Türkiye'nin en yüksek noktası olan Ağrı Dağı'nın zirvesine tırmanmak için Almanya'dan gelen İsmail Akbaş, 1 haftada zirveye ulaştı.

Dünya genelinde dağcılık sporcularının ilgisini çeken dağlardan olan Ağrı Dağı, kışın da ekstrem tırmanışlara olanak sağlıyor.

Hava sıcaklığının sıfırın altında 40 derecenin üzerine çıktığı, kar yağışı, tipi ve fırtınanın yoğun şekilde yaşandığı Ağrı Dağı, adrenalin arayan dağcılar için kış aylarında değişmeyen adres haline geliyor.

Ekstrem tırmanışçılardan Almanya'da yaşayan İsmail Akbaş, Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesine gelerek 23 Aralık'ta tırmanışa başladı.

Soğuk hava nedeniyle yüzünde ve ayaklarında donma yanıkları oluşan dağcı, tırmanışı boyunca en zor kış şartlarını aşıp 7 günün ardından dağın zirvesine ulaşmayı başardı.

Akbaş, tırmanış öncesinde yoğun hazırlık yaptığını söyledi.

İki ay çok yoğun tempoyla antrenman yaptığını anlatan Akbaş, şöyle konuştu:

"Bir hafta boyunca tırmanmak için denme yaptım, ilk denemem başarısız oldu. İlk denmemizde hem acemilik vardı hem de yanlış planlama yaptık. 3 bin 500 rakımdan direkt zirve yapmak istedik. 4 bin 800 rakımda çok yorgun düştük, havada birden patlayınca yoğun fırtınadan geri dönmek zorunda kaldık. Hava şartları bizi zorlayınca kendimizi çadırlara zor attık ve ilk faaliyeti sonlandırdık."

Akbaş, Ağrı Dağı'na tırmanışın Everest'teki saha kampına tırmanıştan daha zor olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Allah'ıma şükürler olsun bir aksilik çıkmadan zirve yaptım. Buradaki sevincimin sebebi dağda bu sürede daha tecrübeli dağcıları da gördüm ve zirve yapmadan geri döndüklerine şahit oldum. Ama ben zirve yaptım, sevinçliyim. Bundan sonraki hedefim daha yüksek dağlar olacaktır. Bundan önce 2019'da Everest Base Camp yapmıştım. Burayla bir karşılaştırma yaptığımızda toplam 65 kilometreyi bir haftada yürüyorsunuz, her 10 kilometrede bir dinlenme, konaklama yapacağımız oteller, kafeler var ama Ağrı Dağı'nda tamamen doğayla baş başasınız."

Tırmanışta yoğun fırtınayla mücadele ettiklerini anlatan Akbaş, şunları kaydetti:

"Gece çadırlarımızı burada bulunan yazdan kalma büyük çadırların içine kurduk. Buna rağmen aniden bastıran fırtına o kadar şiddetliydi ki çadırın içinde çadır kurmamıza rağmen bunu hissettik. Akşam 17.00'de başlayan fırtına sabah 8.00'e kadar sürdü. Eğer o büyük çadırların içinde çadırımızı kurmasaydık bizim çadırı fırtına tamamen atardı ve istenmeyen olaylarla karşılaşabilirdik. Ama tüm zorluklara rağmen mutluyum, zirveyi başardım."(aa)