28 ŞUBAT BAYRAMI…

28 ŞUBAT BAYRAMI…

28 ŞUBAT BAYRAMI…

53 Yaşına adım atan,4 Nisan'da 54'e merhaba demeye hazırlanan 35 yıla yakındır her gün ama her gün yazan bir gazeteci olarak geride bıraktığım yıllarda ilk mektuplarımdan birini yazdığım dönemin CHP Genel Başkanı, Başbakan, Karaoğlan Ecevit'ten gelen cevapla yaşadığım heyecanı hala aynı coşku ile anımsarken o günden bugüne içinde olduğum siyasi arena ile ilgili düşüncelerimi aktardığım arşivimi beynimin not tuttuğu kadar yeniden düşünüp, kendimce bugüne kadar yaşananları değerlendirmeye çalıştım.

Yetmedi örnek aldığım rahmetli meslektaşım Gazeteci Mehmet Ali Birand'ın ünlü 32. Gün programını belgesel haline getiren YouTube da  iki gün boyunca izledim, dinledim.

Çünkü bugün ele alacağım yazımı yazacağım aynı gün www.hedef.tv.com.tr adlı YouTube TV kanalındaki konuklarım 28 Şubat'ın yaşandığı siyasi atmosferin içinden gelen iki isimdi. Bunlar ; Saadet Partisi Gebze İlçe Başkanı ile Ardahanlı olan hemşerim AK Partili Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir olacaklar. Kendileri ile yapacağım canlı yayına ve  röportaja hazır olmalıydım.

Ve yine bu iki önemli konuğumun hemen ardından Pazar günü de önemli bir konuğumu kızım Özlem Şeyma Yılmaz ile birlikte uyduda, D-Smart, YouTube, Facebook'ta  canlı olarak yayınlanan ulusal TV kanalı  Tempo TV'de de Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal'ı konuk edeceğim için dersime iyi çalışmalıydım.

Dersimi çalışıp, 53 yılın 35 yılının arşivini açtığım sırada 28 Şubat 1997 yılında olağanüstü toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nun kararları karşısında ter döken dönemin başbakanı, rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın ve onun temsil ettiği siyasi oluşumu içlerine sindiremeyenlerin bugün hala aynı yerde olduklarını görürken Erbakan'dan ayrılıp, yeni bir siyasi oluşumun önünü açan Erdoğan'ın haklı direnişinin halkın desteğiyle 20 yıldan fazladır iktidarda kalmasını sağladığını da görmekteydim.

Evet, başta yani kurulduğu sırada benim de kuruculuğunu alma teklifini aldığım ama gerek siyasi düşüncelerimle bağdaşmaması gerekse çoğumuz gibi haydi oradan' deyip, 'olmaz' diye küçümsediğimiz AK Parti yani baştan beri bu düşünceye hatta kendileri dışında her düşünceye karşı olanların yani bu ülkenin asıl baş belalarından olan ulusalcıların AKP dediği, Adalet ve Kalkınma Partisinin doğup, iktidara doğru yürümesine neden olan 28 Şubat'a baktığımızda AK Partililerin bu güne kızmayıp, her harekette ilan ettikleri gibi bayram, ulusal zafer hatta o dönem hayatlarını kaybeden sağcı, solcu, gazeteci, aydın ve en önemlisi Hizbullah, PKK, mafya, gizli güç, karanlık odalarda hayatlarını kaybeden, edilen, ettirilen ve çoğu hala faili meçhul kalan olaylara 'benden değil' demeden ölmüşlerse hepsini şehit ya da yaşıyorlarsa gazi ilan etmeli diye düşündüm.

Çünkü 28 Şubat denen dönemin bana, benim düşünceme değil, kendilerine yardımcı olan, onları 20 yıldan fazladır iktidarda tutan, sistemi ellerine geçirmesine en büyük katkıyı sunmuştur desem 'yok canım' deyip, es geçmeyin derim.

Evet, 28 Şubat denen sürecin üzerinden yıllar geçse de ve en önemlisi bin yıl sürecek denen o sürecin en az 30 yılının AK Parti'ye yaradığını ve hala da sürdüğünü görmemek için ya saf ya da mağdur rolü oynayıp, iktidarı elde tutanlara yardım etmekten başka bir şey değildir.

O dönemin askeri, savcısı, hâkimi, anayasa kitapçığını Ecevit'in yüzüne atan Cumhurbaşkanı Sezer'i, kartel denen gazeteleri, tv'leri hemşerim, Ardahan/Göleli Ali Kalkancıların, Erbakan'a rağmen durmayıp, yaptıkları konuşmalarla karşıtları tahrik eden ama etraf, seçmen toplayan Hasan Mezarcı gibi hemen herkesin omuz verdiği o süreci yeniden değerlendirip, baktığımızda meclise gitmediği halde maaşını almaya devam eden Baykal'ı ve daha nicelerinin hemen hepsinin AK Partiyi iktidar yapmak, 'muhtar bile olmaz' denen Erdoğan'ı önce milletvekili ardından başbakan sonrasında da cumhurbaşkanı yapanlara kızmaktansa, en azından teşekkür etmek ve bu nedenle darbe demektense bugünkü iktidara yol açan bir bayram havasıyla anılması gereken bir süreç sanki 28 Şubat..

Sadece bugünkü iktidar için mi ? Tabi ki hayır.

Çünkü 28 Şubat denen süreci iyi tahlil ettiğinizde muhtar olamaz denenlerin Cumhurbaşkanı hatta "başkan " olacağını ortaya koyan en güzel bir gösterge olarak değerlendirilmesi halinde benim bu bakışıma kızmaktansa, 'evet ya anlatılmak istenen haklı gibi' denilecektir bence... Çünkü "mağdur" politikası her zaman ekmek yedirmistir bu topraklarda kimilerine .... Bekleyelim ve görelim hep beraber.

 



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor