AĞRI DAĞI'NDA BUZULLAR ERİYOR: 'ZİYARETLER KONTROL ALTINA ALINMALI'

AĞRI DAĞI'NDAKİ BUZULLAR ERİMESİ ENDİŞEYE NEDEN OLUYOR. ZİYARETLERİN ERİMEYİ ARTIRDIĞINI VURGULAYAN UZMANLAR, ERİMEYİ YAVAŞLATMAK İÇİN ÖNLEM TALEP ETTİ.

Kültür-Sanat 23.07.2023 12:37:00 0
AĞRI DAĞI

Türkiye’nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı, 17 Kasım 2004'te Milli Park ilan edildi. 5 bin 137 metre yüksekliğindeki Ağrı Dağı, her yıl dünyanın dört bir yanından gelen dağcılar ve turistler tarafından ziyaret ediliyor. Dağın zirvesindeki şapka buzulları ise küresel ısınmanın etkisiyle eriyor. Uzmanlara göre bu ziyaretler hem risk taşıyor hem de buzulların erime sürecini hızlandırıyor.

'SICAKLIK ARTIŞIYLA BİRLİKTE ERİME DE DEVAM EDECEK'

Buzullardaki erimeyi, Artı Gerçek’e değerlendiren Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Onur Şatır, sıcaklıklardaki artış nedeniyle erimenin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Şatır, “Meteoroloji istasyonlarının verilerine göre ısınma yönünde bir eğilim var. Son 50 yıla baktığımızda tablo bu. Karadeniz’deki birkaç istasyon dışında Türkiye’de durum bu. Dünyada da durum böyle Dolasıyla buzullardaki erime de devam edecek. Bu kaçınılmaz bir şey. Ağrı ve Cilo’daki buzullar da bu durumdan nasibini alıyor. Ağrı Dağı’nda kütleler halinde kopmalar yaşanıyor" dedi.

'AĞRI DAĞI 31 METRE YÜKSEKLİK KAYBETTİ'

Doğu Anadolu Çevre Platformu Ağrı temsilcisi

Mehmet Nuri Taşdemir

ise Ağrı Dağı buzullarındaki erimenin 30 yıldır devam ettiğine dikkat çekti. Son yıllardaki erime sonucu dağın 31 metre yükseklik kaybettiğini vurgulayan Taşdemir, "Ağrı Dağı’nın yüksekliği daha önce 5165 metre iken geçen yıl ağustos ayında gittiğimizde 5134 metre olarak tespit ettik. Bu 31 metrelik bir kayıp anlamına geliyor. 15 katlı bir apartmanın uzunluğuna denk geliyor. Dağın rakım kaybetmesi devam ediyor. Bu oldukça tehlikeli bir durum. Böyle giderse birkaç yıla zirvede kar kalmayacak" diye konuştu.

'BUZULLARLA BİRLİKTE KOPAN KAYALAR SEL RİSKİ YARATIYOR'

Erime sonucu buzullardan kopan kütlelerin aşınması ve sürtünmesiyle dağ yüzeyinde tahribatların yaşandığını belirten Taşdemir, “Küresel ısınmayla beraber yaşanan bu erimenin sonucunda dağın fiziki yapısı da bozuluyor. Güneşi yoğun alan yerlerde kopan büyük kütlelerin hareket etmesiyle dağ da tahribata uğruyor. Her yıl tonlarca kaya ve toprak, eriyen buzul sularıyla kayıyor ve dağın eteklerinde bulunan Öküz Deresi ve Cehennem Deresi’ne yığılıyor. Bu aynı zamanda bir sel riski taşıyor" dedi.

'ZİYARETLER ERİMEYİ HIZLANDIRIYOR'

Ağrı Dağı zirvesi, her yıl yüzlerce doğasever ve sporcu tarafından ziyaret ediliyor. Bu ziyaretlerin de erime sürecini hızlandırdığı belirtiliyor. Doç. Dr. Onur Şatır, erime seviyenin yüksek olduğu buzulların ziyaretlere tamamen kapatılması gerektiğini dile getiriyor:

"Bazı yerlerde üst örtüde görünmeyebilir ama alttan eriyerek küçük dereler oluşuyor. Böylece boşluklar oluşuyor ve basınca taşımayabiliyor. Gevşeyen yerlerde de kırıklar olabilir. Bazı yerler kapatılabilir. Basmalar da erimeyi hızlandırabiliyor, buzul sıkışıyor. Elbette insanlarda bir merak var, gidip görme açısından. Bunun riski var. Güneşi almayan yerler ziyarete açılabilir. "

Taşdemir ise yoğun ve kontrolsüz ziyaretlerin bölgeyi kirlettiğine dikkat çekiyor: "Yapılan ziyaretlerin ardından bölge kirleniyor, poşetler ve plastik atıklar atılıyor. Bunların doğaya karışma süresi oldukça uzun."

ERİME NASIL YAVAŞLATILABİLİR?

