Tarih: 25.03.2025 17:44

AĞRILI BÜROKRATLARIN TÜKENİŞİ

Facebook Twitter Linked-in

Mehmet KOÇ

Bir dönem Ankara’da çeşitli bakanlıklarda güçlü bir Ağrılı bürokrat kadrosu varken, bugün gelinen noktada adeta bir çölleşme yaşandığını söylemek mümkün.

 Eskiden Çevre Bakanlığı başta olmak üzere birçok kamu kurumunda genel müdürlerden daire başkanlarına kadar önemli mevkilerde Ağrılı isimler bulunuyordu. Ancak bu durum zaman içinde tersine döndü ve neredeyse tamamen ortadan kalktı  

Bürokraside en fazla Ağrılı atamasının yapıldığı dönemlere bakıldığında, Allah sağlıklı ve uzun ömürler versin, Sayın Ziyaeddin Tokar’ın Çevre Bakanı olduğu yıllar ile Mikail Aydemir’in milletvekilliği dönemi öne çıkmaktadır.

 Bu süreçte Ziyaeddin Tokar onlarca hemşerisini üst düzey yönetici pozisyonlarına taşırken, Mikail Aydemir de hem yeni atamaların önünü açtı hem de mevcut bürokratların yerlerini korumaları için büyük çaba sarf etti.

Merhum Sağlık Bakanı Yaşar Eryılmaz ve Devlet eski Bakanı merhum Cemil Erhan da kısa süreli bakanlıkları dönemlerinde bazı Ağrılı bürokratların devlet kademelerinde yer almasına katkı sağladılar. 

Bu dönemlerde Ağrılı bürokratlar devletin birçok kademesinde etkin roller üstlendi ve hemşehrilerine büyük destek sundular.

Ancak, zamanla bu destek mekanizmaları çözüldü. Özellikle Mikail Aydemir’in bir daha seçilmemesi, Ankara’daki Ağrılı bürokratların sahipsiz kalmasına neden oldu. Sonraki dönemlerde seçilen milletvekilleri, bürokrasideki Ağrılı isimleri sahiplenmek bir yana, onları potansiyel rakip olarak görmeye başladılar. Bu da büyük bir tasfiye sürecini beraberinde getirdi.

Bir zamanlar her bakanlıkta Ağrılı bir yönetici bulunurken, bugün üst düzeyde bir tane bile kalmadı. Orta kademede görevde kalanlar ise etkisizleştirilerek pasif görevlere çekildi ve adeta emekliliklerini bekler hale 

Sadece milletvekilleri değil, partinin il yöneticileri de bu tasfiye sürecini seyretti. Bürokrasiye yeni Ağrılı isimlerin girmesine katkı sağlayacaklarına, devlette işi olan vatandaşların doğrudan kendilerine gelmesini sağlama çabası içine girdiler. Oysa Ankara’da güçlü bir Ağrılı bürokrat ağı olsaydı, Ağrı’dan gelen vatandaşlar en azından yol yordam öğrenebilir, işlerini daha kolay halledebilir ve devlet kapılarında zorlanmazdı. 

Asıl düşündürücü olan, Ağrılıların devlette güçlü bir temsiliyete sahip olmasının kime ne zararı vardı?

Bugün Ankara’da Ağrılı bürokratlar yok denecek kadar azalmış durumda. Bunun temel nedeni, bazı siyasetçilerin bu isimlerin başkentte siyasi çevreler edinerek milletvekili adayı olabilecekleri endişesine kapılmasıdır.

Bu gün Ağrı merkezde bile bürokraside üst yönetimde etkin isimler kalmadı. Yerel siyasetçiler, yerli bürokratları rakipler olarak görüp tasfiye etmeyi tercih etti. Ancak bu sadece bireysel kariyerlerin gerilemesi değil, aynı zamanda Ağrı’nın devlet nezdindeki temsiliyetini de yok etti.

Şimdi yapılması gereken, geçmişte olduğu gibi liyakatli ve işini bilen Ağrılı isimlerin bürokrasiye kazandırılması için yeni bir irade ortaya koymaktır. Aksi takdirde, Ağrılıların devlet içindeki varlığı giderek silinecek ve ilerleyen yıllarda bu eksikliği gidermek çok daha zor hale gelecektir.

Binaenaleyh bürokraside güçlü bir Ağrılı temsiliyeti sağlanmadığı sürece, vatandaşlar Ankara’da işlerini çözmekte zorlanmaya devam edecek, siyasi manevralar yüzünden hemşerilerimiz devlette hak ettiği yerleri alamayacaktır. 

O nedenle etkili ve yetkili Ağrı siyaset otoritesinin kişisel hesaplardan sıyrılıp, namı diğeri Karakösenin geleceğini düşünen bir yaklaşımı benimsemenin zamanı gelmiştir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —