Bu sabah, arkadaşlara müşterinin tanımını, önemini müşteri memnuniyetini anlatmaya başlayacağım. Bu arada, günlük hadiselerden örnekler vermek gerekir. 
Bu konu, her gün gündeme gelebilecek ve her an işlenecek önemli bir husustur.         
Hemen hatırlatalım ki, müşteri, kendisine hizmet verilen kesimdir. Hangi hizmeti, kime sunuyorsanız o, sizin müşteriniz sayılır. 
Memur için vatandaş, satıcı için mal alıcısı, doktor için hasta ve yakınları müşteri sayılır. Kısaca, kim neyi satıyorsa (hangi hizmeti veriyorsa) ve bu hizmeti kim ondan alıyorsa o müşteri tarifine girer.     
Bunu hatırlattıktan sonra, günümüz dünyasında müşterinin “kral “ olarak tarif edildiğini belirtelim. Yani, krala nasıl davranılması gerekiyorsa, müşteriye öylece davranılması gerekir. Müşteri,  her zaman haklıdır sözü bizim kültürümüzde vardır.
“Müşteri, velinimetimizdir” levhasını, dünyada bizim esnaftan başka bir iş yerinde göremezsiniz.
Geçenlerde bir çalışanımız, müşteri haksızdır diye ona karşı yanlış davranmış. Müşterinin kral olduğunu hatırlatınca olumsuz tepki verdi:
Ama bu kadar da olmaz ki, diyordu. Kendisine: 
Eğer bu kişi,  cebindeki parayı bizde değil de, başka bir yerde harcarsa bizim halimiz nice olur? Hiç düşündün mü? Dedim. Hizmet vermenin zorluğunu hatırlattım. Başarının ancak,  müşteri memnuniyetinden geçtiğini tekrar ifade ettim. Galiba bu örnek, onu ikna etmişti.         
Kamuda ise, hizmet verilen vatandaşlar müşteri sayılırlar. Çünkü hizmet bekleyen veya isteyen vatandaş olmazsa, orada oturanlar da herhalde olmazdı. Bunun iyi anlaşılması,  günümüzde sözü edilen birçok sıkıntıyı ortadan kaldıracaktır.
Müşteri kraldır… Bunu kimse hatırından çıkarmamalı…         
Buna inanmayanların, başarı kazanamayacakları, hatta ortadan kalkacakları tecrübeyle sabittir.
 Müşteri konusuna girmişken, günümüz dünyasında çalışanların da “iç müşteri” olarak tanımlandığını hatırlatmalıyım.
Demek ki; dışarıdaki müşteri memnuniyeti ne kadar önemliyse, içerdeki müşteriyi de (çalışanlar) memnun etmek o kadar önemlidir. Başarıyı, çalışanların verimliliğinin sağlayacağını bilmeliyiz. Bu verimlilik te ancak, çalışanların mutlu, heyecanlı ve gayretli olmasıyla mümkündür. Firmanın başarısı,  onların omuzları üstünde yükselecektir.
Çok büyük firmaların bile, makine ve teknolojiye servet harcarken, bunları kullanacak olan insana yatırım yapmamalarını, bu hususta bencil davranmalarını anlamak çok zor.
En öncelikli yatırım insana yapılmalıdır… (İZZETTİN İÇİN)