu her şeyini onunla paylaşmak istediğini söyleyerek malının yarısını almasını teklif etti. Ancak, Abdurrahman bin Avf (r.a.) teklifini kabul etmedi. Fedakâr kardeşinden tek isteği vardı, o da çarşının yolunu göstermesi. O, emeğinin karşılığı ile ve hiç kimseye yük olmadan geçinen bir insandı. "Kardeşim Sa`d! Siz bana çarşının yolunu gösterin yeter" diye mukabelede bulundu. Bu karşılıklı konuşmadan sonra çarşının yolunu kendisine gösterdiler. Doğruca çarşının yolunu tuttu ve önemli bir kazanç elde ederek geri döndü.
Abdurrahman bin Avf, Rasûlullah`ın (s.a.v.) bereket duâsına mazhar oldu. Rasûlullah (s.a.v.), malının çokluğu ve bereketli olması için ettiği duâdan sonra çok büyük bir servet sahibi oldu. O oranda da cömert davrandı. Bir seferinde yedi yüz deveyi yükleriyle birlikte fisebilillah tasadduk etti. Kendi ifadeleriyle, "Elime taş alsam, altın ve gümüş olduğunu gördüm" diyecek derecede büyük nimetlere mazhar oldu.
Zenginlikte ileri giden Abdurrahman bin Avf, malını ve mülkünü Allah yolunda sarf etmekte, cömert, ibadet ve taatine bağlı, takva ve hassasiyet sahibi, savaşta kahraman ve yiğit olanlar arasında da ileri gelenlerdendi. Buna rağmen, tevazu sahibi bir kişiliğe sahipti. Kendisinden daha fedakâr olanları yâd ederken; "Benden daha hayırlı olan Mus`ab bin Umeyr şehit olduğunda kefen olarak bir hırkaya sarıldı. Başı örtülünce ayakları, ayakları örtülünce başı açıkta kalıyordu. Benden hayırlı olan Hamza da şehit olduğunda böyle olmuştu. Daha sonra servetimiz alabildiğine çoğaldı. İyiliklerinizin karşılığını bu dünyada almaktan ve ahrete bir şey kalmamasından korkarım" dedikten sonra gözyaşlarını tutamadı ve yemeğini de yiyemedi.

Evet, muhterem kardeşlerim, gördüğünüz gibi bugünleri zenginleri ile o zamanın zenginleri arasındaki o ince farkı sanırım hepimiz iyice anlamışızdır. Neyse biz kaldığımız yerden devam edelim, hadi öyleyse buyurun, Abdurrahman bin Avf, Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte bütün savaşlara katıldı. Bu savaşlarda çok sayıda yara aldı. Sadece Uhud Savaşı`nda yirmiden fazla yara aldı. Bu savaşta vücuduyla Rasûlullah`ı (s.a.v.) korumaya çalışanlardan birisi de o oldu. Hatta ayağından aldığı yaralardan ötürü topal kaldı.
Rasûlullah, (s.a.v.) Dümetül-cendel üzerine (628) yapılan bir seferde O`nu emirliğe getirdi ve kendi elleriyle başına sarık sararak sancağı eline verdi. Tebük seferi sırasında imamlık ettiği namaza Rasûlullah da gelince iştirak etti. Böylece Hazret-i Ebubekir`den (r.a.) sonra o da Allah Rasulü`ne imamlık yapmış oldu. Yine vefatında Rasûlullah`ı (s.a.v.) kabrine indiren dört sahabeden birisidir. Aman ya rabbim ne büyük bir nasip, ne büyük bir şereftir ki böylesi bir vazife de kendilerine nasip olmuş. Sen halen öz kimliğine güvenmekle kal biçare nefsim. Heyhat sana ey nefsim!!

