Ağrı?nın Ağrıları Var
Geçen hafta ıstanbul Ümraniye Ağrı ve Yöresinin Derneğindeydim. Arkadaşım Salih Deniz?in amcası Abdulcebbar Deniz?in mevlit?i vardı. Doğubayazıt?lıların yanı sıra çok sayıda Ağrı?lı da gelmişti. Bana çok sitem ettiler. Hep Doğubayazıt?ı yazıyorsunuz, hiç Ağrı hakkında bir şeyler yazmıyorsun, Hepsi işsizlik yüzünden yerlerinden yurtlarından olmuş, ıstanbul?a çalışmaya gelmişler. Kimi yerleşmiş artık Ağrı?dan umudunu kesmiş, kimisi de mevsimlik çalışmaya gelmiş. Onları dinledim.
Dinledikçe de gerçekten Ağrı?nın çok ağrıları olduğunu anladım. Gerçi benim anlamamla, Mehmet Koç?un anlaması ile Nezir Çelik?in anlayıpta yazması ile olmuyor bunlar. Bunları anlayacak olan ve Milletvekili olarak seçip, gönderdikleri vekillerin anlaması lazım. Biz zaten hep yazıyoruz,ama anlayan yok.
Göç olgusunun temel nedeni alım gücünün düşüklüğü ve bu alandaki olumsuzluklar olarak nitelendirilmeye devam ediyor.
Vatandaş artık geçinemiyecek duruma geldi. En temel ihtiyaç olan gıda ürünlerine yağmur gibi zamlar yapıldı ve yapılmayada devam ediyor.
Ağrı?da son yapılan zamların ardından fiyat artışı, vatandaşı mağdur etti. Üstelik bir çok ürünün girdi maliyetlerinde önemli bir yeri olan elektrik zammıda kapıda bekliyor sırasını.
Yaşam kalitesi ve refah seviyesi düşük olan Ağrı?da yaşama maliyeti yükseldi. Zorunlu giderlerdeki fiyat artışı, yoksulluğun artmasına da sebep oluyor.
Yoksulluk sınırı altında yaşayan insan sayısının yoğun olduğu hane halkı sayının yükseliş kaydettiği, işsizlik oranının hız kazandığı Ağrı?da yapılan zamlardan sonra, geçim iyice zorlaştı. Göç olgusu ise güç kazandı.
Kişi başı milli geliri bin 60 dolar olan bir şehirde temel gıda maddelerine yapılan zamların gerekçelerini anlamaktan zorluk çekiyoruz.
Yoksullaşan vatandaş, susmayı tercih ederek, bir anlamda durmadan duyduğu memnuniyeti ortaya koyuyor. Sükut ikrardan gelir mantığı bu çerçevede önem kazanıyor.
Gelecek yaz mevsimi ile birlikte zam sağanağına uğrayacak olan vatandaşın alım gücünde de önemli daralmalar yaşanacaktır. Vatandaşlarımız önemli sorunlar yaşıyor. Siyasiler artık toz pembe tablolardan vazgeçmeli. Vatandaşın sorunları konusunda önlemler almalıdırlar.
Bu fiyat artışları sadece spekülasyon olarak tanımlamak, rasyonel bakış açısı olmaz.
Ekonomiyi finanse etmenin en kolayıcı yolu ekonomiyi zamlarla finanse etmektir.
ışte bu gerçekle yola çıkıldığında, fiyat artışları beraberinde durgunlukları, kronik durgunluklarda işsizliği beraberinde getirecektir.
Durgunluk ve işsizlik ise krizlerin en önemli nedenleri arasında yer almaktadır.
Ekonomi gerçekten önemli sinyaller veriyor. Birileri görmek istemese de piyasalarda çok önemli mesajlar var.
Arz ve talep kavramları farklı yönlerde hareket ederken, bu konuda dengenin sağlanması için çaba sarf edilmiyor.
Bizler ise ekonomi düzeldi masalları ile oyalanmaya devam ediyoruz.
Yaz mevsimlerinde yaşanan sağanak yağmurlar gibi zamlar da başımızdan yağmaya devam edecek. Böyle bir ortamda ekonomi olumsuz sinyaller vermeye devam edecek.
Ağrı?nın ağrıları da git gide ağırlaşacak. Ve ağrılar devam edecek.
AğRI HAVAALANIN HALLERı
Ağrı havaalanı gün geçmiyor ki, sorunsuz uçuş yapsın. Sanki birilerinin keyfine göre uçuşlar planlanıyor. Her defasında hava muhlefetini bahane eden yetkililer, artık yolcuları canlarından bezdirmişler. Yolcular haklı olarak isyan ediyorlar. Hele geçişlerdeki kuyruklar tam bir rezalet, diyen yolcular haklı olarak şu tepkilerini göstermektedirler:
?Girişlerde kuyruklar uzanıyor, bekliyoruz kuyruk sırasında beklediğimiz ve kuyruğa girdiğimiz yerin üzeri kapatılmadığından içeri girinceye kadar sırıl-sıklam oluyoruz.Kışın ıslanıp donuyoruz, yazında güneşin kavurucu sıcağından bayılıyoruz.Yetkililer sanki bunu görmezden geliyorlar. Biran evvel buna bir çare bulmaları gerekmektedir. Ağrı halkı bu kadar da sahipsiz değildir.? şeklinde tepkilerini gösteriyorlar.