AĞRI`NIN SAHİPLERİ

AĞRI`NIN SAHİPLERİ

Siyaset Arenasında Geride Bırakılan On Yıl ve Ağrı?nın Sahipleri isimli köşe yazıma göstermiş olduğunuz ilgi ve alakanızdan dolayı teşekkür eder ve o başlıktaki yazımızın devamı olarak artık dünyanın dördüncü gücü olarak bilinen sivil toplum örgütlerini v

Mehmet İzci Yazıyor Saygı Değer Okuyucular, Bu güne kadar birçok odanın varlığı ve yokluğu beli değildi. Son zamanlarda özelikle Ağrı Ticaret Odası ve Ziraat Odası kendilerini açıkça fark ettiriyorlar. Keşke diğer Odalar için de aynısını söyleyebilseydik. Ancak meslek odaları ve dernekler ile aralarındaki farka açıklık getirmek isterim. Bilindiği özere meslek odaları ve dernekler birbirinin aynısı olsa bile arlarındaki fark, meslek odaları, ismi özerinde aynı meslekte olan bireylerin temsilcileri olarak diğer yönleri ile yarı kurumsaldırlar. Dernekler ise üyeleri toplumun her kesiminden oluşmakta ve tamamen bağımsızdırlar. Yakın bir tarihte ilimizde Evdalê Zeynıkê Konferansı ve Kürt Kültüründe Dengbêjlik sanatı Etkinlikleri yapıldı. Yerel basınımız yapılan Konferans hakkında yaptıkları haberde Meslek Odalarına yönelik haberin içinde bir cümle vardı ki dikkat çekici idi. Cümle aynen şöyleydi: Temsil ettikleri halk orada idi, kendileri neredeydiler? Neden bu cümleye ihtiyaç duyulduğunu sizlere ifade edeyim. İlimize Kültür ve sanat alanında çok iyi bir şekilde tanıtılacak ve aynı zamanda ilimize bu değerler, il kimliği kazandıracak iki büyük proje yürütüldü. İlki 2011 yılında yapılan bölgemizin en büyük kültür mirası olan büyük düşünür Ehmedê Xanî Fikir Dünyası adlı etkinliği ve yine yakın zamanda gerçekleştirilen Evdalê Zeynıkê Konferansı ve Kürt Kültüründe Dengbêjlik Sanatı Etkinlikleri?ne hiçbir oda başkanı katılmadığı gibi temsilci dahi göndermediler. Buradan görülüyor ki odalar İlimizin kültür ve sanatına bu kadar duyarsızdırlar. Bir ilde kalkınma kadar kültür ve sanat da o kadar önem arz etmektedir. Elbet oda Başkanlarının eleştirilecek ve takdir edilecek yönleri vardır. Başında bulundukları Odalarının başarılı olup olmadığını en iyisini üyeleri daha iyi bilirler. Ancak benim tespit ettiğim çok açık bir tarafları var ki kentimizin sosyal, kültür ve sanatına yönelik neredeyse hiçbir faaliyetleri olmadığı gibi yapılan bu konudaki çalışmalara da ilgisizdirler. Aynı şekilde bir araya de gelemiyorlar. Diğer ilerdeki STK?lar ülke genelinde veya kendi bölgelerinde gelişebilecek konular karşılığında bir araya gelmekte ve birlikte hareket ettikleri gibi hem etkili olmakta hem de seslerini olabildiğince duyurmaktadırlar. Bir hakkı vermeden de geçemeyeceğim. Ağrı Ticaret ve Sanayi Odası adına, Oda Başkanı Sayın Mehmet Erat Evdalê Zeynıkê Konferansına maddi katkı sundular bu da örnek bir davranış oldu. Yine basında farklı bir ses olan özgür ve tarafsız yazdığı yazıları ile topluma duyarlılığı ile bilinen Sayın A. Rıza Aydemir çalışmaları desteklediği gibi maddi ve manevi katkı sönmüştür. İnşallah basının başında bulunan diğer başkanlara da örnek olur. Umut ediyoruz ki Odalarımız STK?larımız baro ve basın temsilcileri olmak özere ilimizin yararına tanıtılma dayanışması içinde birlikte hareket ederler. