Hüseyin Demir´in Kaleminden
Yıllık enflasyon %11,92 Olarak açıklandı, ancak! ?´bu Anası mı? danası mı?´´ diye soranları duyar gibiyim. Enflasyonun sahtesi olur mu diye sormayın bal gibide oluyor açıklanan 11,92 hissedilen %25-30 lar civarında olunca enflasyonun sahtesine de şahit oluyoruz bu durumda. Bilindiği üzere veya bilmeyenler için TÜİK enflasyon hesaplaması yaparken 414 kalem mal ve hizmeti baz alarak bir hesaplama yapıyor ve sonucunda enflasyonu hesaplıyor .Bu hesaplama ile yıllık enflasyonu %11,92 olarak bulmuş ve açıklamıştır.
Geçenlerde değerli büyüğümüz emekli Urfi dayı ile oturuyoruz sohbet enflasyona geldi.
Urfi dayı bana burada bir yanlışlık var Hüseyin dedi.
Oturan dostlar sordu Neden Urfi dayı bir yanlışlık var buruda dedin? çünkü bu Tüik´in hesaplaması bahçelinin iktidar hesaplaması gibi olmuş Hüseyin. Market ve pazardan alışverişi kendim yapıyorum bir şey alınmıyor, paranın kıymeti kalmamış bunlarda çıkıp %11,92 diyor.Bu durumda Sen de bir yanlışlık var demez misin? en az%25-30 dur ondan bir yanlışlık var dedim.sen okumuş adamsın söyle de tekrar hesaplasınlar yada onlarda ev geçindiriyor sor çıkan bu rakam sizce doğrumu değil mi? diye söyledi.
Urfi dayının sözlerini katılıp katılmamayı size bırakıyorum!.
Türkiye´de rakamlar bazen anlamsızdır bazen de çok anlamlıdır. Rakamlar düştükçe anlamsızlaşır yükseldikçe anlam kazanır, dikkat kazanır, çözüm için çaba kazandırır. 16 milyondan fazla kişi açlık sınırının altında, 48 milyondan fazla kişi de yoksulluk sınırının altında ise yalancı enflasyonun tescili yapılmış ,hissedilen enflasyonun çok daha yüksek olduğu gün yüzüne çıkmıştır dediğinizi duyar gibiyim. Enflasyonun yükselmesi demek bu sayıları her geçen gün artması demektir.
Enflasyon neden artıyor sebebi hikmeti nedir? Elbette birçok nedeni mevcuttur say say bitmez vesselam.
Dostlar diyor ki! bizim petrolümüz yok, doğal gazımız yok, yüksek teknolojik katma değeri yüksek ürünlerimiz az, rekabet gücümüz az, altınımız yok anlayacağınız yok ta yok diyorlar biz var mı dedik ne derdi Süleyman Demirel;
?´Benzin vardı da tankere ağzımızı dayayıp bizmi içtik´´tabi ki içmedik?
Peki bizim neyimiz var nasıl azaltırız bu enflasyon canavarını elimizdekini en iyi şekilde kullanarak azaltabiliriz diye düşünüyorum.
Bizim altın gibi topraklarımız, cennet gibi vatanımız, şahane beyinlerimiz, işsiz gençlerimiz çok elimizde.
Ne diyordu Turgut ÖZAL; Bir kamyon üzüm satıyoruz bir traktör alıyoruz.
Demek ki katma değeri yüksek ürünler üretmeliyiz.
Eskilerin dediği gibi don lastiğini de dışardan alıyoruz (şimdilerde ise lastiği üretiyoruz dışarıya satıyoruz don lastiği markasıyla geri alıyoruz).
Markalaşmaya çok önem vermeliyiz katma değeri yüksek markalar oluşturmalıyız.
İthalat bağımlılığı cari açığı yükseltiyor açık yükseldikçe dışa bağımlı oluyoruz, üreterek markalaşarak ihracatı arttırmalıyız ki hem büyüyelim hem de enflasyonu düşürelim yani kendi kendimize yetip dışarıya ürün satmalıyız.
Ekonomi politikamızda yerli üretimin arttırılması ve ithal girdilerin azaltmamız gerekli üretmedikçe büyüyemez ve istenilen refah düzeyine ulaşamayız.
Hem büyümeliyiz hem enflasyon ile baş edebilmeliyiz.
Gıdada her geçen gün dışa bağımlı hale geliyoruz.
Altın gibi topraklarımız var topraklarımızı tarım ve hayvancılıkta çok iyi değerlendirmeliyiz.
Böylesine verimli topraklara sahip ülkemizde tarım ve hayvancılık politikalarının yeniden gözden geçirmeliyiz, planlanması ve ithal girdilerde vergi oranlarının arttırılarak yerli ürünlerin kullanımının arttırmamız gerekli. Bu gereklilik sadece devlet eli ile olmaz dostlar markette aldığımız ürünlerin üstüne bakıp ´´Madde in Turkey? yazanları almalıyız.
Not: Konu hayvancılığa gelmişken görüyoruz ihtiyaç hasıl olduğu için Sırbistan´dan Fransa´dan et alıyoruz tamam alalım ihtiyacımız var da unutmayalım ki kendi hayvancılığımıza da 10 kat destek vermeden bu iş yürümez. Memleketim Ağrı Doğubayazıt hayvancılığın ana vatanı gibidir hayvancılık için mükemmel bir yerdir, bundan dolayı ekstra olarak Doğubayazıt´a destekler, teşvikler verilmesi hayvancılıkta büyük yol kat edilmesini sağlayacaktır?
