Hizan İlçesinde 12 yaşında dedesinden öğrendiği mesleğini 40 yıldır sürdüren İltaş, bahar aylarında dere kenarlarını dolaşarak söğüt ağaçlarının işleyebileceği boyutlardaki dallarını topluyor.
Bir süre beklettiği dalları yaprak ve kabuklarından ayıran İltaş, evinin salonuna kurduğu sobanın önünde bu dalları ilmek ilmek işleyerek sepet örüyor.
Sipariş üzerine ekmeklik, meyvelik, süs eşyası yaparak Türkiye'nin değişik illerine satan İltaş, dedesinden öğrendiği mesleğin son temsilcisi olmanın burukluğunu yaşıyor.
İltaş, gazetecilere yaptığı açıklamada, vatandaşların istediği ölçüler ve değişik şekillerde sepetler ördüğünü belirterek, şöyle konuştu:
"Tandır ekmeği pişirenler için, karakovan balı için sepet örüyorum. Sipariş üzerine kim ne isterse onu yaparak gönderiyoruz. Bu sepetler çok sağlıklı, poşet gibi değil. Meyve, içinde 10 gün kalsa bozulmaz. Buzdolabına gerek kalmıyor. Evin içinde bir ihtiyaç gibidir. İçine her şey konabilir. El yapımı olduğu için süs eşyası olarak da kullanılıyor. Sepetleri sipariş üzerine Türkiye'nin birçok yerine de gönderiyorum. Evimin bir bölümünde sepetleri yapıyorum. Ölürsem bu mesleği sürdürecek kimse yok. Bu mesleğin sürdürülmesini istiyorum."(aa)