Tabiattaki varlık ve dengeye duyarlıca baktığımızda, çeşitli anlam ve ifadeler duyarız. Her bir vücut azasının bizlere bir anlam ifade ettiği gibi, dünya'nın fiziksel vücudunun azalarıda bizlere anlamlar ifade ederler.
Ağrı dağı, "Bana bakın" diyor. Gemi işareti, "ben kurtarıcıyım" diyor. Meteor çukuru, "ben yok ediciyim" diyor.
"Oku" emrine binaen, bu üç coğrafik yazıda bu ifadeleri okumak mümkündür.
Bir yetkilinin, o'na tabi olacak kişilere ceza ve mükafat uyarısı vermesine benzeyen bir ifade bütünlüğü vardır.
Kouşacak olan kişi önce dikkati kendisine çevirir, sonra söyleyeceklerini söyler.
Benzer şekilde bu birbirine zıt iki ifade de, önce dikkat çekmek için dikkat çekici bir dağın sunuculuğunda bulunmaktalar.
Bu okuyuş biçimi bir efsane olsada, tartışmasız olarak, olmayı yada olmamayı temsil eden iki varlık oldukları ortadadır.
Çarpıcı bir taş ile kurtarıcı bir gemiyi bir çocuğa sunsak, aynı ifadeleri çıkarır.
DOĞUBAYAZIT OLARAK, YANIMIZDAKİ BU İFADELERİ DİNLEYİP SORUMLULUĞUMUZUN BİLİNCİNE VARALIM Kİ, İNSAN OLUŞ BEDELİMİZİ ÖDEMİŞ OLALIM.
Bu ifadeler, bizlere dünya'nın var oluş yada yok oluşunun bizlere bağlı olduğunu ortaya koymuştur. Her ikisinide yapabilecek yetkili bir kudret, bizlere yaşam iş'i tamam mı? Devam mı? Diye bir soruyu levha misali yanı başımızda asmış gibi...
Eğerki bu yaşam ve dengenin varlığını ve sağlığını istiyorsak, bizde bunu yaşam biçimimizle ifade etmeliyiz. Bir ağaç dikmek yada hayvanlar için bir yerlere yem bırakmak, "yaşam devam etsin" ifadelerindendir. Canlılara saygısızlık ve doğaya tahribati davaranmak ise, "yaşam yok olsun" anlamını ifade eder.
Her bir davranışımız anlam ve ifade olarak, var olmaya yada yok olmaya kullanılan birer oy'dur.
Kısacası sorumluluk bizde...
Özellikle kazai olmayan tercihi davranışlarımıza dikkat etmeliyiz. İmkan ve irademiz dışında cereyan eden her olay, kazamızdır. İmkanımız dahiline giren her şey, tercihimizin seçenekleridir.
Örnek olarak: lokmayı yutmaya kadar olan süreç, tercih kapsamındadır. Yuttuktan sonraki lokmanın gördüğü işlem süreci ise kazai süreçtir.
İrademiz dışı tabiat olayları kaza alemidir. Bizler bu kaza alemi içinde tercih sahipleriyiz. Doğubayazıt olarak bu kazai ifadeleri insanlığın faydasına olacak şekilde kullanmayı tercih etmeliyiz.
DOĞUBAYAZIT'TA YAŞAYANLARIN, DOĞUBAYAZIT'TAKİ KAZAİ SÖZLERİN HEM GEREĞİNİ YAŞAYIP HEMDE BU SÖZLERİ DÜNYA'YA DUYURMA SORUMLULUĞU VARDIR.
O sözlerin gereği şudur: ya gemi olup dünya'yı kurtaracağız... yada meteor taşı olup dünya'yı yok edeceğiz... yani, iyi yada kötü olma durumu.
Ağrı dağının kendisi, meteor çukuru ve Nuh'un gemisinin iz'i, tüm dünyaca dikkate değer varlıklardır. Bizde bu umut verici ile korkutucunun aynı bölgede oluşunun anlam ve ifadesini dünya'ya sunarsak, bu varlıkların sadece dikkat çekicilik özelliklerini değilde, aynı zamanda üzerinde derince düşünülecek boyutlarınıda sunmuş oluruz.
Bir ormanı yok ettiğimizde, ondan kalacak olan birkaç çekirdek yardımı ile tekrar bir orman temin edilebilir.
Nuh'un hikayeside, tam buna benzer olarak yok olan insanlıktan tekrar çoğalmak üzere insanlık ormanından kalma çekirdekleri ifade eder.
Doğubayazıt bu çekirdeklerin ekildiği bölge olarak, insanlığı kurtarma misyonuna sahiptir. Yani doğubayazıt'tın konum itibarı ile doğal görevi, dünya'yı kurtarmaktır.
Dünya, sosyal refah ve huzur ruhu'nu
Doğubayazıt'ta alacak. Nuh peygamber, bıraktığı eserinin haalen aynı görevi sürdürdüğüne tanık olacaktır.
İlerde sosyal dünya tek vücut haline geldiğinde, Ağrı dağı barındırdığı bu ifadeler sebebi ile, dünya vücudunun yaşamsal sorumluluğunu taşıyan baş kısmı olacaktır.
Doğubayazıt olarak o sorumluluğu his edebilmemiz gerekir. His edebilirsek, dünya'nın ne şekilde refahlı olabileceğine dair ilhamlar alabiliriz.
9293,99%2,90
34,48% 0,06
36,42% 0,23
2953,86% 0,65
4949,95% 0,45
Ağrı
21.11.2024