Peygamberler her yönüyle insanların önderleridirler. Maddî ve manevî her sahada insanlara yol gösterirler.
Peygamberler mucize gösterirken, bir taraftan kendi peygamberliklerini ispat eder, bir taraftan da gelecek nesilleri, benzerlerini yapmaya teşvik ederler.
Kur`ân-ı Kerîm, Yakup Peygamberin gözüne perde gelmesinden (katarakt) ve Yusuf Peygam¬berin bir mucizesinden söz ederken, hem hasta¬lığın sebeplerinden birine ışık tutuyor, hem de tedavisinin mümkün olabileceğini gösteriyor.
Kataraktın sebebi sadece ihtiyarlık değildir. Modern tıp ilmi, hastalığın sebepleri arasında; tansiyon yüksekliğini, çok ağlamayı, çok üzüntüyü de sayar. Modern ilmin bir asır önce keşfettiği bu gerçeğe Kur`an-ı Kerîm şu âyetiyle işaret etmiştir.
"Yakup(A.S) oğullarından yüzünü çevirdi: "Ey Yusuf`un ayrılığı ile bana gelen hüzün!" dedi ve kederinden gözlerine ak düştü; artık derdini giz¬leyip duruyordu." (Yusuf Sûresi, âyet: 84)
Yakup Peygamberin, gözünü nasıl tedavi ettiği¬ni de diğer bir âyet şöyle anlatıyor:
"Sonra babasının durumunu sorup fazla ağla¬maktan gözlerinin görmediğini öğrenince şöyle dedi: "Şimdi siz benim şu gömleğimi götürün de babamın yüzüne bırakın, gözü görür hâle gelir." (Yusuf Sûresi, âyet: 93)
Yakup Aleyhisselâm oğlunun gömleğini gözün sürdü. Derhal tansiyonu normale döndü, üzüntüsü geçti, yerine sevinç ve ferahlık geldi. Gözleri de eskisi gibi görmeye başladı. "Fakat hakikaten müjdeci gelip de gömleği (Yakup`un) yüzüne bırakınca, gözü açılıverdi: Ben size Allah katın¬dan vahy ile sizin bilmeyeceklerinizi bilirim de¬medim mi?` dedi." (Yusuf Sûresi, âyet: 96)
İşte bu mucize insanlığa bir kısım ilmî gerçek¬leri göstermekle kalmıyor, aynı zamanda insan¬ları, araştırmaya da yöneltiyor. Ve insanlar bu mucizeyi örnek alıp katarakt ameliyatını gerçek¬leştiriyorlar.
SEYİTHAN KAYA
MALİ MÜŞAVİR