Ağrı'da hayvancılık, sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir kültür mirasını temsil ediyor. Ancak yükselen yem fiyatları ve göç, bu mirası yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor.
Ağrı’da hayvancılık, bir zamanlar bölge ekonomisinin bel kemiği iken, bugün ekonomik kriz ve artan maliyetler nedeniyle ciddi bir tehdit altında. Yem ve saman fiyatlarındaki hızlı artış, çiftçilerin hayvan beslemeyi sürdürememesiyle sonuçlanırken, bu durum hayvancılık faaliyetlerinin yerini giderek daha fazla hayvan ticaretine bırakmasına neden oluyor.
Ekonomik krizin etkileri, Ağrı’daki hayvancılık sektöründe derin izler bırakıyor. Yem ve saman fiyatlarındaki artış, gübre ve bakım maliyetlerinin yükselmesi, çiftçilerin hayvan beslemeyi giderek zorlaştırmasına neden oluyor. Bu ekonomik baskılar, sadece maliyetleri artırmakla kalmıyor; aynı zamanda, bölgedeki genç nüfusu büyük şehirlere göçe zorlayarak, hayvancılıkla uğraşanların sayısını da hızla azaltıyor. Ağrı Hayvan Borsası’nda hayvan ticareti giderek daha fazla ön plana çıkarken, geleneksel hayvancılık faaliyetleri yerini büyük oranda ticarete bırakıyor.
YEREL TEPKİLER
Çiftçiler, artan maliyetler ve göç dalgasının yarattığı baskı karşısında ayakta kalmakta zorlanıyor. Hayvan bakımı için gerekli olan yem, saman ve gübrenin fiyatları öyle bir noktaya geldi ki, birçok çiftçi artık hayvanlarını beslemek yerine satmayı tercih ediyor. Bu durum, borsada hayvan ticaretini artırsa da, uzun vadede bölgenin tarımsal üretim kapasitesini ve hayvancılık faaliyetlerini ciddi şekilde tehdit ediyor.
Bölgedeki ekonomik kriz, yüksek maliyetler ve göçün etkisiyle Ağrı’da hayvancılık hızla kan kaybediyor. Hayvan ticareti, çiftçilerin geçici çözümü haline gelse de, bu durumun sürdürülebilirliği hakkında büyük endişeler var. Eğer bu zorluklarla başa çıkmak için kalıcı çözümler bulunmazsa, Ağrı’daki hayvancılık sektörünün geleceği belirsizliğini korumaya devam edecek. Haber: zeki Ertogan