Ağrı da attarlar havaların soğumasıyla birlikte yaşanabilecek soğuk algınlıkları ve gribal enfeksiyonlara karşı şifalı bitkilerle korunabileceklerini söyledi. şifalı bitki satışı yapan esnaflar, havaların soğumasıyla birlikte yaşanabilecek soğuk algınlıkları ve gribal enfeksiyonlara karşı bitkisel tavsiyelerde bulundu.
Mevsimsel geçişlerde en sık rastlanan hastalığın soğuk algınlığı olduğuna dikkat çeken attarlar, bu konuda bazı bitkisel önerilerde bulundu.
Ağrı’da Atar İsa adıyla bilinen İsa Demirkol, soğuk algılığı hakkındaki görüşlerini, alınması gereken tedbirleri ve kullanılması tavsiye edilen şifalı bitkilerden bazılarını tanıttı. “Soğuk algınlığı, üst solunum yollarında virüs türü mikropların neden olduğu bulaşıcı bir enfeksiyondur” diyen Attar İsa, “Birçok virüs türü soğuk algınlığına neden olabilir. Soğuk algınlığından burun, boğaz, kulaklar, östaki tüpü, nefes borusu, ses telleri ve akciğerler etkilenir. Soğuk algınlığı en çok okul çağı çocuklarında görülür ve sıklığı yaşla azalır. Soğuk algınlığının görülme sıklığı özellikle kış aylarında havanın soğuk olması ve vücut direncinin düşük olması nedeniyle artmaktadır.200.den fazla virüsün, soğuk algınlığına neden olduğu bilinmektedir. Bu virüsler el teması ile hapşırma ile ya da öpücük ile insandan insana geçebilir. Soğuk algınlığının ilk belirtileri burun akıntısı ve hapşırıktır. Başlangıçta su gibi olan burun akıntısı, bir süre sonra sarı-yeşil renkli, koyu bir kıvam alır. Çocuklarda boğaz ağrısı, öksürük, baş ağrısı, ateş, halsizlik, kas ağrıları ve iştahsızlık da görülebilir. Soğuk algınlığı geçiren bir bebeğin ya da çocuğun ateşi 39 dereceye kadar çıkabilir. Bazı vakalarda, soğuk algınlığı 3-10 gün devam edebilir” ifadelerini kullandı.
Attar İsa, soğuk algınlığı için usulüne uygun tüketilmesi gereken bitkileri meyan kökü,adaçayı, nebat şekeri, papatya, ıhlamur, ekinazya, hatmi çiçeği, kuşburnu, zencefil, kuşburnu, bal, tarçın, zencefil ve havlucan olarak sıraladı.
Bu bitkiler suyla karıştırılarak veya kaynatılarak suları veya çayları içiliyor. Ayrıca Attar İsa, bu bilgilerin tavsiye niteliğinde olup reçete ya da tedavi şeklini değiştirmeye yönelik olmadığının altını çizdi.