İsmini, sınırları içerisinde barındırdığı, görkemli Ağrı dağından almış olan Ağrı, üzülerek söylüyorum ki, şimdilerde birilerinin biryerlere gelebilmek için basamak olarak kullandığı yol geçen hanına döndü.
Kabul etmek gerekir ki son yıllarda Ağrı’dan belirgin bir kaçış var. Bunu Ağrı’nın azalan nüfusundan da anlamak mümkündür. Nitekim nüfus azalması nedeniyle Ağrı’nın milletvekilliği sayısı bile düştü.
Nedendir bilinmez, ezeli böyle oldu gidişat gösteriyor ki ebedide değişmeyecek.
İşin can alıcı yanı, mevcut şartların el birliği ile düzeltilmesi yerine işsizlik ve artan geçim sıkıntısı sebebi ile yerel halkında mecburi göç etmesi de Ağrı iline olumsuz üstüne olumsuzluk eklemesidir.
Öyle ki artık Ağrı’dan kaçış, kamu görevlileri arasında da yaygınlaştı. Başlangıçta kadro kapmak ve sonrasında da daha güzel yerlere atanmak düşüncesiyle Ağrı’ya gelen bazı üst dereceli kamu görevlileri; daha sonra bu planları tutmayınca bir bahane uydurup Ağrı’dan kaçıyorlar.
Anlayacağınız 81 il içinde sondan birinci olan gariban ve sahipsiz Ağrı, bazı kamu görevlileri tarafından önce basamak olarak kullanılıyor, kadrolar alınıp, makam ve ek göstergeler hakedildikten sonra, bir üst göreve atanamayacağını anlayanlar, bu kere ailevi nedenler gibi duygusal gerekçeleri ön plana çıkararak ya emekli oluyorlar ya da istifa ediyorlar.
Bu tespitler, asla farazi değil.