Ağrı Dağında Renkli Hayat

Ağrı Dağında Renkli Hayat

Ağrı Dağında Renkli Hayat

Ağrı Dağında Renkli Hayat


            15.08.2010 Yaz ayları Bodrum "beach"leri kadar kalabalık olan Ağrı Dağı nda, Rusların eğlencenin doruğuna çıkmasına, yaşlı Japonların kaplumbağa adımlarıyla tırmanmasına şahit olmasam inanmazdım


            5 bin 173 metrelik yüksekliğiyle Türkiye nin en yüksek dağı olan Ağrı nın, temmuz- ağustosta Bodrum un plajları kadar kalabalık olduğunu, gitarlarıyla gelip akşamları saatlerce şarkılar söyleyen Rusların eğlencenin doruğuna çıktığını, 70 yaşlarındaki Japon kadınların kaplumbağa adımlarıyla da olsa tırmandığını, çadır yeri kapma mücadelesinde hızlı olanın kazandığını, sırf bu uğurda zirveye çıkma yarışı yaşandığını görmesem inanmazdım.


BURASI BM KAMPI GıBı OLMUş
            Ama insan yıllarca duyup merak ettiği bir dağ yolculuğunu çok fazla ertelememeli. Piyasadaki profesyonel bir grupla tırmanışa katıldım. Grubumuzla 3 bin 200 metredeki ilk kamp yerimize ulaştığımızdaysa, çadır için yer bulmak hiç kolay olmadı. Yemyeşil çimlerin üstünde en az 50- 60 tane çadır vardı. Rusça, Almanca, ıngilizce, Japonca, Türkçe konuşulduğuna bakıp, "Burası Birleşmiş Milletler kampı gibi olmuş" diye espri yapanlar haklıydı. O gün erken uyuyup dinlendikten sonra ertesi sabah 06.30 da tekrar tırmanmaya başlamayı planlamıştık. Tabii evdeki hesabın dağlara uymayacağını anlamamız hiç uzun sürmedi. Biz çadırımızın fermuarını çekip, uyku tulumlarımıza girip rüya görmeye hazırdık ama en az 30 kişilik Rus grubu, daha geceye yeni başlıyordu. "Antonyo gitara..." bağırışıyla başlayan eğlence, gece yarısına kadar sürdü. Bütün Rusça şarkılar neşeyle seslendirildi, alkışlarla tempo tutuldu. Ertesi gün 3 bin 200 den 4 bin 200 metreye yürümek, benim gibi amatör bir dağcıyı bile çok zorlamadı. Yükseldikçe taşların arasındaki papatyalar da artıyor, her mola verişimizde manzara biraz daha güzelleşiyordu. Zaten elimizi uzatsak, Ağrı nın zirvesindeki karlar sanki elimizin altındaydı. 4 bin 200 kampında rüzgârdan değil çadır kurmak, ayakta durmak bile kolay değildi. Yine de ellerimizle taşları kenara çekip, kazmalarla düzleştirdiğimiz küçük bir alana çadırımızı kurduk ve gece donmamak için ne bulduysak giydik. Bu kez çadır komşularımız Avusturya, Polonya ve ıranlılardı.


TÜRKLERE RASTLAMAK ZOR
            Ağrı Dağı nın zirvesine çıkmak dağcılar için nasıl bir rüyaysa, benim gibi amatörler için çıkanları beklerken dinlediği hikâyeler de o kadar ilginçti. Örneğin geçen yıl altı kör Amerikalı, bir rehberin batonuna taktığı zilin sesini takip edip zirve yapmıştı. 70 yaşın üstündeki Japon ve ıtalyanlar, rahatlıkla zirve yapıp, birkaç yıl sonra tekrar gelmenin hayalini kurabiliyordu. ıranlılar bu işin en iyileriydi. Çünkü daha çocukken başlıyorlardı ata sporu olan dağcılığa. Gürültücü Ruslar, "Biz buraya eğlenmeye geldik, yeriz, içeriz ve çıkarız" diyorlardı. Ukraynalılar çok hoş sohbetti. Ama ne yazık ki Nuh un gemisinin bile oralarda olduğu efsanesiyle bütün dünyanın ilgi odağı olan Ağrı Dağı na az ilgi gösteren de Türklerdi!
Figen Yanık /SABAH


 




Anahtar Kelimeler:
  • BIST 100

    9367,77%3,72
  • DOLAR

    34,47% 0,05
  • EURO

    36,42% 0,21
  • GRAM ALTIN

    2956,00% 0,72
  • Ç. ALTIN

    4956,37% 0,55

Egazete


  • Cuma 7.8 ° / 0.8 ° Güneşli
  • Cumartesi 9.9 ° / 0.8 ° Güneşli
  • Pazar 9.1 ° / 0.9 ° false

Ağrı

22.11.2024

  • İMSAK 06:23
  • GÜNEŞ 07:53
  • ÖĞLE 12:55
  • İKİNDİ 15:25
  • AKŞAM 17:48
  • YATSI 19:12