FIRAT BEYAZIT ÇELİK´İN KALEMİNDEN
Geçen Hafta pazar günü Koç´ların düğününde bulunduk, halay çektik eğlendik, koca İstanbul´un stresini sırtımızda attık.
Bu hafta da kadim dostum Muzaffer İsmailoğulları, Yıldız yengemizin kızları bankacı Merve İsmailoğulları ile Uşak eşrafından Hacer-Mustafa Nedim Gülense´in oğulları Bankacı Hüseyin Gülenes´in İstanbul Bahçelievler´de düğünleri vardı.
Gelen misafirleri Tamer ve Ömer İsmailoğulları buyur ediyor ve yerlerini gösteriyordular.
Sevgili kardeşim Yunus Agıri, ya da ne bileyim Serhat Çarnewa´nın aramızda olupta birktaç düet ile bizlere eşlik etmesini isterdim. Biraz kederli, biraz da mutluyduk. Ne ölenle öldük, nede yeni doğan bebeğin ağlamasına eşlik ettik.
Muzaffer İsmailoğulları´ı yakın zamanda yitirdiği amcası nedeni ile sade bir düğün yapma kararı almıştılar. İsmailoğulları ve Gülenes ailelerinin sevenleri ve yakınları düğünün olduğu mekana akın etmiştiler.
Koç´lar geçen hafta Bayburt´tan kız aldılar, bu hafta da İsmailoğulları Uşak´a kız verdiler. Biz Doğubayazıt´lılar her tarafa savrulmuşuz, her kesimden insan kendimize akraba olarak görmüş ve benimsemişiz, çünkü bize düşen görev budur, insanların ırkı, memleketi nere olursa olsun, onları bağrımıza basmışız, çünkü biz Doğubayazıt´lıyız. Biz her ırkı ve memleketi seviyoruz.
Düğünde her kes vardı, Doğubayazıt´lısı, Uşak´lısı her kes yerini aldı, müzik çalmadı, sanatçı sahne almadı, sevgili yeğenim Merven´in şansızlığında olacak hem nişanında babası aile bireylerinden birini yitirmişti, hem de düğünde. Olsun buruk bir sevda ortamında da olsa Uşak´lılarla akrabalık derecemizi sözettik, onlar bizi, biz onları sevdik. Çünkü biz Ehmede Xanı´ının torularıyız, biz Doğubayazıt´lıyız bize düşen ne ise onu yaptık.
Keşke ve keşke İsmailoğulları´nın bu kederi olmasaydı. Ya Serhat Çarnewa Yada Yunus Agıri aramızda olsaydı, onlar söyleseydi de bizde halaya dursaydık.
Kadim dostum Muzaffer İsmailoğulları´na sanatçın kim olacak,? demiştim, aylar önca, bana şunu demişti, sen kimi istiyorsan o olsun Fırat´ım, dedi, Yunus Agıri ile Serhat Çarnewa´ı adres gösterdim, ama olmadı, İnşallah bir başka bahara bıraktık. Serhat Çarnewa´nın el hareketini, Yunus Agrıni´nin o masum yüzünü düğünde söyledikleri o güzel stranbejlerini dinlemek isterdik.
İsmailoğulları´nın düğününe vardığımızda çok kalabalık bir kitle vardı. Doğubayazıt´lısı, Uşak´lısı oraya dolmuştu. İsmailoğulları ailesi buruk oldukları kadar da sevinçliydiler. Yıldız-Muzaffer İsmailoğulları masadan, masaya koşuşturup, misafirleri ile ilgilendiler. İstanbul soğuk ve yağmurluydu, ama Doğubayazıt sıcaklığı herkesin yüreğine sıcaklığı serpiyordu. Bir Doğubayazıt geleneği daha Uşak´lılara misafirperverlik yapıyordu.
Yıldız ve Muzaffer İsmailoğulları´nın şansızlıklarında olsa gerek, sevgili yeğenim Merve´nin nişanının olacağı zamanda da bir aile bireyi hayatını yitirmişti, düğün zamanında yine aynı acı yaşandı, İstanbul büyük bir metrepol düğün günü tarihini almak pekte kolay olmuyor, tarihi geri bir güne ertelemek pekte kolayı olmuyor ve aile bireyleri karar aldılar,"artık olsun" dediler.
Sevgili dostum Muzaffer İsmailoğulları duyduğum ve bildiğim kadarı ile bir sineği bile incitmemiş, ama bu kadar bir şansızlık başına gelmesi, takdiri İlahi dedik, başka bir şey demedik.
Güzel bir düğün oldu, Yıldız-Muzaffer ismailoğulları ellerinden geleni yaptılar ki, iyi bir çalışma yaptılar,biraz yoruldular ama olsun, yorgunluklarına da değdi.
Bizki, yiğitli mertebesinde yiğitlik taslamışız, biz Doğubayazıt´lı olarak hiç ama hiç himseye minnet etmemişiz, Bayburt´lusunu, Uşaklı´sını bağrımıza basmış, kız almış, erkek vermişiz. Çünkü biz Doğubayazıt´lıyız. Özümüz bu, kişiliğimiz bu.
Kısacası düğünde Doğubayazıt´lılarlan Uşak´lılar bir birlerinin masasına giderek tanışma fırsatını da buldular.
Her iki aileyi de kutlar, gençleri tebrik ederim?