İlk iki halifenin en büyük yardımcılarından birisi Abdurrahman bin Avf (r.a.) idi. Hazret-i Ebubekir döneminde halifenin istişare ettiği kişilerdendi. Hazret-i Ebubekir, vefatından sonra kimin halife seçilmesi gerektiği konusundaki görüş ve düşüncesini ilk ona açarak Hazret-i Ömer`in (r.a.) halife seçilmesi düşüncesini hastalandığı sırada ilk olarak O`na danıştı. Hazret-i Ömer döneminde de istişare görevini devam ettirdi. Sahabeler arasında mümtaz bir yere sahip olan Abdurahman bin Avf`a, halifeye arz edilmekten çekinilen meseleler aktarılır; O da Hazret-i Ömer`e (r.a.) iletirdi. Geceleri sık sık Medine sokaklarındaki asayişi kontrol eden Hazret-i Ömer, genellikle kendisine çok yakın gördüğü Abdurrahman bin Avf (r.a.) ile beraber dolaşırdı. Halife, bir mecusi köle tarafından hançerlenince O`nu imamlığa getirerek, kendisinden sonra halifeyi seçmekle görevlendirdiği şuraya O`nu da dahil etti. Hazret-i Osman (r.a.), Hazret-i Ali (r.a.) ve kendisi halifeliğe aday idiler. Ancak, kendisi adaylıktan çekilerek halifeyi belirleme işini üstlendi. Üç gün üç gece boyunca yoğun bir çalışmaya girerek şura üyeleriyle tek tek görüştü. Bunların dışında; ordu kumandanları, halkın ileri gelenleri, kadın-erkek Medine halkı ve dışardan gelenlerle teker teker görüştü. Adeta yoğun bir kamuoyu araştırması yaptı. Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali yetkiyi tamamen kendisine verdiklerinden bu araştırmasının da sonucunda Hazret-i Osman`ı halife ilân etti. Hazret-i Osman devrinde de istişare görevine devam eden Abdurrahman bin Avf, gerekli gördüğü hallerde halife Hazret-i Osman`ı ikaz etti. Hac emirliği ile de görevlendirildi.
Ve daha nice gönülleri saran Abdurrahman bin Avf hakkında rivayet edilenler şöyledir, 
İbn Sa`d`ın ifadesine göre Hz. Peygamber ashâb içinde ipek giymeyi yalnız Abdurrahman`a müsaade etmişti. Zira Abdurrahman b. Avf`ın vücudunda bir kaşıntı (cüzzam olma ihtimali) vardı.

Hz. Peygamber`in vefatından sonra bir gün Medine`de bir heyecan ve kalabalık meydana gelmişti. Bunun sebebini soran Hz. Âişe (r.an)`ya Abdurrahman b. Avf`ın kervanının şehre yaklaştığı söylenince Hz. Âişe şöyle demişti:

Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştu: Abdurrahman sırattan geçerken düşer gibi oldu ama düşmedi.` Hz. Âişe`nin bu sözlerini haber alan Abdurrahman beş yüz deve olduğu söylenen bu kervanını sırtındaki yüklerle birlikte tamamen Allah rızası için bağışlamıştı. Develerin sırtındaki malların develerden çok daha değerli olduğu kaydedilmektedir. Ayrıca Hz. Peygamber`in vefatından sonra Nâdiroğulları* mahallesinde sahip olduğu arazisini kırkbin dinâra satarak Rasûlullah`ın zevcelerine dağıtmıştı. Hz. Âişe`ye payı getirildiğinde bunu kimin gönderdiğini sormuş, Abdurrahman b. Avf`ın gönderdiği söylenince şöyle demişti: `Hz. Peygamber (s.a.s.), `Benden sonra Allah`ın sabırlı kulları size karşı şefkatli davranacaktır. Allah, Abdurrahman b. Avf`a Cennet pınarlarından kana kana içmeyi nasip etsin` buyurmuştu.` Hz. Ömer`in hilâfeti sırasında büyüyen devlet ve genişleyen sınırlar karşısında işlerin daha rahat çözülmesi için oluşturulan devlet şûrâsında Abdurrahman b. Avf`ın önemli bir yer aldığını görüyoruz. Yeni fethedilen Irak arazisinin gaziler arasında paylaşılması veya devlete bırakılması hususunda ortaya çıkan iki görüş vardı. Hz. Ömer ashâbın diğer ileri gelenleriyle birlikte bu toprakların paylaşılmamasından yana iken Abdurrahman b. Avf, Bilâl-i Habeşi* ile birlikte buna muhalif olup fethedilen yerlerin paylaşılmasından yana idiler.

