Tarih: 30.05.2014 09:28

AĞRI SEÇİMİ VE SAMİMİYET

Facebook Twitter Linked-in

Maksut KONYAR Yazıyor
Belediye Başkanı, tüm belediye ve il meclis üyelerinin tamamını kazandı. İki dönem bu destek devam etti. Referandumlarda da diğer illere göre en yüksek desteği Ağrı’dan aldı. Peki, buna karşılık ne tür bir hizmet Ağrı’ya geldi? Ağrı Gayrı Safi Milli Hâsıladan halen en az pay alan ildir. Burada anlatmaya çalıştığım Ağrı’da bulunan Ak Partili yerel yöneticilerin iş bilmezliği, başarısızlığı asla değildir. Sorguladığım Türkiye’de genel gelir ve hizmet dağılımında Ağrı ne kadar pay alıyor?
Batıda yapılan bir viyadük parası kadar yatırım veya hizmet Ağrı’ya henüz girmedi. Şimdi Başbakan ve tüm kabinesi ile iptal edilen 1 Haziran’da yeniden yapılacak mahalli seçimler için Ağrı iline adeta çıkarma yapılması, sanki Ağrılıların başına talih kuşu konmuş gibi hizmet vaatleri insana hiç inandırıcı gelmiyor. Bu riyakâr tavır orada yaşayan insanların zekâsı ile adeta alay etmek demektir.
Ağrı ili ile beraber tüm Kürt halkının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şahsında, Ak Parti iktidarından en önemli ve öncelikli beklentisi; özgürlükçü ve eşitlikçi temelde onurlu bir barıştır. Kamu gücünü elinde bulunduranlar… Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dâhil bu ülkeyi yönetenlerin tamamına yakını yanıldığı veya kaçırdığı çok önemli bir esas var. O da Kürtlerin öncelik talebi olan “özgürlük temelinde eşitlikçi bir barıştır.” Aş, iş, şan, şöhret, para veya zenginlik ile hizmetten ziyade daha fazla öncelik olan talepleri olmazsa olmazlarıdır. Kürt olarak yok sayılmış, baskılanmış insan olmaktan kaynaklı tüm haklarının iadesi ve bu insani hakların teminat altına alınması, özgürce bir yaşam tek gayeleridir.
Çocukları düşünmenin yolu onların içinde mutlu bir şekilde yaşayacakları barışçıl, özgür ve gelişmiş bir ülke oluşturmaktan geçiyor. İktidarın topluma verdiği algı ise; can yakıcı öncelikli meselemiz olan Kürt sorununu özgürlükçü, eşitlikçi bir temelde çözme yerine seçime yaklaşıldığında birkaç palyatif (geçici) adımla oyalama, kandırma taktiğiyle zaman kazanma, sorunu çözme yerine geçiştirmek, rafa kaldırma şeklindedir. Başbakanın Kürt meselesine bakışı maalesef tekçi ve inkârcı gibi algılanıyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın salı günkü grup toplantısında ve akabinde dün Ağrı’da yaptığı mitingdeki konuşması çok nobran ve tehdit variydi. Başbakan, PKK’ye giden çocuklarla alakalı hiç gerçekçi bir değerlendirme yapmıyor. “Bu çocuklar bu yaşta PKK’ye neden gidiyor” diye kafa yormak, sorgulamak yerine suçu PKK’ye veya HDP’ye atması gerçeklerden kaçmak anlamına geliyor. İktidarın bu yaptığına halk deyimi ile “topu taca atmak” denir. Ülkeyi yönetenler hiçbir zaman Kürt sorunu ile alakalı gerçekçi rasyonel bir değerlendirmede bulunmadı, gerçek boyutu ile inceleyen bir bakış açısı maalesef bir türlü sağlanamadı. Bu yanlış değerlendirme paradigması sonucu çok ağır bedeller ödendi. Netameli riskli durum halen devam ediyor.
Allah’ın ismi azamlardan biri de ‘HAK’tır. Kürt çocuklarının başta anadilde eğitim olmak üzere her alanda devleti eşitlikçi bir yapıya kavuşturmak üzere HAK talebi mevcut. Başbakan “Asimilasyon bitti” diyorsun! Çok güzel, peki bunun karşılığı nedir?
Sayın Başbakan, tehdit savurmayı, A,B,C,D kötü mühendislik planlarını bırakın, Kürtler tüm coğrafyalarında karakol yapımını istemiyor. İnsani hizmet bekliyor. Zira o Kürt çocuklar çok iyi biliyorlarki inşaya çalışılan o karakollarda amca, dayı, baba, ağabeyleri devlet görevlileri tarafından alındıktan sonra ne işkenceler yaşadıkları hafızalarda halen tazeliğini koruyor. Başlarına o karakollarda neler getirildiği binlerce faili meçhul cinayetlerle sır değildir.
Başbakan şu gereği hiç unutmamalı iktidarını en çok Ağrılılara ve kahir ekseriyet Kürtlere borçlu. Bu destek bila bedelle verildi. Kürtler ihanete uğradı ancak asla ihanet etmediler. Bu yaşanmışlıklarıyla ortada sabittir. Talep amasız, riyasız özgürlükçü ve eşitlikçi gerçek manada kardeşlik hukukunun tesis edildiği, huzur ve barış içerisinde yaşanabilir bir ülkedir. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —