Tarih: 02.11.2014 11:43

AĞRI`NIN ADI ABDİGOR`UN TADI

Facebook Twitter Linked-in

Niye tanınmıyor? Çünkü tanıtanı yok, yönetenler de her halde daha önemli işlerle meşgul oldukları için Ağrı’yı tanıtmaya vakit bulamıyorlar da ondan!..
Devlet kayıtlarındaki illerin gelişmişlik sıralamasında sondan birincilik dışında bir özelliği yoktur Ağrı’nın. Bu da bağımsız kuruluşlar tarafından resmen açıklandığı için biliniyor. Yoksa yetkililere kalsaydı bu da belli olmayacaktı. Onun için Ağrı’nın bilinen en önemli özelliği bu geri kalmışlık derecesidir.
Fakirliği Resmi Gazete haberi ile tescillendiği halde, Ağrı, yine de güllük gülistanlık olarak gösteriliyor. Kürtçede bir ata sözü var “ malda tıne avranok, nave jınê dindarok” (içi beni dışı seni yakar) misali Ağrı, merkezi hükümete olduğundan değişik takdim edilmekte, böylece devlet yardımlarının gelmesi de engellenmektedir. Onun için resmi gazetede ilan edilen bilgiler dışında Ağrı hakkındaki iyi haberlerin çoğu, gazeteci diliyle asparagas.
Her gün basında duyuyoruz, iller, geleneksel tanıtım günlerinde ülke çapında görücüye çıkıp sanatıyla, eğitimiyle, yerel kültürleriyle, yerel ürün ve yemekleriyle sergi ve stant açıp Türkiye insanlarına kendilerini tanıtmaya çalışıyorlar. Daha çok Ankara ve İstanbul’da yapılan tanıtım günlerinde de ne yazık ki Ağrı’nın adı yoktur.
Demek ki ya tanıtılacak bir şeyi yoktur ya da tanıtacak yöneticilerden mahrumdur. Önceleri, Ağrı Dağına yapılan tırmanışlar Doğu Beyazıt’ta yapılıyordu. Son yıllarda tırmanışlar daha çok Iğdır tarafından yapılmaya başlandı. Çünkü Iğdır, Ağrı Dağına ciddi şekilde yatırımlar yaptı ve dağcıları kendi tarafına yönlendirmeyi başardı. Elimizde kalan Doğu Beyazıt’ın ABDİGOR köftesi, İshakpaşa Sarayı ve Meteor Çukuru, Nuh’un Gemisi, Balık Gölü. Bunları bile değerlendiremiyoruz.
Geçtiğimiz haftalarda Iğdır’ın tanıtım günü vardı. Daha düne kadar Doğu Beyazıt büyüklüğünde bir ilçe olan Iğdır, Belediyesiyle, Valiliğiyle, Üniversitesiyle, oda ve STK’ları ile öyle bir tanıtım günü yaptılar ki, katılanlar adeta Iğdır’ı yaşadılar. Aynı günlerde Kars ve Ardahan illeri de tanıtımlarını yaptılar.
Kars, Iğdır ve Ardahan illerinin nüfusuna bakıldığında üç ilin toplam nüfusu, Ağrı’nın nüfusu kadar etmiyor. O zaman insan düşünmeden edemiyor “bizim ne eksiğimiz var” diye. Buradaki asıl eksiğimiz müteşebbis sıkıntısıdır. Nitekim geçen yıl bir Balık Gölünde bir Festival yapıldı, bu yıl tekrarlanamadı. Oysaki o zaman yapılan açıklamalara göre bu festival her yıl yapılacaktı.
Bir diğer eksiğimiz ise, o da, bu güne kadar Ağrı’nın yönetim standardının hiç değişmemiş olmasıdır. Yasalar ve anayasalar değişti fakat Ağrı’nın yönetim kuralları hiç değişmiyor. Dolayısıyla Ağrı, hep geriden takip ediyor Türkiye’yi.
Bir de bütün bu olumsuzluklara rağmen Ağrı’yı yönetenleri çok başarılı göstermek gibi bir hastalığımız da vardır. Onun için gelen idareciler hiçbir risk almadan sürelerini doldurup yaşa, var ol sloganları ile daha büyük yerlere gidebiliyorlar.
Hasbelkader bir Ağrılı yönetici varsa onun da adeta canına okuyoruz. En ufak bir hatalarını bile affetmiyor, hemen şikayet ediyoruz. Biliyoruz ki Ağrılı bir yetkiliyi harcamak çok basit. Hele bir iki malum yaftalardan da yapıştırdık mı hemen yolcu ediliyor. O sebeple 600 bin nüfuslu Ağrı’da yerli yönetici yok denecek kadar azdır.
O sebeple aslında acınacak durumda olduğumuz halde kendimizden bihaberiz. Bütün illerde ekonomik ve sosyal göstergeler devamlı yükselişte iken, Ağrı, nerede ise dibe vuracaktır.
Çünkü çalışan yoktur, milletvekilleri, yerli bürokratlara karşı adeta savaş açmış durumdalar. Sanki kendileri bir daha aday yapılacaklarmış gibi, Ağrılı bürokratların aday olabileceklerinden endişe duyuyorlar, çünkü kendileri dışında hiç kimseyi siyaset sahasında görmek istemiyorlar.
Dışarıdan gelen bürokratların önemli bir bölümü ise hiç bir şeyler üretmeden, ya da bir proje geliştirmeden Ağrı’yı sadece basamak olarak kullanıyor, dolayısıyla 81 il içindeki sondan birinciliğimiz yıllardır devam ediyor. Unutulmaması gerekir ki Ağrı’nın sorun ve sıkıntılarını en iyi yine Ağrılı bürokratlar bilir.
Dikkat edilirse çevre illerdeki rektörlerin, il ve şube müdürlerinin çoğu oralıdır. Biz de ise tam tersi bir durum söz konusudur. Turizm müdürü ve Özel idare sekreteri dışında Ağrılı yönetici kalmadı. Bunların da siyasi ayakları olmadığı için bu güne kadar yerlerini korumayı başardılar.
Binaenaleyh milletvekillerimizin, Ağrı’nın bu durumunu görmezden gelmeleri gerçekten bir talihsizliktir. Ne diyelim? Kader utansın. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —