Duygular vardır insana aittir, duygular vardır insan ona aittir. Yani insan vardır duygularına hükmeder, insan vardır duyguları ona hükmeder. Bana hükmeden utanma duygusuydu. Bir soru soruldu ve dendi ki: ``Tanrı demek günah mıdır?`` Soran kişiye istediği
ADEM ŞAHİN YAZIYOR
Hatta bu utanç beni hırsızlığa sürükledi. Bir bilenin yazdıklarından küçük alıntılar yapmak ne kadar hırsızlık olur bilmiyorum ama birkaç kişinin birkaç cümlesini çaldım ve bu ??Tanrı demek günah mıdır??? sorusuna şöylece cevap verdim.
Allah deyince akla bir sürü özel isim gelir. Allah, Rahman, Rahim, Hay... Esma-ül Hüsna geliyor kısaca. Belki de bilmediğim binlerce özel isim vardır. O zaman Tanrı nereden çıktı, hüda, rab, ilah, god, xweda... bu isimler nerden geldi? İşte bu isimler beni hırsızlığa tetikledi.
Tanrı, çok eskilerden beridir Türkler tarafından kullanılıyor. Bir Türk Devleti olan Göktürk?lerin tek tanrılı bir inanışları vardı ve O?na ``tengri`` diyorlardı. Gökte olduğuna inandıkları için ``kök tengri`` diye anıyorlardı O?nu. Zamanla bu tengri tanrı olmuş ve devam ediyor. İlerde Tanrı?ya da başka şekiller verilir mi bilinmez!
Tanrı, Türkçe bir kelime ve Tengri`den geliyor. Buraya kadar tamam da Allah ve Tanrı?nın anlaşamadığı şey ne? Neden insanlar Allah yerine Tanrı denince ``yapma Tanrı demekle günaha giriyorsun`` gibi bakıyor ya da bunu direkt sert bir ifadeyle söze döküyorlar. Allah kelimesi Allah`ın özel ismidir ve Arapça bile değildir. Hiçbir dilde yoktur. Sadece yaratanın kendisine taktığı bir isimdir. Kendisinin özel ismidir. Tıpkı Esma-ül Hüsna?daki diğer isimler gibi. Bazı insanlar Allah isminin ``ELH`` veya ``VLH`` den türediğini söyler ama İmam-ı Şafii gibi büyük alimler bunu sert bir kesinlikle reddeder; Allah isminin mürtecel olduğunu, türetilmediğini ifade ederler.
Allah yerine Esma-ül Hüsna?daki doksan dokuz isimden herhangi birini kullanmamız sorun olmaz. Bu İsra suresi 110. ayette şöyle açıklanır: `` İster Allah de ister Rahman, nasıl çağırırsan çağır, en güzel isimler O?nundur.``
Tanrı kelimesi de Kürtçedeki xweda, Fransızcadaki Dieu, İngilizcedeki God, Almancadaki Gott, Perslerdeki Mevla kelimeleri gibi cins isimdir. Hepsi mabut anlamına gelir. Yani ben Tanrı ile İlah kelimelerini birbirinin yerine kullanabilirim, çünkü ilah, Arapçada mabut anlamına geliyor. Ama ilahı da tanrıyı da Allah yerine kullanamam, çünkü bunlar Allah?ı tanımlamakta yetersiz kalırlar. Hasan Basri`nin ``La ilahe illallah`` kelime-i tevhidinin tercümesini ``Allahtan başka tanrı yoktur`` şeklinde yapması her şeyi açıklıyor aslında. İmran suresi 150. ayette: ``Mevlanız Allah?tır`` Taha suresi 14. ayette de: `` Ben Allah?ım, benden başka ilah yoktur.`` şeklindeki buyrukların Allah yerine ilah, rab, xweda, tanrı, god gibi cins isimlerin kullanılamayacağı, ancak mabut anlamına getirilerek kullanılabileceği anlaşılıyor.
Elmalılı Hamdi Yazır, tanrı ve hüda isimleri Allah gibi özel isim değil, aksine; ilah, rab, mabut gibi umumi isimlerdir diyerek bu sorunun en iyi cevabını verir.