Hüseyin DEMİR

ADALET; Hakkı teslim etmek ve kim olursa olsun eşit muamelede bulunmak anlamına gelir öyleyse 15 temmuz fetö hain darbe  kalkışması öncesinde emniyette, yargıda, bürokraside bulunan kişilerin verdiği kararlar adalete uygun mudur? Sizlere soruyorum.

ABD´de Sahte delil oluşturarak bir çocuğu 27 yıl hapse mahkum ettiren polis memurunun 30 yıl boyunca yaptığı tüm dosyalar yeniden incelemeye alınmış.

Mesele bu hakkı hakka teslim etmek 30 yıl boyunca acaba başka mağdur var mı diye tüm dosyaları tekrardan inceleme kararına bu adaletli bir karardır diyebiliriz . Burada ABD yi  örnek alalım demeyeceğim ,çünkü bizim dinimizde adalet anlayışı zaten bunu söylüyor.

 Her Cuma hutbesinde bizlere hatırlatılan ayeti çok dikkatlice düşünmemiz lazım!

?Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.?

Nahl suresi, ayet 90

Adalet, her şeyi layık olduğu yere koymak, doğru hüküm vermek haksızlıktan sakınmaktır. Adaletin zıddı zulüm, haksızlık, adam kayırmak gibi kötü davranışlardır. Hz. Adem´den son Peygamber Hz.Muhammed (sav)´e kadar gelen bütün peygamberler hak ve adalet anlayışını insanlara tebliğ etmek için gönderilmişlerdir. Yer yüzünde ilahi adalete uyulduğu  sürece  insanlar arasında huzur, barış ve sevgi hakim olmuş, ilahi adalet ölçülerine uyulmadığı dönemlerde ise  zulüm, kan, göz yaşı ve haksızlık hakim olmuştur. İslam, hak ve adalet anlayışı üzerinde yükselen bir dindir. İslam dininde adalet denince din, dil, ırk, cinsiyet ve ülke farkı gözet¬meden insanlara, insan olarak yaratıldıkları için  eşit davranmak ve Allah´ın insana doğuştan verdiği can, mal, akıl, namus ve din gibi insan için hayati önem arz eden  hakları korumak akla gelir.  Kahraman ecdadımız   tarihte  bu anlayışla hareket ettiği için asırlarca farklı kültür ve farklı ırklara mensup milyonlarca insanın kardeşçe, huzur içinde bir arada yaşamalarını sağlamıştır. Ne zaman ki  hak ve adalet anlayışından ayrılmalar başlamış işte o zaman  zulüm ve haksızlıklar, bölünüp parçalanmalar  başlamıştır.

ADALET ZENGİNİ BIRAKIP, FAKİRİ CEZALANDIRMAK DEĞİLDİR?

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) adaletin herkes için olduğunu adaletsiz bir hakimiyetin uzun sürmeyeceğini şu örnekle tüm insanlığa göstermiştir. Mahsunoğulları kabilesinden bir kadın hırsızlık yapmıştı. Cezanın tatbik edilmemesi için Üsame bin Zeyd aracı kılınmış. Üsame durumu Peygamberimize söyleyince Peygamberimizin yüzü renkten renge girmiş ve şöyle buyurmuştu: ?Ey Üsame, sizden evvelkilerin helak olmalarının sebebi: zengin ve soylu birisi hırsızlık yaptığında, bir suç işlediğinde  onu bırakırlar, zayıf ve gariban birisi suç işlediğinde ise ona ceza verirlerdi. Allah´a yemin ederim ki eğer Muhammed´in kızı Fatıma da suç işlese aynı cezayı verirdim.? [4]

İşte bu prensip ve bu ruhla koca İslam devleti vücut bulmuş, bu adalet anlayışıyla insanlar akın akın islamı kabul etmişlerdir.

SORUYORUM SİZLERE FETÖCÜ HAKİM VE SAVCILARIN KARARLARI ADİL Mİ?

5 bin civarı hakim ve savcı fetö üyesi olmasından dolayı görevlerinden alındığı bir ortamda bu fetöcü hakim ve savcıların aldığı kararlar adaletli olduğunu düşünen bir tane insan yokken 3 yıl üstünden geçmesine rahmen adalet için bir adım atılmaması adalete vurulan başka bir darbedir.

Geçenlerde Adalet Bakanı Abdülhamit gül bir açıklama yaptı.

Suç işleyen bir kişi karakolun bir kapısından girip diğer kapısından çıkıyor. Bu da insanların adalet duygusunu rencide ediyor. ´Yapanın yanına kar kaldı, kalıyor´ algısı insanların kendine, topluma ve devlete olan güveni zedeliyor. Büyük suçlar da küçük suçlardan yola çıkıyor. Ama suçlar cezasız kalınca tekerrür ediyor, daha büyüğünü yapıyor. Biz bu konuyla ilgili de toplumda adalet duygusunu cezasızlık algısını ortadan kaldıracak, az da olsa cezasını çekeceği, ıslah olacağı model üzerinde çalışıyoruz. Çalışmamızı tamamlandığında Meclis´in takdirine sunacağız."

Sn Bakanın sözlerine katılıyorum ve şöyle bir soru sormak istiyorum.

Fetöcü hakim, savcıların ve fetöcü polisler aracılığıyla sahte delil üreterek hapishanelere attıkları suçsuz kimselerin ,hapishanelerin bir kapısından girip diğer kapılardan çıkamayarak hayatları zindana dönüşmüş kimselerin hakları ne olacak, onlar için adalet ne zaman tecelli edecek.

Hükümetin gündeminde af, yeniden yargılanma, ceza indirimi gibi konuların bir an önce gündeme gelmesi adaletin tahsis ve tecellisi için elzem olduğunu hatırlatmak isterim. Toplumun genelinin bazı suçlar hariç olmakla birlikte ceza evlerinin durumunu göze alarak ıslah özelliğini kaybetmiş cezaevlerinde bulunan kişilerin çektiği adaletsizliğe sessiz olmadığının bilinmesini isterim.

Geç gelen adalet, adalet özelliğini kaybetmesinden ötürü bir an önce bu konuda adım atılması gerektiğini belirmek isterim?