Bu zamana kadar yapılan seçimlerde Ağrı´yı, ?çantada keklik´ gören siyasi anlayış bu kere Ağrı Dağına tosladı. Öyle bir tosladı ki param parça oldu.

 Dikkat edilirse Ağrı, siyaset mağdurlarının kurduğu yeni partileri hep desteklemiştir. 12 Eylül yönetimine karşı Özalın ANAP´ını desteklemiş, daha sonra da vesayetçi anlayışa karşı çıkan Erdoğan´ın AKP´sine destek vermiştir.

 Merhum Özal döneminde bir keresinde milletvekillerinin tamamı ANAP´tan seçilmişti. Keza o sırada belediye Başkanlıklarının tümü ANAP´ın eline geçti.

 ANAP döneminde kısa süreli olsa bile yine de Ağrı´ya bir bakanlık verildi, Yaşar Eryılmaz Sağlık Bakanı oldu. Hemşerilerimiz, kısa sürede bakanlığın yararlarından istifade etti,  Ağrı´ya, sağlık ve dış ticaret alanında ciddi olanaklar sağlandı.

 Daha sonra merhum Özal´ın partiden ayrılarak Cumhurbaşkanı olmasıyla yeni yönetim, Ağrı´ya sırtını çevirdi,  Ağrı halkı da bu gün yaptığı gibi yeni siyasi arayışlar içine girmişti.

 2002 yılında, siyaset sahnesine çıkan AKP, Erdoğan´ın yaşadığı mağduriyetler ve partinin Kürt Sorununa olan yaklaşımı nedeniyle Ağrı´da, çok yüksek oranda tercih edildi.

 Daha ilk seçimde çoğunluğu alan AKP, 2. seçimde vekillerin tamamını kazandı, aynı şekilde o dönemde belediye başkanlıkları da büyük ölçüde AKP´ye geçti.

 Sonraki seçimlerde adeta Ağrı´yı ?çantada keklik´ gören iktidar, milletvekili adaylarını belirlerken bile halkı görmezden geldi, memur tayın eder gibi milletvekillerini resen belirledi.

 Çok yetenekli aday adayları olmasına rağmen, bir kısım parti yetkililerine yakın olan ya da ilde görevli bürokratlara danışılarak çok düşük profilli bazı kişiler, Ağrı halkına adeta dayatılmıştır. Bu mantıkla yapılan aday tespiti, hem milletvekilleri için yapıldı hem de belediye başkanları için.

 Dolayısıyla Ağrı Milletvekilleri tam bir biat içinde oldular ve Hükümeti hiç rahatsız etmediler, böyle olunca da Ağrı´nın beklentileri boşa çıktı ve bir iyileşme görülmedi.

 Ağrı milletvekilleri adeta birer bürokrat gibi davrandılar ve hükümeti hiç rahatsız etmediler. AKP´li Emin Çalpan´ın dediği gibi bu dönemde Ağrılı bürokratların tamamı görevden alındığı halde vekillerin bir müdahalesi olmadı.

 Türkiye genelinde başlatılan duble yollar hariç, Ağrı´ya kayda değer bir yatırım yada hizmet gelmedi.

 Başlangıçta Ağrı´ya, bir bakanlık verileceği söylentileri çıkmıştı fakat o da olmadı. Bunun üzerine halk, yavaş da olsa tepkisini koymaya başladı. Öyle ki zafer sarhoşluğu içinde olan AKP, bunu bile fark edemedi.

 Oysaki Yerel Seçimlerde, bu tepkiler bariz bir şekilde ortaya konulmuştu, lakin bunu da göremediler. Çünkü artık halktan uzaklaşmış bir AKP vardı siyaset sahnesinde. Yerel seçimler yapılıyordu AKP´yi temsilen il başkanı Abbas Aydın dışında kimse yoktu ortalıkta.

 Ağrılılar baktı ki bu uyarıların hiç biri ciddiye alınmıyor, bu kere 7 Haziranda toptan bir tepki koydular, öyle bir tepki gösterildi ki, sandıklar açıldığında adeta bir şok yaşandı, Ağrı´da AKP, bir kalemde silinmişti.

 Eski Ağrı gitmiş, Yeni Türkiye gibi adeta yeni bir Ağrı ortaya çıkmıştı. Bu yenilgiyi, baskı ile geçiştirmek abesle iştigal olur. Yenilginin nedenini AKP´nin, Ağrı´ya olan ilgisizliği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın Kürt Sorununa yönelik neo söylemlerinde aramak gerekir.

 Tabi ki AKP döneminde iyi şeyler de oldu. Bu dönemde Kürt Sorunu gündeme geldi, tartışıldı ve halk tarafından büyük ölçüde kabul gördü, hatta nerede ise çözüm noktasına kadar gelmişti.

 Fakat her nedense Erdoğan´ın Cumhurbaşkanı olmasından sonra Kürt Sorunu, nerede ise rafa kaldırıldı. Erdoğan, beklenmedik bir çıkışla Kürt Sorunu yoktur diyerek yeni bir dönem başlattı.

 Başbakanlığı döneminde başlatılan çözüm süreci adeta ilga edilerek yok sayıldı, öyle ki mevcut hükümet bile cumhurbaşkanının bu beyanatları karşısında şaşkınlık geçirdi ve zor durumda kaldı.

 Binaenaleyh, Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP´ye gidebilecek milliyetçi AKP oylarını engelleyeyim derken, verdiği beyanatlarla özellikle büyük kentlerde onlarca milletvekili kaybetti.