Buzullardaki erime önlenemese bile yavaşlatılabilir. Doç. Dr. Onur Şatır, alınabilelecek önlemleri şöyle sıraladı:

“Buzulların erimesi devam edecek ama erimeyi yavaşlatacak çözümler var. Örneğin elyaf kumaşlarla örtülebilir. Bu kumaş sistemi oldukça etkili, maliyeti de yüksek değil. Erimekte olan buzulların üzerinin örtülmesi İtalya’da uygulanıyor. Burada da uzmanlar eşliğinde uygulanabilir. Erimeyi engellemek demek, buzulu daha uzun süre tutmak demek. Bir de buzulun tamamını kapatmaya gerek yok. Güneş ışığını sürekli gören yamaçların erimesi fazla oluyor, sadece buraları örtmek de yeterli olacak. "

Hakkari Cilo Dağı’nda geçtiğimiz günlerde iki dağcının öldüğüne dikkat çeken Şatır’a göre ziyaretçilerin can güvenliği için bu uygulama hayata geçirilmeli.

Taşdemir ise ziyaretlerin kontrol altına alınması ve 2004 yılında Milli Park ilan edilen zirve için mevzuatın uygulanması gerektiğini belirtiyor:

“Giriş çıkışların kontrol altına alınması lazım. Belli rotalar belirlenmeli ve turistler bilgilendirilmeli. Yine ateş yakmak gibi buzulları direkt etkileyecek aktivitelerin önlenmesi gerekiyor. Daha önce Milli Park edilmişti. Ama bu statü pratikte uygulanmıyor. Milli Park ilan edilen yerlerde belli bir mevzuat uygulanıyor. Giriş çıkışlar kontrol alınması ve götürülen bütün malzemeleri kontrol altına alınması ve dönüşte geri getirilmesi gibi. Çöp sorununa tedbir alınması lazım."

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün '2023 Kış Ortası Su Kuşu Sayımı'nda; nesli tükenme tehlikesi altındaki türlerden altısının sayısının daha da azaldığı, birinin ise arttığı belirlendi.

Artı Gerçek - Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün (DKMP) Genel Müdürlüğü'nce, yaban hayvanlarının yaşam alanları ile birlikte korunması, geliştirilmesi çalışmaları kapsamında 145 sulak alanda yapılan sayımda; Uluslararası Doğa Koruma Birliği'nin (IUCN) kırmızı listesinde bulunan nesli tükenme tehlikesi altındaki türlerin popülasyon değişimleri de tespit edildi.

Sayım sonuçlarına göre IUCN'nin kırmızı listesinde bulunan Türkiye'deki türlerden altısının sayısının daha da azaldığı, birinin ise arttığı belirlendi.

DİKKUYRUK SAYISINDA CİDDİ AZALMA

Kırmızı listede 'soyu tükenme tehlikesi çok büyük olan türler' arasında bulunan 'dikkuyruk', 4 farklı alanda 8 birey olarak sayıldı. Dikkuyruk, 2021'de 1445, 2022'de ise 88 adet olarak sayıldı.

Listede 'soyu tükenme tehlikesi büyük olan türler' arasında yer alan 'ada martısı' geçen yıl 2 adet sayılırken bu yıl 1, 'elmabaş patka' geçen yıl 58 bin 429 adetken, bu yıl 32 bin 850, 'küçük sakarca' geçen yıl 2 adetken, bu yıl 1, 'yelkovan' geçen yıl 3 bin 784 adetken bu yıl 2 bin 351, 'büyük orman kartalı' geçen yıl 9 adetken, bu yıl 7 olarak sayıldı. Yine aynı kategorideki 'kulaklı batağan'ın sayısı ise 1'den 13'e yükseldi.

Listede 'şu anda tehlikede olmayan fakat yakın gelecekte tehlikedeki türler' kategorisinde yer alan 'büyük kumkuşu' 6 birey olarak gözlendi. 2017'de 56 adet olarak sayılan büyük kumkuşu, sonraki yıllarda 6'ya kadar geriledi. 'Çamur çulluğu' 1036 birey olarak sayılırken, 'kız kuşu' 12 bin 763, 'pasbaş patka' 180, 'poyraz kuşu' 181, 'tepeli pelikan' 1995 birey olarak sayıldı. 


  • BIST 100

    9863,27%1,88
  • DOLAR

    34,75% 0,10
  • EURO

    36,60% 0,33
  • GRAM ALTIN

    2957,36% 0,48
  • Ç. ALTIN

    4831,50% 0,59

Egazete


  • Çarşamba 0 ° / -8 ° Güneşli
  • Perşembe 0.8 ° / -7.1 ° false
  • Cuma 2.3 ° / -5.5 ° false

Ağrı

04.12.2024

  • İMSAK 05:36
  • GÜNEŞ 07:06
  • ÖĞLE 12:03
  • İKİNDİ 14:29
  • AKŞAM 16:50
  • YATSI 18:14