Tarih: 12.09.2013 10:54

AĞRI DAĞI CEZB EDİYOR

Facebook Twitter Linked-in

Ağrı Dağı, Yüzlerce öyküye, şiire, türküye konu olmuş, Türkiye ve sınırın diğer yakasındaki Ermenistan için büyük anlamlar içeren o büyülü yükseklik. Dünyadaki yüzlerce dağcının zirvesini görmediği için kendisini eksik hissettiği, mutlaka zirvesine ulaşmak için ter dökmek istediği Ağrı’ya tırmanmak için yoldayız. İlk durağımız Iğdır Havaalanı. Ağrı, uçaktan daha indiğimiz anda görkemli duruşuyla “merhaba” diyor bize. Tırmanmak için can atıyoruz.
Ekip arkadaşlarım da gazeteci: CNN Türk’ten Ertan Ezen ile Kanal 24’ten Bayram Şahin... İlk olarak 2006’da tırmandığım, zirveye çıkan patikalarında ve zirvesinde geçirdiğim anları unutamadığım o dağa yeniden tırmanmayı deneyeceğiz. Çevre Bakanlığı ile THY’nin desteği ve sponsorluğunda “gazeteleri” ağırlayacak bu kez Ağrı. Niyetimiz, zirveyi görüp, bir belgeselle unutulmaz yolculuğumuzu insanlara da aktarmak. Teknik alet ve edavatlarımızı alıp yola koyuluyoruz. İşimiz kolay değil. Hedef 5 bin 165 metre yükseklikteki zirve.
Dağ ve okyanus
“Dağ görgüsü kazanır Ağrı’yı bir kez görse de kişi/Marmara’dan yirmi yılda çıkaramadığı gerçeği/ Okyanusu beş dakika seyretmekle kavrar” dizeleriyle Ağrı Dağı’na olan hayranlığını dile getiren Cemal Süreyya’nın ne demek istediğini Ağrı’yı görür görmez anlıyorsunuz.
Yaklaşık 800 metre rakımıyla Iğdır Ovası’ndan Ağrı Dağı’na bakarsanız, karşınızda 4 bin metrelik dev bir kütle görürsünüz. Zirvesi sürekli bulutlarla kaplı bu zirve hiç erimeyen buzullarıyla korkutucu olduğu gibi bir o kadar da davetkâr durur serüvenciler için.
1 saatlik yolculuktan sonra Doğubayazıt’a varıyoruz. Burası dağcıların dağa çıkış ve iniş öncesi son hazırlıklarını tamamladıkları nokta. İlçe halkı dağcılara o kadar alışkın ki, hiç yabancılık çekmiyorsunuz. Dağ sosyal yaşamı da oldukça fazla etkilemiş. İlçede her sokak başında, her terasta değişmeyen tek dekor Ağrı Dağı’nın silüeti. Ekip liderimiz Faik Kayhan ile burada buluştuktan sonra tırmanışın başlayacağı Eli köyüne doğru yola koyuluyoruz.
İlk kamp: 3 bin 200
Çantalarımızı kamplara taşıyacak olan at ve katırlara yükledikten sonra, ilk kampımız olan 3 bin 200 kampına doğru tırmanışa geçiyoruz. Ağrı Dağı yüksekliği nedeniyle ara kamplar yapmayı zorunlu kılıyor. Dağcıların yüksekliğe uyum sağlamaları için 3 bin 200 ve 4 bin 200 metrelerde kurulan kamplarda gecelemeleri şart. Böylece yüksekliğin beklenmedik etkilerden bir nebze korunmuş oluyorlar. Yaklaşık 4 saatlik bir yürüyüşün ardından ulaştığımız 3 bin 200 kampının diğer adı; yeşil kamp. Adını hak edecek kadar yeşillikle kaplı bu kamp, zirve öncesi dağa uyum sağlama ve zirve sonrası dinlenme için oldukça uygun şartlar barındırıyor.
Katır yolculuğu
Yol boyunca gördüğümüz her şey Ağrı Dağı’nın uzun yıllar önce aktif olduğu döneme ait eserler. Arabaların ulaştığı son noktada devreye at ve katırlar giriyor. Burada kamp alanları arasında mesafelerin uzak olması nedeniyle neredeyse bütün dağcılar için katırlar vazgeçilmez. Bu teknik, Ağrı Dağı haricinde Niğde-Aladağlarda da oldukça sık kullanılıyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —