Çok değil bundan 10 yıl öncesine gidildiğinde halk arasında Ağrı milletvekillerinin işlevi bu güne nazaran çok değişikti. Başka bir ifade ile milletvekilleri halk ile doğrudan muhataptı ve seçmen ile iç içeydiler.
O nedenle her hangi bir sorunu olan hemşeriler, öncelikle tanıdıkları bir milletvekiline derdini anlatır, ondan yardım isterdi.
Milletvekili de seçmenin bu sıkıntısını duruma göre valiye, genel müdüre, müsteşara ya da bakana götürerek bir şekilde çözüm bulmaya çalışırdı.
Milletvekillerinin ofisleri seçmenlerle dolup taşıyordu. Gelen bireysel talepler zaman içerisinde öyle arttı ki bunları karşılamakta büyük sıkıntılar yaşadılar, bu kere sırf bu işleri takip etmek için vekillerin emrine danışmanlar tayın edildi.
Daha sonra, milletvekili ile seçmen arasındaki bu ilişki çok azaldı. Milletvekillerinin sadece yasama görevine yönelmeleri nedeniyle, vatandaşların bireysel işleri eskisi gibi takip edilmedi, dolayısıyla Ağrı´dan Ankara´ya gelişler de azaldı.
Hayatın her alanını kapsar bu suskun pişmanlık,ya iyi niyetinden vurulur insan ve yahut bilmemezliğinin kurbanı olur.
İşin garip tarafı ise yanlışlar, tekrarı ile alışkanlığa dönüşür zaman içerisinde.
Sistemi sorgulamak değil maksadımız zira sistemi yaratan bizim kararlarımız, bizimkisi naçizane kararlarımızı sorgulamaktır.
Yanılgı tekrara dönüşmesin gayesi ile kararlarımızı bize fayda sağlamadığı yerde sorgulamakla mükellefiz bir yerde, düşünme yetisi olan insanlar olarak.
Bizler neden seçim yaparız, toplum ve insan hizmetinden istifade etmek adına, bizi temsil edenlere bir nevi, sana güveniyorum, ulaşamadığımız yerlere ulaş, olmazlarımızı olur kıl diyerek yetki vermek gayesi ile vatandaş olarak.
Evet, yanlış okumadınız yetkiyi halk verir kendini temsil etmesi adına, yoksa sizlerin reyini alabilmek adına, can ciğer olup, her derdinizi, yetkiyi alana dek dinleyen bu zatı muhteremler şayet bugün tepeden bakıyorlar ise buna izin veren hepimizin seçimleridir.
İşte burada, ama önceden öyle değildi dediğinizi duyar gibiyim, bu durum ise tamamen iyi niyetin suiistimaline müsait karakter meselesidir.
Bu da karşı tarafın ayıbıdır, aşikârane.
Yegane çözüm ise hiç istisnasız, icraate bakarak verilecek kararlarla mümkündür.
Hacı dediğin, koynundan haçı çıkarıp gözüne sokuyor ve sen hala ona hacı demekte ısrar ediyorsan, kusura bakma kardeşim, her türlü muamaleye layıksın, ötesi yok gayrısı senin hatandır.N.Çelik...
9411,13%0,46
34,56% 0,25
36,04% -0,51
3000,45% 1,31
5010,37% 1,12
Ağrı
22.11.2024