Mehmet KOÇ
Ak Parti, yerel seçimlerde, Savcı Sayan'ın adaylığı ile Ağrı belediye başkanlığını kazandı. Bir de, Ağrı'nın en küçük ilçelerinden Taşlıçay ve Hamur'u aldı.
Doğubayazıt, Patnos ve Diyadin ilçelerini HDP, Eleşkirt ilçesini Saadet ve Tutak'ı da BBP partisi adayları kazandı. Böylece 31 Mart yerel seçimlerinde CHP hariç diğer partiler Ağrı'da, halkı temsil yetkisini kazandılar.
Ağrı'da, Savcı Sayan'ın popülerliğinden de istifade ederek yüksek denebilecek bir farkla belediye başkanlığını kazanan Ak Parti, 31 Mart seçimlerinden bu yana kamu imkanları ile Ağrı'yı adeta ödüllendiriyor. Bu arada Belediye Başkanı Savcı Sayan'da, siyaseten tek yetkili olarak kabul görüyor.
Öyle ki İl genelinde yapılacak iş ve işlemlerin nerede ise tamamı Belediye Başkanı Savcı Sayan'ın okeyi veya bilgisi dahilinde gerçekleşiyor.
Milletvekili, il yada ilçe başkanları artık eskisi gibi etkin yada yetkin değiller. Özellikle belediye başkanlığı alamayan ilçe başkanları zor durumdalar. Parti olanakları tamamen il merkezinde yoğunlaştığı için yerel taleplere cevap veremiyorlar.
Anlaşıldığı kadarıyla İl ve ilçe başkanlıklarının kurumsal kimlikleri son derece zayıflamış, kendi başlarına karar alamaz duruma düşmüşlerdir. İtiraz edenler de, yakında yapılacak kongrelerde tasfiye edilmekle ima ediliyor.
Oysa ki bilinen bir kuraldır, seçimlerde bekledikleri oyu alamayan partiler, hatalarını telafi edip bir sonraki seçimlere ciddi ciddi hazırlanıyorlardı.
Fakat Ak Parti, Ağrı'da böyle bir çabanın içinde değilmiş gibi bir görüntü veriyor.
Halbuki önceki dönemde AK Partili olan Patnos ve Eleşkirt gibi ilçelerinin 31 Mart seçimlerinde neden kaybedildiği öncelikle araştırılmalı ve ona göre hareket edilmelidir.
Yada önemli oranlarda oy alınabileceği halde Doğubayazıt ilçesinde, Ak Parti'nin oylarını neden artırmadığı sorgulanması gereken bir durumdur.
Böyle bir çalışma yapmak için de öncelikle Devlet olanaklarının adil bir şekilde sunulması gerekir. AK Parti, bunu başardığı takdirde halkın takdirini yeniden kazanabilir. Fakat nedense böyle bir çalışma henüz göze çarpmıyor.
Ağrı'nın tamamı için gelen ödenekler, zorlama kararlarla sadece il merkezinde kullanılırsa, İŞKUR kapsamında gönderilen kadroların dağıtımı, nüfus oranları göz ardı edilerek tevziata tabi tutulursa Ak Parti, Ağrı'da merkeze sıkışır kalır.
Ağrı'daki bir yetkili, kendi görev alanı ile alakalı olarak mevzuata uygun bir tasarrufta bulunurken, acaba birileri ne der endişesi içinde olursa orada haksızlık olur, kamu hizmeti eksik kalır. Dolayısıyla Ak Parti de puan kaybeder.
Hadi, Ağrı merkeze verilen 500 den fazla İŞKUR kadrolarını hoş görelim de, 3-5 bin nüfuslu Ak Partili ilçelere verilen kadro sayısı ile 100 bini aşkın nüfuslu Doğubayazıt'a ve Patnos'a verilen kadro sayıları arasındaki oransızlığa bakıldığında bu konudaki yanlış kararların etkisi hemen anlaşılıyor.