Hz. Ömer şehit edildiğinde yarım kalan namazın tamamlanması için Abdurrahman görevlendirilmişti. Nihayet Hz. Ömer`in tedâvî edilmesinin zor olduğu ve ecelinin yaklaştığı anlaşılınca yeni seçilecek halîfenin belirlenmesi için kurulan `şûrâ`da Abdurrahman b. Avf da yer almıştı. Şûrâda bulunanlardan Zübeyr b. Avvâm, Talha b. Ubeydullah ve Sa`d b. Ebi Vakkas haklarından ferâgât edince Şûrâda halîfe adayı olarak üç kişi kalmıştı. Hz. Ali, Hz. Osman ve Abdurrahman b. Avf. Abdurrahman da bu husustaki hakkından ferâgât edince adaylar ikiye düşmüştü. Abdurrahman bu hususta ashâbın ileri gelenleriyle uzun görüşmeler yapmış ve Hz. Ali ve Hz. Osman`dan karara uyacaklarına dair kesin söz aldıktan sonra bu konudaki kanaat ve karan Hz. Osman`a bey`atin yararlı olacağı hususunda toplanınca, hilâfete Hz. Osman getirilmişti.
Hazreti Abdurrahmân bin Avf, Resûlullahın sağlığında Allah yolunda çok mal harcadı. Üç kere malının yarısını verdi. Birinci defa 4000 dirhem, ikincide 40 000 dirhem ve üçüncüde de 40 000 altın sadaka olarak Allah yolunda dağıttı. Uhud savaşı esîrlerinden 30 tanesini azad ettirdi ve her birine 1000 altın dağıttı. Tebük seferi için 500 at ve 500 yüklü deve verdi. Hazreti Ömer'in halifeliği zamanında bir ticâret kervanı gelip, gece Medine'nin dışında kondu. Yorgunluktan hemen uyudular. Halife Ömer, şehri dolaşırken bunları gördü. Abdurrahmân bin Avf'ın ( radıyallahü anh ) evine gelip, Bu gece bir kervan gelmiş. Hepsi kâfirdir. Fakat bize sığınmışlar. Eşyaları çoktur ve kıymetlidir. Yabancıların, yolcuların, bunları soymasından korkuyorum. Gel, bunları koruyalım” dedi. Sabaha kadar bekleyip sabah namazında mescide gittiler. İçlerinden bir genç uyumamıştı. Arkalarından gitti. Soruşturup, kendilerine bekçilik eden şahsın halife Ömer olduğunu öğrendi. Gelip arkadaşlarına anlattı. Roma ve İran ordularını perişan eden, binlerce şehir almış olan, adâleti ile meşhûr, yüce halifenin, bu merhamet ve şefkatini görerek İslamiyet'in hak din olduğunu anladılar. Hepsi seve seve Müslüman oldu. Hazreti Abdurrahmân son derece kerîm idi, cömertti. O'nun serveti arttıkça, cömertliği de o nispette artmaya devam ediyordu. Eshâb-ı kiram sadaka ve hayrata teşvik olundukları zaman, Hazreti Abdurrahmân malının yarısı olan 4 bin dirhemi hemen dağıtmış ve binlerce altınını hayır işlerine vakf eylemişti.
Değerli gönül dostlarım!
Hz. Abdurrahman, Hz. Osman`ın hilâfeti dönemine rastlayan hicrî 32. senede 75 yaşında iken vefat etmiştir. Cenaze namazını Hz. Osman kıldırmış ve Cennetü`l-Bakî Mezarlığına defnedilmiştir. Allah bizleri onun şefaatine nail eylesin. Âmin
Ve işte sonuna geldik bir mübarek Allah(c.c) dostunu önce tanımaya ve sonra da tanıtmaya, nasip olursa bir sonra ki yazımızda Hazret-i Ubeyde bin Cerrah hakkında bilgi sahibi olmaya ve onu sizlerle paylaşacağız. Selam ve dua ile...

Kaynaklar: 
1) Yusuf Kandehlevî Hayattüs Sahabe
2) Risale-i Nur Külliyatı
3) Huzur adlı internet sitesi

 



Anahtar Kelimeler: AŞARE-İ MÜBAŞŞERE
  • BIST 100

    9411,13%0,46
  • DOLAR

    34,56% 0,25
  • EURO

    36,04% -0,51
  • GRAM ALTIN

    3000,45% 1,31
  • Ç. ALTIN

    5010,37% 1,12

Egazete


  • Cuma 7.8 ° / 0.8 ° Güneşli
  • Cumartesi 9.9 ° / 0.8 ° Güneşli
  • Pazar 9.1 ° / 0.9 ° false

Ağrı

22.11.2024

  • İMSAK 06:23
  • GÜNEŞ 07:53
  • ÖĞLE 12:55
  • İKİNDİ 15:25
  • AKŞAM 17:48
  • YATSI 19:12