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitemiz 2009 yılında Ehmedê Xanî adını taşıyan bir toplantı tertip etti. Üniversite bölgemizin değerlerine sahip çıkacak diye bu çalışma ile bizi umutlandırdı. Ağrı Kültür Derneği tarafında 2011 yılında yapılan Ehmedê Xanî anlama ve yaşatma adlı etkinliğe yine Üniversiteye ve Rektörüne biraz daha bu tarz konuları sahiplensinler diye cesaretlendirilmek adına çalışmaya dâhil edilmek istenilmiş ve sonrasında beklenilen samimiyet görülmemiştir. Buna rağmen ayni dernek bünyesinde kurulan Barış Komitesi Üyeleri 2012?nin mart ayında İ.Ç. Üniversitesi Rektörünü ziyaret ederek Rektöre yeri geldiğinde siz Ehmedê Xanî?den söz ediyorsunuz bu da memnuniyet vericidir. Bu söylemlerinizde samimiyseniz Üniversite bünyesinde Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümünü açılmasını ve bölgemizin en büyük değeri olan Kürt Edebiyatının en tepesinde bulunan Ehmedê Xanî?nin isminin verilmesini talep ederek bu isimin, Kentimizin Üniversitesinde yaşatılması kadar doğal bir şey olamayacağını söylediler. Bunun üzerine rektör bunun zor olacağını yine de bakacaklarına dair kaçamak sözler yuvarlayınca, Komite Üyeleri Doğu ve Güney doğu Üniversitelerinin birçoğunda bu bölümler var denildi. Fakat bu taleplerin üzerinden uzun bir zaman geçti ancak Rektör İrfan Aslan sadece desinler diye Ehmedê Xanî isimini zikretmiş. İş hayata geçirilmeye geldiğinde hiçbir şey de yapmadı, yapılması da mümkün değil sebebine gelince Rektör İrfan Aslan da kendisi gibi Üniversite hocası olan İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler gibi aynı düşünceye sahip olduğunu düşünüyorum. Eğer değil ise yukarıda sözü geçen taleplerin üniversitemiz bünyesinde bir an önce hayat bulmasını sağlaması gerekmektedir. Aksi takdirde kendisi hakkında düşüncelerimiz devam edeceği gibi yapılan taleplerde de ısrar edilecektir. Ülkemiz Demokratikleşmeye ve normalleşmeye doğru giderken bir de bu bölgede bulunan Üniversiteler daha çok Barış sürecine katkı, çaba sağlamaları gerekirken üniversitemiz gittikçe bu alanlarda gerilemektedir. Şimdiye kadar demokrat olmak, bölgenin kültürüne ve değerlerine sahip çıkmak adına hiç bir şey yapmamıştır. Yakın zamanda üniversitede yönetim değişikliği yapıldı. Yazın yapılan rektörlük seçiminden dolayı kendisine destek olmayan Ağrılı öğretim elemanlarına karşı yaptığı oligarşiyi her fırsata belli ediyor. Yönetimde yer alabilecek 12 Ağrılı öğretim üyesi olmasına rağmen rektörlük seçiminin kininden dolayı hiçbir Ağrılı?yı yönetime almadı. Yine daha önce Ağrılı olan 5 öğretim üyesi üniversite yönetiminde iken yapılan yönetim değişikliğinde tamamını tasfiye etti. Sayın Rektör Ağrı Üniversitesinde tüm Ağrılı ları temizlediği ile övünüyormuş Görüldüğü gibi üniversitemizin özgürlüğü, Adalet ve demokrasi anlayışı ortada.

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor